sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA SEBE SURESİ GİRİŞ BÖLÜMÜ

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA SEBE SURESİ GİRİŞ BÖLÜMÜ
31.12.2021
913
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

034 – SEBE SURESİ

GİRİŞ
Surenin Adı: Bu sure adını, içinde Sebe kelimesi geçen 15. ayetten alır. Bu da surede Sebe’den (yani Sabiî’lerden) bahsedildiğini belirtmektedir.

Nüzul Zamanı: Surenin kesin nüzul zamanını bildiren sahih rivayetler yoktur. Fakat surenin üslubu Mekke döneminin ilk zamanlarında veya ortalarında nâzil olduğunu göstermektedir. Eğer Mekke döneminin ortalarını kabul edersek, henüz işkencelerin çok ağırlaşmadığı ve İslâmî hareketin sadece alay, küçümseme, söylenti ve dedikodular yayma ve insanların düşüncelerini yanlış yönlendirme gibi araçlarla bastırılmaya çalışıldığı zamanlarda indirilmiş olması muhtemeldir.

Konu ve Anafikir: Sure, kafirlerin Hz. Peygamber’e (s.a) çoğunlukla alay ederek ve küçümseyerek itirazlar yönelttikleri tevhid, ahiret ve Hz. Muhammed’in peygamberliği gibi konuları ele almaktadır. Bu itirazlara bazan, itirazın kendisine değinilerek, bazan da hiç değinilmeksizin cevap verilmekte ve konunun akışı cevaplanan itirazın ne olduğunu göstermektedir. Cevaplar genellikle talimat, öğüt verme ve delil getirme, tartışma şeklinde olmakta, fakat bazı yerlerde kafirler inatçılıklarının yol açacağı kötü akibet ile uyarılmaktadır. Bu hususta Sabiîlerin, Davud ve Süleyman Peygamberlerin kıssaları onlara şu dersi vermek için anlatılmaktadır: “Sizden önce bu iki grup insan da yaşadı. Bir tarafta Allah’ın kendilerinden önce hiç kimseye nasip etmediği büyük güçler, şöhret ve zafer ihsan edilen Davud ve Süleyman Peygamberler var. Bu nimetlere rağmen onlar kibir ve gurura kapılmayıp Rabblerine şükreden kullar olarak yaşadılar. Diğer tarafta ise Allah’ın kendilerine lütuflar ihsan ettiğinde kibre kapılan ve bu yüzden sadece efsanelerde ve destanlarda hatırlanacak şekilde ortadan kaldırılıp helak edilen Sebe’ halkı var. Bunları göz önünde bulundurarak kendiniz için hangi hayatın daha hayırlı olduğuna karar verebilirsiniz. Tevhid’e ve ahiret inancına ve Allah’a karşı şükredici bir tavır takınmaya dayanan bir hayat mı, yoksa küfür, şirk ve ahireti inkara ve dünyaya tapmaya dayanan bir hayat mı?

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.