EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA VAKIA SURESİ 53. VE 61. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
53- Böylece karınları(nızı) onda dolduracaksınız,
54- Onun üzerine de alabildiğine kaynar sudan içeceksiniz.
55- Üstelik ‘içtikçe susayan hasta develerin’ içişi gibi içeceksiniz.
56- İşte bu, onların din (hesap ve ceza) gününde şölenleridir.
57- Sizleri biz yarattık,(22) yine de tasdik etmeyecek misiniz?(23)
58- Şimdi (rahimlere) dökmekte olduğunuz meniyi gördünüz mü?
59- Onu sizler mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratıcı biz miyiz?(24)
60- Sizin aranızda ölümü takdir eden biziz (25) ve bizim önümüze geçilmiş değildir;
61- (Yerinize) Benzerlerinizi getirip-değiştirme ve sizi şimdi bilemeyeceğiniz bir şekilde-inşa etme konusunda.
AÇIKLAMA
22. Bu ayetten 74. ayete kadar Ahiret ve Tevhid akidesi hakkında deliller öne sürülmüştür; zira müşrikler özellikle bu iki konu hakkında itirazlarda bulunuyorlardı. Dolayısıyla buradaki deliller, hem ahiret akidesini ispat, hem de Tevhidin hak oluşunu vurgulamak için serdedilmiştir.
23. Yani, “Benim sizlerin Rabbi ve Mabudu olduğumu, sizleri yeniden yaratabileceğimi tasdik etmeniz gerekmez mi?
24. Bu kısa cümleyle insanoğlunun dikkati çok önemli bir noktaya çekilmektedir. Bir kimse, değil kainattaki diğer varlıkları, sadece kendisinin bile nasıl dünyaya geldiğini bir düşünecek olursa, o kimsenin Allah ve ahiret hakkında hiçbir şüphesi kalmaz. İnsanın meydana gelişini bir düşünün. Erkeğin nutfesi, kadının rahmine intikal eder ve bir bebek dünyaya gelir. Fakat nutfenin, kendiliğinden bir insan meydana getirebilme veya insana çeşitli yetenekler verebilme gücü var mıdır? Söz gelimi kendi kendine meydana gelen, ya da Allah’dan başkasının yarattığı bir kimse var mıdır? Bir nutfeyi taşıma, ana rahminde safha safha geliştirme ve doğan çocukları ayrı ayrı şekillendirerek, onlara çeşitli yetenekler verme, erkek ve kadının veya bir başkasının gücü dahilinde midir? Tüm bunları Allah’dan başka (anne, baba, doktor, peygamberler, veliler) kim yapabilmeye muktedirdir? Oysa onların kendileri de diğer insanlar gibi dünyaya gelmişlerdir. Onlar da Allah’ın mahlukatındandır ve O’nun karşısında hepsi de aciz varlıklardır. Ya da Güneş, Ay ve yıldızlar mı onları yarattı? Oysa onlar da Allah’ın kendileri için koyduğu nizama tabidir ve onun emirlerine uymak zorundadırlar. Ayrıca doğacak çocuğun kız mı, erkek mi olacağına Allah’tan başkası mı karar veriyor? Çocuğun güzel mi, çirkin mi, zeki mi, aptal mı olacağını kim tayin ediyor? Toplumların içinde o toplumu yükseltecek veya alçaltacak hangi insanların çıkacağına yine kim karar veriyor? Elbette müşriklerin ve ateistlerin bu sorulara makul cevap veremeyeceğini ön yargısız her insan kabul edecektir. Bu soruların doğru cevabı, “İnsanı yaratan ancak Allah’dır” demekten başkası değildir. Eğer hakikat bu ise -ki gerçekten budur- insanoğlu hangi cüretle Allah’a karşı müstağni davranır ve sorumsuzca Allah’tan başkasına kulluk eder!
Tevhid gibi Ahiret akidesi de bir hakikattır. Düşünün bir kere; insanın mikroskop ile görmesinin dahi güç olduğu erkek spermi, kadının yumurtasıyla birleşerek bir hücre oluşturmaktadır. İşte insan hayatı böylece başlar ve dokuz ay boyunca çeşitli safhalardan geçer. Sonunda bir insan şeklini aldığında, annesinin bedeni onu dışarı çıkarır ve dünyaya gönderir. Tüm insanlar dünyaya bu şekilde gelmişlerdir ve hâlâ da gelmektedirler. Bu kadar harikulade bir şekilde insanları yaratan Allah, niçin belli bir süre için yarattığı bu insanları başka bir zaman ve başka bir tarzda yaratmaya kadir olmasın?
25. Yani, sizlerin doğumu gibi ölümü de bizim elimizdedir. Kimin anne karnında, kimin belli bir yaşa ulaştıktan sonra, kimin nerede ve nasıl öleceğine biz karar veririz. Eceli gelen kimsenin, ölümüne hiç kimse mani olamaz. Dünyanın en iyi doktorları dahi o kimseyi kurtarma gücüne sahip değillerdir. Çünkü doktorlar da ecelleri geldiğinde ölürler ve kendilerini ölümden kurtarmaya güçleri yoktur.