Efali Sıfatlardan “İBDA”
- İbda’
İbda’ bir şeyi misalsiz yaratmak demektir. Bir mana itibarıyla tahlik sıfatına bağlı olarak Yüce Allah’ın yaratma şekilleri içerisinde olan başka bir sıfattır.
İbda’; Yüce Allah’ın bir şeyi yaratırken daha önce bir benzerini ve misalini yaratmamış olmasıdır. Bu Kur’an-ı Kerim’in ifadesinde yerlerin ve göklerin yaratılışını ifade için belirtilmiştir. Bu hususta Kur’an-ı Kerim’de bir Ayet-i kerime okuyalım.
بَدِيعُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَإِذَا قَضَى أَمْراً فَإِنَّمَا يَقُولُ لَهُ كُن فَيَكُونُ
Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca “OL” der, o da hemen oluverir.( Bakara Suresi: 117)
Konumuzla ilgi olarak ayet-i kerimede geçen ” Bedi’ ” kelimesinin tefsirinde Fahri Razi şöyle demektedir.
“Bedi’ ve mübdi aynı manaya gelir. ” Bedi’ ” kelimesi, Allah birşeyi yapmazken de, yaratmanın onun şanından olup bu sıfata müstehak olduğunu gösterir. Bu tıpkı, bu hususta samı ve semi kelimeleri gibidir.
Bazen de, bedi’, mübdi manasına gelir. ” İbda’ ” inşa etmek, yoktan var etmek manasındadır. Bunun zıddı ise, “Bir örneğe bakarak yaratmaktır.” İşte bu sebepten ötürü insanlar daha önce olmayan bir şeyi söyleyen veya yapan kimseye “mühtedi”, bidatcı demişlerdir.”( Tefsiri Kebir Mefatilıul Gayb Fahri Razi “Bakara Suresi: 117″ tefsirinden)
Yüce Allah’ın ” Bedi’ ” sıfatıyla tekvin sıfatı birbirlerine mana yakınlığı bakımından ve aralarındaki alaka bakımından birbirlerine en yakın olan iki sıfatı ilahiyedir.
Bedi’ sıfatının yoktan misalsiz var etme manasında olması cihetiyle sadece Allah’a ait olduğu için kullara isnat edilmesi caiz olmaz. Bediuzzaman kelimesi de zamanın alimi değil, zamanın misalsiz yaratıcısı manasına gelmesi hesebiyle kullara isnad edilmez.
Sonu ayn yerine hemzeyle de olsa o da zamanın başlatan anlamına olur ki yine zamanı başta yaratan manasına gelir. Bunun dahi masivaya bir varlığa isim veya sıfat olarak verilmesi caiz olmaz. İleride Bedi’ ismi açıklandığından dolayı burada özetle geçmek durumundayız.