sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

FİTNEYE KARŞI TAKINILMASI GEREKEN TAVIR

A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

 

Hamd Âlemlerin Rabbi olan Allah cc’a mahsustur. Salat ve Selam kendisine uyulmadığı müddetçe kurtuluşun asla mümkün olmadığı HATEMÜ’L ENBİYA olan HZ. MUHAMMED (SAV)’e  âline ,ashabına ve ona inanan, tabii olan şeksiz ve şüphesiz müminlerin üzerine olsun İNŞALLAH

‘Fitne’ kelimesinin aslı ‘fetn’dir. Sözlükte altın ve gümüş gibi değerli madenlerin saflığını anlamak için onları ateşte eritmek demektir. Deneme imtihana tabi tutmak, sınamak, maddi manevi sıkıntı, üzüntü , bela ve felaketle imtihan etme gibi manalara gelir. İnsanın içine aşk ateşi düşürdüğü ve aklını çeldiği için kadına, aklını çelip ona azap kazandırdığı için şeytana aynı kökten gelen ‘fettan’ denmiştir. (İslamın Temel Kavramları) Bknz.

Ayrıca İmtihan, iyi veya kötü şeylerle deneme; mânevî çöküntü; dinî, içtimaî ve siyasî kargaşa anlamlarında kullanılan geniş kapsamlı bir terimdir.

Fitne görüldüğü üzere akla hitap eden bir kavramdır. Aklın çelinmesi, aklın kullanımdan çıkması ,aklın üstünün örtülmesi kişiyi fitneye hazır hale getirir. Fitnede murad edilen kişinin imanını güçlendirmesi , Rabbinin isim ve sıfatlarının tecellilerini görmesi, yakin duygusunun artmasıdır. Allah’ın (cc) fitne vermesi O’na ait bir hikmete dayanır ve insanın tekâmülüne sebep olur. Bütün bunların olması fitneye karşı doğru tavrı takınmak , aklı vahiyle beraber kullanmak ve alimlerin fitneye karşı takındığı tavır ve nasihatlerine kulak vermekle mümkün olur. Resullullah a.s bu aklı övmüş “Allah şüphelerin kol gezdiği zamanda, keskin bakışı ve şehvetlerin her yandan hücumu esnasında da, olgunluğa ermiş aklı sever .” buyurmuştur.

> Hz Huzeyfe (ra) fitnenin etkisi ile ilgili şöyle buyurmuştur: “ Fitne kalplere arız olur, fitne kendisini kabul eden kalpte siyah bir nokta, reddeden bir kalpte beyaz nokta bırakır. Fitnenin etkisinde kalıp kalmadığını anlamak isteyen bir kişi baksın, eğer önceden helal olarak gördüğü bir şeyi haram, haram olarak gördüğünü helal kabul ediyorsa fitneden nasibini almış demektir.” (Hilyetul Evliya)

>Hz Huzeyfe (ra) “ Dinini bildiğin sürece fitne sana zarar veremez. Fitne hak ile batıl sana karmaşık geldiğinde hangisine tabi olacağını bilememendir.” demiştir.

O halde bize düşen fitnenin ne olduğunu ve kimden geldiğini bilmek , Allah’ın murad ettiği sonucu kendimiz için elde etmektir. Kişi fitne zamanı ne yapmalı , tavrı ne olmalı , nasıl hareket etmeli buna ancak alimlerin bu konudaki nasihat ve görüşleriyle karar verilebilir.

Çünkü bu konuda Hasan-ı Basri Alimler için “ Alimler fitneyi daha gelirken anlar, cahiller ise ancak giderken farkeder demiştir”

  1. İmam Zehebi rahimullah şunu söylemiştir; Fitneler baş gösterdiğinde sünnete yapış,susmaya özen göster, kendine ait olmayan şeylerle ve sana ağır olan meselelerle meşgul olma, onları Allah’a ve Resul’üne bırak, dayan ve Allah daha iyi bilir de .
  2. Abdullah bin Amr şunu söylemiştir; Kesin bir ilim veya delil üzere olmadığın şeyi bırak. Seni ilgilendirmeyen şeyler hakkında konuşma. Paranı koruduğun gibi dinini de koru. Kazandığın sevabı da (başa kakmamak üzere) muhafaza et.
  3. Allah Resulu (sav) de şunu söylemiştir ; “Fitne zamanında evinizde oturun,günahlarınıza tevbe edin, dilinizi tutun. Kendi işinize bakın başkalarının işine karışmayın” (Nesai Ebu Davud)
  4. Başka bir hadisi şerifinde kulluğa dikkat çekmiş şöyle buyurmuştur ; “ Fitne zamanında kulluk bana hicret etmek gibidir.”

Her an ve her zaman yapılması gereken kulluk , fitne zamanında daha farklı bir fazilettir. Hadiste geçtiği üzere bir Müminin fitne zamanında yapılan kulluğunu Allah Resulu kendisine Hicret olarak nispet etmiştir. Çünkü insanın bu kasvetli zamanlarda kulluğa yönelmesi , yönünü ibadet , taat ve Efal-i mükellefiyetlerine çevirmesi manevi olarak kişinin Allah Resulüne ve onun yoluna yürümesi, bulunduğu fitne zulmünden emin ve güvenilir beldeye yani Allah’a ve Onun Resul’üne göç etmesidir. Müslümanların Allah’tan uzaklaşma tehlikesi ve korkusu içerisinde bulunması ve her daim onun kelamını işitme halinde olmaları gerekir. Dünyaya ait kelamlar ve insanlar kişinin kalbini o yöne çeker. Akıl sahibi müslümanların faydası olmayacak ancak kendisine zararı dokunacak hallerden kendisini muhafaza etmesi imanı için gereklidir.

 İmam Nevevi ra ; “ Allah’ın zeki kulları vardır. Dünyayı boşadılar , fitneden korktular. Dünyaya baktılar ve şöyle dediler; Burası diri kimselerin üzerinde kalacağı yurt değildir. O kimseler dünyayı dalgalı bir denize benzeterek Salih amellerini gemi yaptılar. “

Salih amellerini gemi yapmayanlar yüzerek dalgalı denizleri aşamazlar. Bulanık ve hırçın sularda boğulmaya mahkum olurlar.

Fitne zamanı su bulanık olur.Haklı haksız belli olmaz. Huzursuzluk alır başını gider. Böyle bir fitne ortamında müminlere düşen fitnelere karışmadan, gücü yetiyorsa fitneyi önlemeye çalışmak, yetmiyorsa bir kenara çekilip müminlerin hayrına dua etmek ya da fitne bulaşması mümkün olan işleri terketmektir.

İmam Ebu Hanife anlatıyor; Mekke-i Mükerreme’ye Ata b. Ebi Rebah’ın ra yanına uğradım. Ona bir mesele sorunca ‘nerelisin?’ dedi. Ben Kufeliyim dedim. -Dinlerini parça parça  edip gruplara ayrılanların olduğu yerde misin? Sen hangi gruptansın? Dedi. Ben ‘Selefe sövmeyen , kadere iman eden, ve hiçkimseyi günahından dolayı tekfir etmeyenlerdenim’ dedim. – ‘İyi bildin bu yoldan ayrılma’ buyurdu. ( İbn Battal Buhari şerhinden)

>İmam Şafi’ye soruldu ; Fitne zamanı hakkı tutanları nasıl anlarız ? Dedi ki düşman okunu takip edin o sizi hak ehline götürür.

Sıffın savaşında bir adam Hz Ali’nin yanına gelerek şöyle dedi ‘Ya Ali! Bu iki gruptan hangisi haktır; her iki grupta da Resulullah’ın ashabı vardır, Muaviye vahiy katibidir! Resulullah’ın sahabesindendir. Sen de O’nun damadı, amcasının oğlu, ve O’nun kardeşisin?

Hz Ali (ra) şöyle buyurdular ; “Hak şahsiyetlerle tanınmaz. Önce hakkı tanı sonra hak ehlini tanırsın. Batılı tanı , sonra batıl ehlini tanırsın. “

Diyoruz ki Hakkı tanımadan bu haktır bu batıldır diyenler ancak nefislerinin fevriliğiyle davranır ve onu ölçü alırlar. Birilerinin şahsiyetleriyle İslamı anlayanlar imandan ve doğru yolda kalmaktan bir pay alamazlar. Ve yine diyoruz ki RÜZGAR ESMEYİNCE SAPLA SAMAN AYRILMAZ.

Rüzgar her zaman esecek çünkü bu Sünnetullahtır.(İlahi yasa) Allah’ın cc murad ettiği , kendi katında bildiği ve müminlere hikmetlerini göstermek istediği hakikatler vardır.

“Allah, pis olanı temizden ayırmak, pis olanların hepsini birbiri üstüne koyup yığarak cehenneme koymak için böyle yapar. İşte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.” (Enfal 37)

Ahir zamanda yaşayan her Müslüman hak ve batılın karıştırılıp salata gibi önüne servis edileceğini görecektir. Bu yüzden Fitnenin ilacı Kuran ve Sünnettir. İşte bu zamanda yaşamak bu duaya sarılmayı gerektirmektedir.

“Ey Rabbim, bana doğruyla eğrinin ne olduğuna hükmedebilme bilgi ve yeteneğini bağışla” (Şuara 83)

Selam ve Dua ile

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.