BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
Kur’ân-ı Kerim’de ilim, en sık kullanılan anlamıyla, İlâhî vahiyden kaynaklanan, yani bizzat Allah’ın verdiği bilgidir. İlim, Allah’tan olduğuna göre, İslam’ın tamamı ilimdir. Vahiyle özdeşleşen anlamıyla ilim, kesin bilgi demektir. Onun için; ilmi, yani hakka, hakikate dayanan İlâhî nur olan Allah’ın verdiği bilgiyi kabullenmeyen insana, profesör bile olsa câhil denir, bu câhillerin en meşhurlarına Ebû Cehil denir; böyle kişilerin oluşturduğu toplum düzenine de câhiliyye toplumu denir.
Câhiliyye’yi, yanlızca İslâm’dan önceki dönem diye çevirme yanlış olacaktır. Bu kavram, câhilî davranış ve inançların genel adıdır. Firavun nasıl, haddi aşan, azan, kibirlenip kendini Allah’a muhtaç görmeyen, zulmün ve tuğyanın (azıp-sapıtmanın) sembolü ise; câhiliyye de bilgisizliğin, bilgisizce hareket etmenin, yaptığı şeyin sonucunu düşünmemenin, Allah’ı ve O’nun âyetlerini anlamamanın, Allah’a isyan etmenin ne kadar kötü olduğunu idrâk edememenin sembol kavramıdır.
İnsanların hevâlarına uyduğu, nefislerinin, isteklerinin kulu oldukları, Allah’ın hükümlerinin kabul edilmediği, çeşitli ilâhlara ibâdet edildiği, sömürü ve zulmün bulunduğu, kavmiyetçilik ve asabiyyenin (tarafgirliğin) yaygın olduğu, hüküm vermede hakkın ve adâletin uygulanmadığı her yer ve zamanda câhiliyye var demektir. Günümüzde de çeşitli yerlerde, tıpkı câhiliyye döneminde olduğu gibi Allah (c.c.) unutulmuştur. O ve O’nun hükümleri hayata ve insanların işlerine sokulmamaktadır. O’nun gönderdiği hükümlere uyulmaması bir tarafa; o hükümler, yani şeriat yanlış, eksik ve hatta çağdışı sayılmaktadır. Günümüz insanlarının çoğu, unuttukları âlemlerin Rabbi Allah’ın yerine sayısız ilâhlar ve putlar bulmuşlar ya da koymuşlardır. Tıpkı eski Arap câhiliyyesinde olduğu gibi sahte tanrılara ibâdet edilmektedir. Ölçüler İlâhî kaynaktan değil, hevâlardan alınmaktadır. Güçlünün borusu ötmekte, sözü geçmektedir. Zayıflar yine ezilmekte, insanlar haklarına yine gereği gibi kavuşamamaktadır. Kumar, zinâ, fuhuş, hırsızlık en geniş şekilde yapılmakta, içki su yerine içilmekte, ribâ (fâiz) ekonominin can damarı kabul edilmektedir. İslâm’ın günah dediği pek çok şey çağdaş ahlâk sayılmaktadır. Kadınlar yine alınıp satılmakta, açılıp saçılmaları kadın hakkı, çağdaşlık kabul edilmektedir.
Kısaca, Kuran’ın câhiliyye toplumu dediği müşrik toplumun anlayışı ve ahlâkı az bir değişiklikle günümüzde de aynen devam ediyor. Allah (c.c.), O’nun yüce hükümleri ve Ahiret hesaba pek katılmıyor. Bu durum da ‘câhiliyye’den başka bir şey değildir.
Hamd Alemlerin Rabbi Olan Allah’a Mahsustur.