BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd âlemlerin Rabbine salat ve selam Hz Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e onun Aline ve Ashabına olsun İNŞAALLAH…
Bizler de ki en büyük eksiklik tabii ki itikada taalluk eden, Allah Celle celale güven kısmında oluşmakta bunun tedavi yollarını aramalıyız.
Rasulullah’a Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Gatafan, beni Salebe bin Muharib’ten bir topluluğun Ziemr denilen yerde harp için toplandıkları haberi ulaştı. Resulullah Sallallahu Aleyhisselam onlarla savaşmak üzere yola koyuldu ve Osman’ı radıyallahu anh Medine’ye vekil olarak bıraktı.
Savaş yerine vardıklarında düşmandan hiç kimseyi bulamadılar. Bulundukları yere çadır kurdular, bu esnada yağmur yağdırıldı ve ıslandılar. Resulullah Sallallahu Aleyhi sellem bir ağacın altına gitti ve elbiselerini çıkarttı.
Müşrikler, Ğavres bin Haris yahut Da’sûr bin Haris isimli birini suikast için gönderdiler. Resulullah’ın kılıcı ağaçta asılıydı. Haris ansızın kılıcı aldı ve kınından çekti, Resulullah’a Sallallahu vesellem şöyle dedi; “Benden korkuyor musun?”
Resullah (sav); “hayır” dedi.
Ğavres de; “Seni benden kim kurtaracak” dedi.
Resullah (sav); “Allah beni senden kurtarır” dedi. Bu esnada olayı gören Ashab-ı Kiram, tehdit edince o da kılıcı kınına soktu ve ağacı astı. (Müslim)
Daha sonra şu ayeti kerime nazil oldu;
“Ey iman edenler! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani bir topluluk size el uzatmaya kalkmıştı da, Allah (buna engel olmuş) onların ellerini sizden çekmişti. Allah’a karşı gelmekten sakının. Mü’minler yalnız Allah’a tevekkül etsinler.(Maide 11)
Her asırda gece ve gündüz Mü’minlere karşı komplolar düzenlenmekte, zulüm hamleleri yapılmaktadır. Allah, kullarına nimetlerini hatırlatmakta, kafirlerin hilelerini boşa çıkartmaktadır. Ama inkar edenler bunu fark etmiyorlar.
“Allah kuluna kâfi” olma şuuru neredeyse Resulullah’ın sallallahu aleyhi ve sellem hayatında ana Kaide durumundadır.
Bunu Hicret esnasında Sevr Mağarasında görmekteyiz. Kureyş’in atlıları bir metreden daha az bir uzaklıkta kılıçlarını çekmişler ve onların her biri Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i öldürmek yarışındaydılar. Hz. Ebubekir radiyallahu anh mağarada Rasulullah Sallallahu sellem’in yakalanmasından korkuyor. Resulullah Sallallahu sellem de güven (emin) içinde O’nun korkusunu sakinleştiriyordu.
“Eğer siz O’na Peygambere yardım etmezseniz, (biliyorsunuz ki) inkâr edenler onu iki kişiden biri olarak (Mekke)’den çıkardıkları zaman O’na bizzat Allah yardım etmişti. Hani onlar mağarada bulunuyorlardı. Hani O arkadaşına “üzülme çünkü Allah bizimle beraber” diyordu. Allah’ta O’nun üzerine güven duygusu ve huzur indirmiş, sizin kendilerini görmediğiniz bir takım ordularla O’nu desteklemiş, böylece inkar edenlerin sözünü alçaltmıştı. Allah’ın sözü ise en yücedir. Allah mutlak güç sahibidir. Hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe 40)
İşte bu şuura, dünyevi musibetlerin isabet ettiği bir fert olarak, dünden muhtacız. Allah’ın (cc) bizimle olduğunu, bizi terk etmediğini hissediyoruz. Allah Celle Celalühü şöyle buyurmaktadır;
“Kullarım Beni Senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten Ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O halde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, Bana iman etsinler.” (Bakara 186)
İnsanlar, rızkımızı kesmekle, yahut herhangi bir zarar vermekle tehdit ettiklerinde, rızkın sahibinin Allah Celle celalühü olduğunu hatırlarız. “Zarar verme ve fayda sağlama” Allah’ın celle celalühü şanındandır. Bizim gibi insanlar zarar ve fayda vermek yahut rızık sahibi olmayanların tehdidine aldırış etmez ve deriz ki; “Allah bizimle beraberdir”
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Rabbine olan güvenine benzer bir güvene, Allah’ın kudretine imanı gibi bir imana muhtacız.
Bizler ülkeler olarak zafer istiyorsak bu şuur bize gereklidir. Allah’ın dinine yardım etmeliyiz. Toplumsal olaylarda, Siyasette, iktisatta Peygamberin yoluna uymalıyız. İşte o zaman Allah indindeki zaferi “Arşı taşıyanlar ve O’nun çevresinde bulunanlar (melekler) Rablerini Hamd ederek tesbih ederler, O’na inanırlar ve inananlar için (şöyle diyerek) bağışlanma dilerler;
“Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz (emrini tutar, dinini uygularsanız) O da size yardım eder ve ayaklarımızı sağlam bastırır.” (Muhammed 7) kaidesinin gereği hak ederiz. İşte o zaman süper güçlerin hiçbirinin tehdidinden korkmayız. Çünkü Allah bütün süper güçlerden daha güçlüdür, şuuru baki kalacaktır. Allah Celle Celalühü bizimle olduğu müddetçe zelil olmayız. Çünkü geçer Kaide Yer ve Gök devam ettiği müddetçe bakidir. “Allah’a yardım ederseniz O da size yardım eder.”
İNŞAALLAH bizlerde Allah’tan hakkıyla korkan, gerektiği ölçüde seven, şuurlu bir şekilde itaat eden ve Allah’a güvenip dayanan kulların zümresine dahil olanlardan oluruz.
ÇÜNKÜ ALLAH’A HAKKIYLA GÜVENMEYENLER, KENDİSİNE GÜVENİLMEYİ HAKETMEZLER…
Rabbim Hakk’ı Hakk bilip Hakk’a sarılmayı, batılı batıl olduğunu bilip batıldan uzaklaşmayı nasip etsin inşaAllah…
Velhamdülillahi Rabbil Alemin
Selam ve dua ile