İSLAM AKAİDİNİ FARKLI KILAN ÖZELLİKLER
İSLAM AKAİDİNİ FARKLI KILAN ÖZELLİKLER
Hz. Âdem’den beri bütün peygamberlerin tebliğ ettiği tevhid inancını yaşatan yegâne akide olan İslam akaidinin özellikleri şöyle sıralanabilir:
- İslam akaidinin diğer inanç sistemlerinde bulunmayan özelliklerinden birisi, apaçık, sade ve anlaşılabilir bir akide olması, kendisinde hiçbir kapalı ve müphem hususunun bulunmamasıdır. Bir örnek olarak, İslam’ın Allah inancı şu cümlelerle özetlenebilir; Son derece güzel, düzenli ve sağlam olan bu alemin ötesinde, onu yaratan ve düzenleyen bir Rab vardır. Bu Rab her şeyi belli bir ölçüye göre yaratmıştır. Onun yaratan ve varlığın düzen içerisinde devamını sağlayan olması, sonsuz bir ilim ve kudret, sınırlanamaz bir irade gibi her türlü yetkinlik sıfatına sahip olduğunu, dolayısıyla O’nda hiçbir eksiklik ve kusur bulunmadığını gösterir. Âlemdeki düzenin sürekliliği de varlık üzerinde tek otoritenin Allah olduğunun, Allah’ın birliğinin ispatıdır. (Onun ortağı, benzeri, dengi ve oğlu yoktur.) [1]
Bir başka ayet-i Kerimede Allahu Teala şöyle buyurmuştur:
“ … Göklerde ve yerde olanların hepsi O ’nundur, hepsi O ’na boyun eğmiştir.” [2]
İslam’ın tevhid inancında, Allah-u Teala(cc) her şeyi yaratan ve her şeyi yönetendir.
- İslam akaidi artma ve eksilmeyi, tahrif (bozulma) ve tebdili (değiştirilmeyi) kabul etmeyen sabit ve değişmez bir akidedir. Herhangi bir beşerin ona müdahale etmesi mümkün değildir.
Allah (c.c.) Kur’an-ı Kerim de şöyle buyurmaktadır: “ Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm ’ı seçtim ”[3]
Hz. Peygamber (s.a.s) de bir hadislerinde şöyle buyuruyor: “Kim dinimizde olmayan bir şey ortaya çıkarırsa, o şey kabul edilmez.” [4]
İslam akaidi soyut hükümler ileri sürmekle yetinmez, kesin delile dayanır. Allah (c.c.) Kur’an-ı Kerimde insanları bilerek ve isteyerek teslim olmaya çağırır ve batıl ehlinden, iddia ettikleri sözlerin delillerini getirmelerini ister. Bu konuda Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
“De ki eğer sahiden doğru söylüyorsanız delilinizi getirin”[5]
- Kur’an-ı Kerim, Allah(c.c.)’ın varlığı, birliği ve yetkilerine yönelik kâinattan, insanın kendisinden ve tarihten deliller getirir. İnsanın ilk yaratılışından, göklerin ve yerin yaratılışından, baharda yeryüzünün tekrar canlanmasından hareketle, öldükten sonra dirilmenin mümkün olduğu sonucunu çıkarır.
- İslam akaidi mutedil ve dengeli, ifrat ve tefritten uzak bir inanç sistemidir. İslam akaidi, duyu organlarıyla kavrayamıyoruz diye tabiat ötesi şeylerin hepsini inkâr edenlerle, birden fazla ilahın varlığını kabul edip, hakimiyeti insanlara verenler arasında yer alan mutedil bir inanç sistemidir.
Âlemin bir tek ilahının olduğunu, ondan başka hiçbir ilahının bulunmadığını ortaya koymuştur. Nitekim Allah-u Teala (c.c.) Kuran-ı Kerimde şöyle buyurmuştur:
“ (Resûlüm) de ki: ‘Eğer biliyorsanız (söyleyin bakalım), bu dünya ve onda bulunanlar kime aittir?’, ‘Allah’a aittir’ diyecekler. ‘Öyle ise siz hiç düşünüp taşınmaz mısınız!’ de. ‘Yedi kat göklerin Rabbi, azametli Arş’ın Rabbi kimdir?’ diye sor. ‘(Bunlar da) Allah’ındır’ diyecekler. ‘Şu hâlde siz Allah’tan korkmaz mısınız?’ de. ‘Eğer biliyorsanız (söyleyin), her şeyin melekûtu (mülkiyeti ve yönetimi) kendisinin elinde olan, kendisi her şeyi koruyup kollayan, fakat kendisi korunup kollanmayan kimdir?’ diye sor. ‘(Bunların hepsi) Allah’ındır’ diyecekler. ‘Öyle ise nasıl olup da büyüye kapılıyorsunuz?’ de.” [6]
Bütün bunların yanında islam akaidinin evrensel olması, fıtrata uygun olup artma ve eksilmeyi kabul etmeyen, zamana, mekâna, kişilere ve toplumlara göre değişmeyen bir akide olması, islam akaidini diğer inançlardan farklı kılan özellikler arasında yer alır.
[1] İhlas Suresi
[2] Rum – 26
[3] Maide – 3
[4] Buhârî, Sulh, 5; Müslim, Akdiye, 17; İbn Mâce, Mukaddime, 3
[5] Neml – 64
[6] Muminun 84-89