İSLAM BÜTÜN YAŞANMALI

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd, sena ve övgülerin en güzeli, ezelde ve ebedde var olan, lutfuyla kainatı ve bizleri yaratıp var eden, sayısız nimetlerle yaşatan ve rahmetiyle doğru yolu gösteren Allah (cc.)’a mahsustur.

Salat ve selam da, alemlerin Rabbi tarafından sevilen, insanların ise tanıyıp, idrak edebilme nisbetînce sevebildikleri, efendimiz, önderimiz, rehberimiz Hz. Muhammed Mustafa(sav)ya, a’line, ashabına ve O’nun yolunu izlemeye çalışan ümmetinin üzerine olsun.

NİSA 150- Onlar, Allah’ı ve peygamberlerini inkâr ederler, Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak isterler. “Kimine inanırız, kimini inkâr ederiz” derler. Bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isterler.

151- İşte onlar gerçek kâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçaltıcı bir azab hazırlamışızdır.

“Allah’ı ve peygamberlerini inkâr edenler” buy­ruğuyla onları Allah’ı ve peygamberlerini inkâr eden kâfirler olmakla damgalamıştır.

“Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak isteyenler”, Peygamberlerin hiç birini kabul etmezler. Çünkü bunlar pey­gamberliği inkâr ederler.

“Bir kısmına inanır bir kısmını da inkâr ederiz, diyerek bu ikisi arasında bir yol tutmak isteyenler var ya”

-Hz. Musa’ya iman edip, Hz. İsâ ile Hz. Muhammed’in peygamberliğini inkâr eden Yahudiler ile

-Hz. Mûsâ ve Hz. İsa’ya iman ettikleri halde Muhammed (s.a.)’i inkâr eden Hristiyanlar gibi.

Yahudi ve Hristiyanlar bazı peygamberlere iman ederken bazı peygamberleri inkâr etmiş­lerdir. BUNU DA ;

1-TAASSUPLARI,    2- GELENEKLERE KÖRÜ KÖRÜNE BAĞLILIKLA­RI,    3- HEVA VE HEVESLERİNİN ARKASINDAN GİTMELERİ dolayısıyla yapmışlardır.

Müslümanlar dan kimileri de kitap ve peygamberden gelen her şeyi kabullenmiş, yalnız hayatına uygulama safhasında bir kısmına gayret gösterirken, bir kısmını ihmal etmişlerdir.

Mesela bazı Müslümanlar namazı birinci safta kılmaya gayret gösterirken, namazın huşusuna dikkat etmediğini görürsün.

Allah’a itaatkar ve ihlaslı olarak görürsün, yalnız akraba ziyaretini ihmal eder.

Bazen kendini ilim ve ibadete verdiğini görürsün, çocuklarının terbiyesiyle ilgilenmediğini görürsün.

Bezen çocuklarının terbiyesiyle ilgilendiğini ama anne ve babaya asi olduğunu görürsün.

Bazen anne babaya iyi, eşine karşı zalim olduğunu, bazen de eşine karşı iyi komşusuna karşı kötü olduğunu görürsün.

Bazen de kul hakkına çok hassas olup Allah’ın hakkına karşı gevşediğini görürsün. Peki  Müslümanlar neden böyle bir ihmale düşmüşler? Acaba Yahudi ve Hristiyanlar gibi Müslümanlar  da taassup, körü körüne taklid veya hevaları dolayısıyla mı  bu duruma düştü.

He ne olursa olsun ne müşrikler gibi Allah ile Rasullerinin arasını ayırmak, ne ehli kitap gibi peygamberlerin arasını ayırmak ve ne de inandığını iddia eden bazı Müslümanlar gibi ibadetlerin arasını ayırmak bizlere yasaklanmış, tamamına teslim olmamız emredilmiştir. Aksi takdirde bize indirilen kitabın içerisinden işimize gelen, hoşumuza giden ayetlerle meşgul olupta diğer hükümleri dikkate almaz isek bizleri büyük bir tehlikenin beklediğini bilmemiz gerekir. (Allah muhafaza buyursun)

…Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Şu halde içinizden böyle yapanlar, netice olarak dünya hayatında perişanlıktan başka ne kazanırlar, kıyamet gününde de en şiddetli azaba uğratılırlar. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir. (Bakara 85)

O yüzden bu din gerek inanç olarak gerekse amel olarak bütün yaşanmalıdır. Rabbim bizleri muvaffak kılsın. (Amin)