İSTİHAZE 2 (Alemlerin Rabbine Sığınmak)

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd yerleri, gökleri ve ikisinin arasındakileri emsalsiz bir şekilde yaratan, bizleri hidayet olarak kitabı vahy eden, kainatın efendisi, tek ve yegane İlah, Rab, ibadet ve itaat edilmeye layık olan Allah Azze ve Celle’ ye mahsustur. Salât ve selam peygamberlerin sonuncusu, yaşayan Kur’an , kendisine tabi olunmadıkça cennetin imkansız olduğu müminlere karşı şefkatli, kafirlere karşı ise şiddetli olan Hz.Muhammed Mustafa (sav)’ ya, aline , ashabına, bugüne kadar yaşamış, bugün yaşayan ve bugünden kıyamete kadar yaşayacak olan tüm müslümanların üzerine olsun.

Allah cc, Hz. Muhammed (sav)’ e, şeytandan olduğu gibi yine şeytanın verdiği vesvese ve telkin dolayı insanlarda oluşabilecek olumsuz tutum ve davranışlar karşısında da Rabbi’ne sığınması gerektiğini bildirmiştir.Nitekim Allah Rasulü sav Mekke’de İslam’a davet ederken  müşriklerden gördüğü şiddetli baskı ve çirkin muamele karşısında “ Af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.” (Araf 199) emrine muhatap olunca,” Ey, Rabbim! Öfke durumunda ne yapayım?” diye sormuş ve Allah cc şu ayeti kerimeyi indirmiştir; “ Eğer şeytan seni kışkırtacak olursa, hemen Allah’ a sığın! Çünkü O, işitendir, bilendir,” ( Araf 200) (ibni Kesir tefsiri)

Allah Rasulü (sav), çeşitli vesilelerle ashabına da öfkeli anlarında, şiddeti telkin eden şeytandan Allah’a sığınmalarını öğütlemiştir. Bir defasında Hz. Muhammed’in yanında biribirine hakaret eden iki kişiden biri o kadar hiddetleniyor ki boyun damarları şişiyor, rengi değişiyordu. Bunu gören Hz. Peygamber (sav), “Ben bir söz biliyorum, eğer şu zat o sözü söylese, öfkesi mutlaka geçer”. Buyurdu. Hz. Muhammed’in kastettiği bu söz “Euzubillahimine’ş-şeytanirracim” (Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım) ‘dir.

Şeytanın, Allah’ın şükreden kullarını saptırmak için O’nun dosdoğru yolunun üzerine oturacağını söylemesinden de (Araf 16) anlaşılacağı gibi müminin şeytani vesveselere en çok maruz kaldığı durumlar arasında, Allah’a kullukla meşgul olduğu anlar sayılabilir. Bundan dolayı kalbin her türlü kötü niyet ve düşünceden arındırılıp Allah cc ‘ya açılması ve adanması için en başta , ilk olarak şeytandan Allah’a sığınmak gerekir. Tabi bu işi de diğerleri gibi sadece dil ile yapmak yeterli olmaz. Dikkat edersek Allah cc müminlerden yüce kelamı Kur’an’ı okurken şeytandan Allah’a sığınmalarını istemektedir. “Kur’an okuduğun zaman o kovulmuş şeytandan hemen Allah’a sığın” (Nahl 98). Böylelikle mümin, Kur’an iligili yanlış vehimlerden, anlayışlardan Allah’ a sığınmış olacak ve Kur’an’ın ışığıyla, nuruyla aydınlanmanın önündeki en büyük engel olan şeytani vesvese ve düşüncelerden kurtulmuş olacaktır.

Şeytanın temel amacı, apaçık düşmanımızın temel amacı ( ne kadar bizler onu öyle görmesekde , onun için biz apaçık düşmanız) insanı doğru yoldan saptırmaktır. bir mümin herşeyden önce imanını kaybetmekten (Maazallah) Allah’a sığınmalıdır. Bu nedenle Allah Rasulü (sav), özellikle ümmetini öğretmek açısından dualarında öncelikle inanca zarar verecek ahiret saadetine engel olacak durumlardan Allah (cc)’a sığınmıştır. Bu bağlamda Hz. Peygamber (sav); “Allah’ım bozgunculuktan, münafıklıktan ve kötü ahlaktan sana sığınırım” (Ebu Davud) buyurmuştur.

Evet bizlerde öncelikli olarak inancımıza  bir sıkıntı, bir zarar gelmesinden , inancımızı kaybetmekten endişe içinde olmalıyız ve bu durumda Allah’ a sığınmalıyız.İnancın muhafazası bizim önceliğimiz olmalıdır.İman edebilimek için hangi vasıtalara kullanmaya ihtiyaç varsa, onu muhafaza etmek için de aynı vasıtaları kullanmak gerekir.

Hamd Âlemlerin Rabbine mahsustur