KELİMELER VE KAVRAMLAR 15) BEL’AM
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
BEL’AM
Hz. Musa (a.s.) zamanında yaşamış ve sonradan irtidat etmiş olan ilim adamı.
A’raf suresinin 175-176’ncı ayetleri münasebetiyle ismi çeşitli tefsir ve tarih kitaplarına girmiş olan Bel’am İbn Bâura (veya Bel’am İbn Eber)’ nın, İsrâiloğulları’ndan, devler ülkesinden, Yemen diyarından veya Ken’an ilinden Allah’ın dinini öğrenmiş, ilim ve irfan sahibi, duası müstecap, yanında Allah’ın ismi a’zamı bulunan ve fakat sonradan itaatsızlığa düşmüş bir kimse olduğu şeklinde rivayetler vardır. Her ne kadar Lût (a.s.)’ın kızlarından biri ile evlenmiş olduğu söylenirse de, bunun Yahudiler tarafından müslümanlar aleyhine uydurulmuş bir iftira olduğu bilinmektedir.[1]
Bel’am’a konu teşkil eden ayet meâlleri şöyledir: ” Habibim! Onlara, şeytanın peşine taktığı ve kendisine verdiğimiz âyetlerden sıyrılarak azgınlardan olan kişinin olayını anlat. Dileseydik, onu âyetlerimizle üstün kılardık; fakat o, dünyaya meyletti ve hevesine uydu. Durumu, üstüne varsan da, kendi haline bıraksan da, dilini sarkıtıp soluyan köpeğin durumu gibidir. İşte ayetlerimizi yalan sayan kimselerin hâli böyledir. Sen onlara bu kıssayı anlat, belki üzerinde düşünürler. ” (A’raf, 7/175-176).
Öyle anlaşılıyor ki âyetler, Bel’am ve hareketleri itibariyle onun gibi olan herkese şâmildir. Çünkü Allah’ın âyetlerini yalnız bir veya birkaç kişiye hasretmek doğru olmaz; onlar geniş kapsamlıdırlar.
Ancak Bel’am, dünyevî çıkar ve hesaplar için Allah’ın dinini tahrif eden bir ilim ve din adamını küfür sistemlerine ve kâfir yöneticilere yaranmak maksadıyla Allah’ın hükümlerini çiğneyen ve asıl gayesinden saptıran kimseleri temsil etmektedir.
İnsanları “Allah (c.c.) adını kullanarak”‘ aldatan, hevâ ve heveslerini tatmin için “Tevhid akîdesini” tahrip eden “Bel’am’ın” etkisi korkunçtur. İslâm topraklarında; kâfirlerin istilâsını hazırlayan güç, “Bel’am”dır.
Allah (c.c.)’ın indirdiği hükümlere karşı ayaklanan ve İslâm’a küfreden yönetimlerle yani Tağûtî güçlerle din adına uzlaşan ve müslümanları da
“Allah (c.c.) adını kullanarak” aldatan, Kur’ân’daki ifâdeyle “köpek sıfatlı” kimselerin ortak ismi Bel’am’ dır. Bu köpek sıfattı kimseler de; Allah (c.c.)’ın indirdiği hükümlerin bir kısmını kabul, bir kısmını “zamanın değişmesi” gerekçesiyle sükûtla geçiştirirler. Günümüzde, başta resmî ideolojiyi kabul eden ve İslâm’ı o ideolojiye hizmetçi kılmaya çalışan müesseseler olmak üzere, çok sayıda Bel’am benzeri vardır. Bunlar “çok dindar” görünmekle birlikte, Tağut’a itikad ve iman etme noktasında titizdirler. “Ulü’l-Emr”i İslâm’a karşı ayaklanan güçlere izâfe ederek, mü’minleri yanıltırlar. İşte bunlar çağdaş Bel’am’lardır.[2]
İslam’ın arkasına gizlenerek insanları şirke ve zulme teslim ederler. Bildiğini saklayan veya para karşılığı satanlar alim değil din bezirganlarıdır. Dini para mukabilinde satan yüklü eşeklerdir. Bunlara, din alimi demek hata-i azimdir. Bunlar hangi kılıfa bürünürlese bürünsünler muvahhid aldanmaz. Allah (cc) şöyle buyurur : “Onların hali koca koca kitaplar taşıyan eşeğin hali gibidir.”(Cuma/5),Bel’am hakkı ve hakikati bilir. Bildiği halde hakkı batıla karışıtırır. Hakka batıla karıştırmayan belam, belam değildir ve tağuti güçlerin övgüsüne de mazhar olamaz. Allah (cc) buyuruyor ; “Hakkı batıla karıştırıpta bile bile gizlemeyin.”(Bakara/42)[3]
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ahir zamanda bazı kimseler çıkacak ve dini dünyaya alet edecekler insanlara yumuşak görünmek için kuzu derilerine bürünecekler ve dilleri şekerden tatlı, fakat kalpleri kurt kalbidir. Allah şöyle buyurur: Benim affıma mı güvenip gururlanıyorsunuz, benim rahmetime mi güvenip cesaretli davranıyorsunuz şanıma yemin ederim ki onlara kendimden bir imtihan vesilesi göndereceğim yumuşak huylu olanlar bile şaşkına çevrilecektir.”[4]
Bu kimseler, halktan alelade bir kişiliğe sahip kimseler değil bizzat toplum tarafından itibar gören, ilimli olarak tanınan, Allah katında çok üstün bir makama sahip olduğu iddia edilen (Allah dostu vs), kanaat önderi olan kimselerdir.Zaten eğer sıradan bir insan olmuş olsalardı saymış olduğumuz maddelere sahip olduğu zannı kimse tarafından beslenmezdi. Hadiste bildirildiğine göre bunların hasletlerinden bir tanesi olan, dini dünyaya alet etmeleri; Dini kullanarak mal, mülk, şöhret kazanmaları, mevki sahibi olmaları gibi dünyalık meta elde etme noktasında bir çok imkana sahip olma şeklinde görülmektedir. Ve bu kimselerin dilleri öyle tatlıdır ki konuşmaları çok keskindir, belagatlı bir konuşmaya sahip olup karşı tarafı adeta büyüleyen bir usluba sahiptirler. Gene bir başka hadis-i şerifte Allah Rasulu (sav), onların bizim konuştuğumuz gibi konuşacaklarını bizim giyindiğimiz giyineceklerinden bahsediyor. Ama çağırdıkları yer Cehennem olacaktır.Hatta Allah Rasulu (sav) bunları tanımlarken bu kimseleri Cehennem Davetçileri olarak tanıtmıştır.(Buhari,Müslim)
[1] Taberî, Tefsiru’t-Taberî, Mısır, 1373/1954, IX, 119-120; Fahruddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-Gayb, Mısır, 1308, XV, 54; D. B. Macdonald, İA, “Bel’âm İbn Bâura” Mad.
[2] Şamil İA
[3] Mustafa Çelik/Lâ – Muvahhid ve Bel’am
[4] Tirmizi, Zühd,59