sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

KELİMELER VE KAVRAMLAR 22) CİHAD

KELİMELER VE KAVRAMLAR 22) CİHAD
27.04.2022
1.477
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

CİHAD

‘Cehd’ veya ‘cuhd’ kökünden türüyen cihad, Kur’an’ın anahtar kavramlarından biridir.

Çalışmak, uğraşmak, çabalamak, gayret sarfetmek.İslâm’ın yükselmesi, korunması ve yayılması için her türlü çalışmada bulunmak, uğraşmak, gayret sarfetmek ve bu yolda sıcak ve soğuk savaşa girmektir. Daha açık bir ifade ile Allah (c.c.) tarafından kullarına verilmiş olan bedenî, malî ve zihnî kuvvetleri Allah yolunda kullanmak, o yolda feda etmektir. İnsanın maddî-manevî bütün varlığını Allah yolunda ortaya koyarak Hakk’ın düşmanlarını ortadan kaldırmak için savaşması “cihad”dır.[1]

Cihad dört basamaktır:

1-  Nefis ile cihad,

2-  Şeytanla cihad,

3-  Kâfirlerle cihad,

4-  Münafıklarla cihad.

Nefis İle cihad da yine dört basamaktır:

Birincisi: Doğru yolu ve hak dini öğrenme konusunda nefis ile cihad ki gerek dünyada, gerekse ahirette nefsin kurtuluş ve mutluluğu bu hak dine bağlıdır. Bu dini bilmeyi kaçırırsa her iki cihanda da bedbaht olur.

İkincisi: Bu hak dini ve doğruyolu öğrendikten sonra onun gereğince dav­ranma konusunda nefis ile cihad. Aksi halde amelsiz sade bilgi ona zarar ver­mese de bir fayda da sağlamaz.

Üçüncüsü: İnsanları bu dine çağırma ve bilmeyenlere onu öğretme ko­nusunda nefis ile cihad. Aksi halde Allah’ın indirdiği hidayeti ve açıklamala­rı saklayan kimseler durumuna düşer. İlmi, ona fayda vermez ve Allah’ın aza­bından onu kurtarmaz.

Dördüncüsü: Allah’a çağırmanın zorluklarına ve halkın eziyetine karşı sabretme ve bütün bunlara Allah için tahammül gösterme konusunda nefis ile cihad. Kişi bu dört basamağı tamamladığı vakit rabbanilerden olur. Zira selef, bir âlimin “rabbani” ismine hak kazanması için hakkı bilip, onunla amel etmesinin ve onu öğretmesinin gerekli olduğunda hemfikirdirler. İşte ancak bilip amel eden ve öğreten kimse göklerin melekûtunda “ulu kişi” di­ye çağrılır.

Şeytanla Cihad:

Şeytanla cihad iki basamaktır:

1- Şeytanın, kulun içine attığı iman konusunda ki şek ve kuşkularını defetmek üzere cihad etme.

2- Kulun içine attığı bozuk iradeleri ve arzulan defetme konusunda şeyatanla cihad. Birinci cihadın sonunda yakîn (= kesin inanç), ikincisinin sonunda da sabır oluşur. Allah Teâlâ: “Sabredip âyetlerimize kesin inanmalarından ötürü aralarından, emrimizle onları doğru yola ileten önderler çıkardık.” buyurarak din önderliğine ancak sabır ve kesin inançla ulaşılabileceğini haber vermiştir. Sabır bozuk iradeleri ve arzulan, kesin inanç ise şüphe ve kuşkuları defeder.

Kâfirler ve Münafıklarla Cihad:

Kâfirler ve münafıklarla cihad ise dört basamaktır:

1-  Kalble,

2-  Dille,

3-  Malla,

4-  Canla,

Kâfirlerle cihad özellikle el iledir. Münafıklarla cihad ise özellikle dil dir.

Zalimler, bid’atçiler ve kötü işler yapanlarla cihad ise üç basamaktır: 1-Gücü yeterse el ile, 2- Yetmezse dile intikal eder, 3- Ona da gücü yetmezse kalbiyle cihad eder. İşte toplam cihadın on üç basamağı bunlardır. “Gazaya çıkmadan ve içinden gazaya çıkmayı kurmadan ölen kimse münafıklığın bir şubesi üzere ölmüş olur.[2]

 

 

İmâm Ahmed İbn Hanbel der ki: Bize Hüseyn İbn Muhammed… Ebu Saîd el-Hudrî’den nakletti ki; Adamın biri ona gelip bana bir tavsiyede bulun, demiş. O da demiş ki: Senin bana sorduğunu ben senden önce Resûlullah(s.a.)a sordum da o şöyle bu­yurdu : Ben sana Allah’tan korkmayı tavsiye ederim, çünkü o, her şeyin başıdır. Ve cihâda koş, çünkü cihâd, İslâm’ın ruhbanlığıdır. Allah’ın zikrine ve Kur’ân okumaya koyul. Çünkü o senin göklerdeki ruhun, yeryüzündeki zikrindir.[3]

İmâm Ahmed İbn Hanbel dedi ki: Bize Ya’mur… Enes İbn Dâlik’-ten nakletti ki; Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuş: Her peygamberin ruhbanlığı vardır. Bu ümmetin ruhbanlığı da; Allah yolunda cihâddır.[4]

Siz hacılara su dağıtmayı ve Mescid-i Haram’ın bakım ve onarımını, Allah’a ve âhiret gününe iman edip Allah yolunda cihad eden kimse(lerin amelleri) gibi mi tuttunuz? Bunlar Allah katında eşit olmazlar. Allah, zâlim topluluğu doğru yola erdirmez.(Tevbe 19)

Yoksa siz; Allah, içinizden cihad edenleri (sınayıp) ayırt etmeden ve yine sabredenleri (sınayıp) ayırt etmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?(Ali imran 142)

Öyle ise kâfirlere itaat etme, onlara karşı bu Kur’an’la büyük bir cihat et..(Furkan/52)

Kur’an ile cihad, Kuranı silah olarak kullanmak değildir.Buradan anlaşılan,Kafirlerle mücadelenin Kur’an’la ve Kur’an’a uygun bir şekilde yapılması gerektiğidir.Cihad bir müslümanın dini adına her zaman ve her yerde gereken şeyleri yapmasının adıdır.Düşmanla yapılacak olan savaş her zaman karşılaşılabilecek bir olay değildir.Fakat müslüman  daima mücadele halindedir dolayısıyla vazifelerine önem verip  var gücüyle çalışmak çabalamak zorunda olduğunun bilincinde olmalıdır.

Hakiki mücahid nefsine karşı cihad açan kimsedir.[5]

Cihad yalnızca mü’minlerin dış düşmana karşı yaptıkları bir savunma değildir.Cihad,aynı zamanda kişinin kendi nefsini kötü isteklerine karşı direnmesi iblisin kandırrmalarına karşı koymasıdır,bu ise mü’minin hayatı boyunca yapması gereken mücahadedir.Çünkü gerçek anlamda müslümanlık ancak şeytana uymamakla nefsin kötü emirlerine karşı çıkmakla mümkün olabilir.[6]

Hz.Hüseyin (RA) Diyorki; Hayat iman ve Cihaddır.

Bu sözden de anlaşılacağı gibi hayat iman ettikten sonra cihad etmekten ibarettir.Çünkü iman eden onun getirdiği mükellefiyetleri de kabul etmiştir.Binaenaleyh iman iddiasında bulunan her müslüman, imanın beraberinde getirdiği mükellefiyetleri de kabul etmek ve yerine getirmekle yükümlüdür ve bu da cihad kapsamına girmektedir.Yukarıdaki hadiste de geçtiği üzere bu ümmetin ruhbanlığı cihaddır.Yani ruhbanlıktan kasıt  dünyadan el etek çekip kendini ibadete vermek demek olduğuna göre, aynı zamanda bu ümmetin sorumlu olduğu herşey cihadın içersine girdiğinide kavrarsak anlarızki ümmet her noktada kendini dünyadan dünyalıktan şehvet istek ve arzulardan uzaklaşarak hayatın tamamını kuşatan ahkamı cihad ederek yaşamaya çalışması bu ümmetin ruhbanlığıdır.

“Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et. Onlarla en güzel şekil­de mücadele et. Şüphesiz ki Rabbin yolundan sapanları da çok iyi bilir, doğru yolda yürüyenleri de çok iyi bilir.”(Nahl/125)

 

Bu ayetin tefsirinde Vehbe Zuhayli (rha) şunları kaydetmiştir ; Ey Muhammed! insanları “Rabbinin yoluna” Allah’ın dinine “hikmetle” hikmetli sözle, hakkı açıklayan şüpheyi ortadan kaldıran delille “ve güzel öğüt­le” nasihatle faydalı ibretlerle ve nazik sözle “davet et.”Beyzavî diyor ki: Birincisi -yani hikmet- hakikatleri talep eden ümmetin özel-seçkin kesimini davet etmek içindir. İkincisi -yani nasihatler- halkı davet içindir.”Onlarla en güzel şekilde mücadele et.” Onların inatçı olanlarıyla mücadele yollarından nezaket, yumuşaklık gibi en güzel yolla ve en kolay şekli, en sağlam delili ve en bilinen öncülleri tercih ederek mücadele et. Çünkü bu onların heyecanlarını teskin etmek ve karışıklık çıkarma arzularını açığa vurmak hususunda daha faydalıdır.

[1] Şamil İA

[2] İbn Kayyim-Zadu’l-Mead

[3] İmam Ahmed Müsned

[4] İbni kesir Tefsir(Hadid 27)

[5] Tirmizi(Cihad,2)

[6] H.Ece İslamın temel kavramları sh.105

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.