KELİMELER VE KAVRAMLAR 25) DOĞRULUK
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
DOĞRULUK
Doğru olma hâli, dürüstlük, sıdk, sadâkat, istikamet, hak, birr, hidâyet anlamına gelen itikadî ve ahlâkî bir kavram. Allah’ın emrine ve kanunlarına uygun bir yol izlemek ve insanların haklarına riâyet etmek demektir. İman eden ve inancını hayata geçiren doğru insan, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in en güzel ahlâkını örnek alır.
Doğruluk; düşüncede, sözde, niyette, iradede, azimde, vefâ ve amelde doğruluk şeklinde tezâhür eder. Bütün bunların kaynağı, Kur’ân ve Sünnet’tedir. Öte yandan, düşünce ve eylem birliği doğruluğun esasıdır. Düşüncede ve inançta tam manasıyla İslâm’a yönelinmedikçe ve İslâmî hükümlere teslim olunmadıkça davranışların doğru olması mümkün değildir. Doğru olan ahlâk Hz. Peygamber’in ahlâkıdır; bunun dışında doğru bir yol yoktur. Zira Rasûlullah (s.a.s.) “dosdoğru ol” mesajı ile “Hûd sûresi beni kocattı” diye buyurarak doğruluğun önemini ve insana yüklediği sorumluluğu ifade etmiştir.[1]
Yine O, “Beni Rabbim en güzel şekilde terbiye etti buyurmuştur.[2]
Yukarıda lugat anlamı kısaca açıklanan ‘sıdk’ terimi, peygamberlerin en önemli özelliklerinden biridir.Risalete ehil olabilmek için her peygamberin bu sıfatı üzerinde taşıması gerekir.Öyle ki ; içerdiği sözü ve yaptığı anlaşması, ciddiyetle mizahı ve olay nakletmesi gibi bütün sözleri, süzgeçten geçirilirse gerçeğe uygun düşer.Bu sıfat, herhangi bir suretle yerinde olmazsa risalet davası temelinden sarsılmış olacaktır.Çünkü insanlar doğru söylemeyen bir peygambere güvenemez.Doğru olan peygamberin herhangi bir surette gerçeğe ters düşen bir söz söylediği görülmemeiştir.
Bir peygamberin, Allah namına davet ettiği şeyi kendi nefsinde yaşaması gerekir. Çünkü risaletin en büyük gayesi Cenab-ı Hakk’ın insanları mükellef kıldığı ahkamı onlara tebliğ etmektir.Çünkü Allah ile ilişkisi olan kimse herkesten daha çok O (cc)’nun azametine mudriktir. Dolayısıyla O’nun hiçbir emrine karşı gelmez.Zira O’na karş gelmek ihanet ve hıyanettirHain olan kimse de Allah’ın risaletinin ehli olamaz.[3]
Sıdk olan bir peygamberin ümmetinin özelliği de; bu sıfatı gücü yettiğince üzerinde barındırmaktır.Nitekim Hz.Ebu Bekir (ra) Miraç hadisisinde ‘O (sav) söylediyse doğrudur’ diyerek ‘Sıddık’ lakabını almış; doğruluğun imanla olan bağını ve bir müslümanın gündeminde daima doğruluğun olması gerektiğini bizlere öğretmiştir.
Sırat-ı Müstakim (Dosdoğru Yol) Nedir ?
İslâm, Peygamberlerin yolu, vasat ümmetin yolu, kulluk, hak yol, din, Sebil-i Rüşd, Sebilü’r-Reşad, hidayet, hakikat, Sünnet yolu, en doğru yol. Allahu Teâlâ insanlık tarihi boyunca insanları doğru yola çağıran peygamberler gönderdi. Son olarak alemlere rahmet Hz. Muhammed (s.a.s)’i gönderdi ve ona bir hidayet olan Kur’an’ı vahyetti. Kur’an’da Allah, doğru yolu açıkladı ve Hz. Peygamber de o yola davet etti, vahyi tebliğ etti. Kur’an-ı Kerim’de tekrar tekrar vurgulanan Sırat-ı Müstakim Allah’ın nimet verdiklerinin yoludur.[4]
Kur’an-ı Kerim’de Sırat-ı Müstakim çok çeşitli biçimlerde birçok âyetlerde vurgulanmaktadır.
“Bizi doğru yola, (Sırat-ı Müstakim’e) kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet…”(el-Fatiha,1/5-7)
“Ve şüphesiz ki bu; Benim dosdoğru yolumdur. Ona hemen uyun. Başka yollara uymayın ki; sonra sizi O’nun yolundan saptırır. İşte, sakınasınız diye size bunları emretti.”(En’am/153)
Yasîn.Andolsun hikmetli Kur’an’a,Gerçekten sen, gönderilen (elçi)lerdensin.Dosdoğru bir yol üzerinde(sin).(Yasin/1-4)
“Ey suçlu-günahkarlar, bugün siz bir yana çekilin.Ey adem oğulları, ben sizden söz almadım mı ?: Şeytana kulluk etmeyin, çünkü, o, sizin için apaçık bir düşmandır;Bana kulluk edin, doğru yol budur.”(Yasin/59-61)
[1] Kadı Beydâvî, Envârü’t-Tenzîl, I, 580; Elmalılı Hamdi Yazn, Hak Dini Kur’ân Dili, IV, 2829
[2] el-Münâvî, Feyzu’l-Kadir şerhu Camii’s-Sahih, 310
[3] Mustafa Çelik/Mekarim-i Ahlak
[4] Şamil İA