KELİMELER VE KAVRAMLAR (84) RIZIK
RIZIK
Rızık, insanın yiyip, içip ve giymekle tüketmiş olduğu şeylerle beraber ahirete takdim etmek için sarf ettikleri şeylere denir. Esasen dünyada biriktirmiş olduğu kendisinin yüküdür ki dünyada onun hammallığını yapar hesabı kazancı ve çoğalması için zaman harcar ahirette de hesabını verecektir. Hz. Ali (r.a) dünyalık meta’ üzerinde “helalı hesaptır, haramı ise zaten azabtır” diye veciz bir ifade kullanmıştır. Çünkü dünyada verilen hiçbir şey boşuna olmayıp, imtihan vesilesidir. Onunla sevap veya günah kazanmak ise insanın iradesine verilmiştir. Yüce Allah rızkı verir kul kendi iradesiyle bunu helale yada harama çevirir.
Bütün canlıların rızkını Allah (C.C)’ın verdiğine dair Kur’an-ı Kerimde şöyle buyrulmaktadır:
Yeryüzünde hiç bir canlı yoktur ki, rızkı Allah’ a ait olmasın. Onun karar (yerleşik) yerini de ve geçici bulunduğu yeri de bilir. (Bunların) Tümü apaçık bir kitapta (yazılı)dır.( Hud Suresi: 6)
Kulların güç, kapasite ve isti’dadına göre Yüce Allah rızkı verir. Küçük büyük hayvanların rızıklarını kendi güçleri nisbetinde rızıklandırılmalarıyla, insanların rızıklanmaları hayvanlara nisbetle daha meşakkatlidir. Fakat bu meşakati aşabilecek güç ve imkân insana verilmiştir. Her canlının rızkını temin için kendilerine verilen güç dahi Allah’ın rızıklandırması kapsamındadır.
Canlılar; rızıklarını Allah Teâlâ’nın yarattığı bitki ve hayvanlardan elde ederler. Bunları da Allah Teâlâ, bitki ve hayvanların tohum hücrelerine koyduğu gen (DNA Deoksiribonükleik asit) planlarına göre yaratır. Bitkilerin yapılarıyla ilgili planlarındaki bilgi, her sayfasında 1000 kelime bulunan 50000 sayfalık kitabtan fazladır. Her bir hayvanın DNA (yaratılış planın)daki bilgi ise, yekûnu 500 000 (beşyüzbin) sayfayı tutan kitabların verdiği bilgiden fazladır. Bitki ve hayvanlar; planlarına göre, oksijen, hidrojen, karbon, azot, fosfor, kükürt, kalsiyum, potasyum, magnezyum gibi elementlerden teşekkül ettirilen protein, karbonhidrat ve lipid (yağ) moleküllerinden yaratılmıştır. Bu dev moleküllerin son derece nizamlı bir şekilde düzenlenmesiyle hücreler ve dokular yaratılmıştır. Zamanımızda canlıların hangi elementlerden teşekkül ettiği bilindiği halde ve kimya ilminin de son derece ilerlemesine rağmen yapılan deney ve gözlemler; et, süt, bitki, hatta bir buğdayın toplu iğnesi ucu kadar bir kabuğu gibi, bir canlının beslenmesini sağlayacak ve yaşamasına sebeb olacak bir rızkın elementlerinden kimyasal yollarla sentezlenemediğini göstermektedir. Sakkarin gibi bazı tatlandırıcılar kimyasal işlemlerle sentezlenmiştir, ama bu bir gıda değildir. Kalorisi olan ve beslemeye yarayan bir şeker de değildir. Sadece tatlı olmaktan başka bir özelliği olmayan bir bileşiktir. O halde; cansız, şuursuz ve bilgisiz maddelerin aralarında ittifak edip tabiata konulmuş kimya kanunlarını kullanarak bir rızkı sentezlemelerine imkân yoktur. Rızkı kendilerine verdiği can yoluyla bitki ve hayvanlarda yaratan yalnız Allah Teâlâ’dır. “Onlar (materyalistler) Allah’ı bırakıp da kendileri için yerden ve göklerden hiç bir rızka malik olmayan ve buna (rızık vermeye) güç yetiremeyen maddelere taparlar. O halde (rızkı veren Allah olduğuna göre) Allah’a eş ve benzer isnad etmeyiniz. Allah bilir, siz bilemezsiniz” (en-Nahl, 16/73-74).[1]
Nitekim bu hususta Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır.
Nice hayvanlar var ki, rızkını (yanında) taşıyamaz; Allah onlara da rızık veriyor, size de! O her şeyi işitendir, bilendir.( Ankebut Suresi: 60)
Yüce Allah Rezzak olup bütün canlıların rızkını temin etmek suretiyle tekeffül olduğu halde İnsanoğlu’nun belki de en çok zaafa düştüğü konulardan biride “rızık” meselesidir. Bilindiği gibi rızık;
Allahü Teâlâ ( cc )’nın mahlûkatına faydalanmaları için nasip ettiği şeylere denilmektedir. İnsanoğlu gelecek kaygısı olan bir varlıktır. Bu sebeble yaşaması muhtemel olan günlerde ne yiyip içeceği hususunda sürekli kaygı içerisinde yaşar. Bu kaygının hayatı yönlendirdiği noktada ise insanlardan çok büyük bir kısmı kendisine “rızık” konusunda aracı olan kimseyi “razık (rızkı veren)” olarak görme eğilimine girer. Hâlbuki rızık Allahü Teâlâ (cc)’dandır dan. Allahü Teâlâ ( cc)’nın bu ismi “mahlûkata yararlanacakları şeyi veren” manasına gelmektedir.[2]
Hz. Ömer (radıyallahu anlı) anlatıyor: “Resulullah (aleyhlssalatu vesselam) buyurdular ki: “Siz Allah’a hakkıyla tevekkül edebilseydiniz, sizleri de, kuşları rızıklandırdığı gibi rızıklandırırdı: Sabahleyin aç çıkar, akşama tok dönerdiniz.[3]
[1] Şamil İ.A.
[2] Ş.Sarı İslam akaidi c 5
[3] “( Tirmizi, Zühd 33)