sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

KENDİNE ZULMETME!

A+
A-

ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

Hamd Âlemlerin Rabbi, Rahman, Rahim, din gününün sahibi, her şeyi yoktan vareden, yarattıkları üzerinde tek hükümran, tek yönetici, tek kanun koyan, yağmuru yağdıran, rüzgârı estiren, bulutları sevk eden, Allah (c.c)’a mahsustur. Salat ve Selam tek örneğimiz, tek önderimiz, yaşayan Kur’an, kendisine tabi olunmadığı müddetçe kurtuluşun mümkün olamayacağı, cennetin hayal dahi edilemeyeceği başkomutanımız Hz. Muhammed (s.a.v)’e Ehl-i Beyti’ne, sahabesine, gayesi Allah(c.c)’ın rızası, derdi Allah(c.c)’ın davası olan bütün müminlere üzerine olsun.

 

Allah (c.c) bizleri dünyaya boşuna göndermedi elbette. Her yaratılanın bir amacı bir gayesi bulunduğu gibi insanın da bir yaratılış gayesi bulunmakta. Örneğin güneş ısı vermek için ay etrafı aydınlatmak için yağmur yeryüzünü temizlemek için arı bal yapmak için yaratıldı. Peki, sen niçin yaratıldın? Evet, Allah (c.c) bizlerin yaratılış gayesini Zariyat 56.Ayet-i Kerime’sinde öğretiyor. “Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” Buyuruyor.  Neymiş bizim amacımız sadece  Rabbimize kulluk etmek. Ne demek kulluk etmek şuanda zannettiğimiz gibi sadece namaz kılmak mı? Sadece oruç tutmak mı?Ya da sadece elimize üç beş kuruş geçtiğinde sadaka vermek mi? Evet, kulluk bu değildir demiyorum ama unutmayalım ki bundan ibaret değildir. Kulluk, senin Rabbinin önünde zilletle itaatle boyun eğmen demektir. Ey Rabbim bu hayatım senin, nefsim senin, ben seninim demektir. Rabbimiz buyuruyor ki: “Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar namazlarından gâfildirler (namazlarını ciddiye almazlar). (Mâûn, 4-5) Diyelim ki sadece namazdan ibaret sandın kulluğu; peki ey gafil kıldığın namaz seni nelerden alıkoyuyor. Yüce Allah (c.c) imanı ve ibadeti kendisinin ihtiyacı olduğu için bizlerden istememektedir. Zira O’nun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Bu emirlerle bizlerin iyiliğini istemektedir. Bizler için iyilik istiyor, kalplerimizin arınmasını istiyor. Hayatta mutlu olmamızı diliyor. Bizler için tertemiz bir bilinç, güzel bir dayanışma, şerefli bir huzur, sevgi, kardeşlik, kalp ve ahlâk temizliği üzerine kurulan üstün bir hayat diliyor.

 

Öyle ise insanlık bu iyilikten uzaklaşıp nereye gidiyor? Bu rahmeti, bu güzel, üstün ve şerefli zirveyi bırakıp nereye yöneliyor? Yol ayrımında bu nur önünde olduğu halde cahiliyenin hangi karanlık, uğursuz çöllerinde batmaya gidiyor. Kulluğun içine aldığımız namazımızı dâhi maalesef ki hakkıyla ikame edemiyoruz. Bir sebebi var değil mi? elbette her işin bir sebebi ve sonucu olduğu gibi namazımızın bizlerin hayatına yön vermemesininde bir sebebi var ya da kulluk yaptığımızı zannettiğimiz halde kulluğun hayatımızı şekillendirmemesinin de bir sebebi var. Bizler Rabbimizi tanımıyoruz daha doğru bir ifadeyle kısıtlı bir şekilde tanıyoruz. HâlbukiAli ibni Ebu Talha Zariyat 56. Ayet-i Kerime’sindeki “kulluk etsinler” kısmını “beni tanısınlar” diye açıyor. Soruyorum sana ey namazını kıldığı halde  hayatını o namaz üzerine bina edemeyen gafil insan senin Rabbin nasıl bir Rabb? Haşa sadece göğe hükmeden bir Rabbin mi var ya da sadece yerdeki ürünleri bitiren bir Rabbin mi var şayet cevabın evetse unutma ki Mekke müşrikleri de buna iman ettiler. “Gerçek şu ki, onlara: “Gökleri ve yeri kim yarattı, Güneş’i ve Ay’ı yararınıza sunan kimdir?” diye sorsan, kesinlikle “Allah.” diyecekler. O halde nasıl başka varlıklara yöneliyorlar!” (Ankebut 61) Şuan bende sana soruyorum gökleri kim yarattı? Yeri kim yarattı? Yararlandığın nimetleri sana bahşeden kim? Senin nefes almana sebep olan güç ney? Cevabın Allah ise tekrar soruyorum o halde nasıl oluyor da Allah tan başkalarına yönelebiliyorsun?“Eğer müşriklere “Gökten yere su indirerek onun aracılığı ile ölmüş toprağı canlandıran kimdir?” diye sorarsan kesinlikle “Allah’dır” derler. De ki, “Hamd olsun Allah’a”Aslında onların çoğu düşünme yeteneğinden yoksun kimselerdir.” (Ankebut 63)Düşünsene yaratan Allah dır diyorsun yağmur ile yeryüzünü canlandıran Allah dır diyorsun rızkı veren Allah’dır diyorsun ama bunları bile bile hâlâ başka varlıklara yöneliyorsun. Ne büyük çelişki, ne büyük tezat. Bu çelişkinin sebebini de Rabbimiz insanların akıllarını kullanmamaları, düşünmemeleri olarak bildiriyor.  “Aslında onların çoğu düşünme yeteneğinden yoksun kimselerdir.” Çünkü böylesine karmaşık, böylesine çelişkili bir inancı kabul eden birinin aklı çalışmıyor, düşünme yeteneğinden yoksun demektir. Bizler dünyevi menfaatlerimizi dört dörtlük düşünüyoruz hâlbuki. Örneğin evlatlarımız için şimdiden bir yatırım yapmıyor muyuz? ya da ileride hasta olmamak için belimizin ağrımaması için en kaliteli yatakları temin etmiyor muyuz? Ya da ay sonunu rahat geçirebilmek için market market dolaşıp en uygun fiyatı araştırmıyor muyuz? Yapıyoruz değil mi? Yapıyoruz. Ama mesele Rabbimizi tanımaya gelince, kulluk etmeye gelince ya da ilim öğrenmeye gelince, dünyevi meseleleri öne sürebiliyoruz. Dünya bizler için peşin, ahiret ise veresiye olmuş durumda. Allah Zariyat 56. Ayet-i Kerime’sinde“sadece ve sadece, ancak ve ancak kulluk için yarattım” diyor. Yani bunun dışına çıktığınız an amacınızdan, gayenizden, hedefinizden sapacaksınız buyuruyor. Örneğin icat edilen bir makina düşün sende satıcı durumundasın. Bir alıcı geliyor ve o makinayı almak istiyor sen ona makinanın nasıl kullanıldığını hangi amaç için kullanılacağını bildiriyorsun. Şimdi bu alıcı senin verdiğin talimatla hareket etmese talimata uymasa ve bunun sonucunda makina bozulsa sebebi kim olacak? Tekrar düşün o adam makinayı bozmuş bir vaziyette satıcıya getirse ve ben hem senin söylediğin amaçla hem de kendi kafamla hareket ettim söylediğinin dışına çıktım dese durum ne olacak? Satıcı alıcıya demeyecek mi kafana göre hareket etmenin sonucunda elindekini zayi ettin diye? Kendini düşün bir de, Rabbin sana bir talimat vermedi mi? Seni sadece kendisine kulluk için yaratmadı mı? Sana peygamber ve kitap göndermedi mi? Sen hem Rabbinin sana bildirdiği talimatla hayatını yönlendirdiğini iddia ediyorsun hem de kafana göre delilsiz nefsinle hareket ediyorsun. Unutma ki sen de,zayi olmaya mahkûm ediyorsun kendini, hem zayi olmaya hem kalitesiz bir hayat sürmeye hem de aşağıların en aşağısı olmaya mahkûm ediyorsun kendini!

Mümin bütün dünyasını; evladını, eşini, malını Allah’a kulluk etmekte araç kılar. Onları amaç haline getirmez. Fakat imanın ne olduğunuanlamayanbunları sadece amaç olarak görecektir ve hem dünyasını hem de ahiretini karartacaktır. Evet dediğimiz gibi Rabbimiz ancak ve ancak diye buyururken bu amacın dışına çıkamayacağımızı çıktığımız an kendimize zulmetmiş olduğumuzu bildiriyor. Başınız ağrıdığı için doktorun size bir ilaç verdiğini ve bu ilacı sadece başın ağrıdığında kullan, miden ağrıdığında veya belin ağrıdığında kullanırsan sonucunda diğer organlarına zarar veririsin dediğini düşün, sen şimdi miden ağrıdığında doktorun verdiği ilacıkullanır mısın? Sanıyorum ki cevap “hayır” olacak. Eee ne oluyor da sen düne kadar pis bir su iken, yeryüzünde anılmaya değer bir şey değilken, Rabbinin yeryüzündeki bütün nimetlerinden faydalanıyorken, şuanda sana, seni ancak kulluk için yarattım diyor, bunun dışına çıkarsan kendine zulmedersin diyor ve sen bu uyarıya rağmen hala yüz çeviriyorsun! Bizler doktora güvendiğimiz kadar Rabbimize güvenmiyor muyuz acaba? Evet, evet doktoragüvendiğimiz kadar Rabbimize güvenmedik, eşimizi sevdiğimiz kadar Rabbimizi sevmedik, evladımızıkoruduğumuz kadar Rabbimizin hükümlerini korumadık.  Tanımadığımızagüvenemeyiz, sevemeyiz, hükmünü de  koruyamayız… Rabbimkendisini tanıttığı şekilde tanıyabilenlerden olmayı nasip eylesin. Rabbim bizleri de dünya nimetlerinden yararlanırken onları kendi rızasına ulaşma da araçkılanlardan eylesin. ÂMİN.

 

VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

TEVFİK ALLAH’TANDIR

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.