sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

KINANMA KORKUSU VE KÖLELİK

02.01.2020
915
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd Alemlerin Rabbine olsun. Salat ve Selam Hz. Peygamber (sav)’in üzerine olsun.

Bu yazımda kınanma korkusunun arkasından gelen köleleşmekten bahsetmeye çalışacağım.

Allah(cc) kullarına Hakk ile batılı ayırt edebilecek istidat yetenek vermiştir. Ve bu yetenekler üzerinden kulunun doğru olanı bulmak onu tasdik etmek ve onun peşine düşmek ile sorumlu tutmuştur. Bunlar akıl, görme, işitme ve temyiz yeteneği, seçiciliğimiz farkındalık bunlar hep bizim doğru olanla eğri olanı birbirinden ayırmak adına Allah’ın bize vermiş olduğu cevherlerdir.

Mesela İbrahim (as) bu yeteneklerini kullandığı ve Hakk ile batılı tevhid ile şirki birbirinden ayırt edebildiğini gösterildiği bir sahne;

“Gerçek şu ki ben bir muvahhid olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana çevirdim. Ve ben müşriklerden değilim.”(En’am 79)

İbrahim (as) batıl olan her şeyden Hakk ve Hakikatin de kendisi olan tevhid inancıyla bu hayatı kim var etti ise ona teslim oldum ve ona ortak koşmaktan uzağım. Bu farkındalık nerde ve nasıl cereyan etti? Çevresi tamamen müşrik olan bir toplumda çevresinin ona kendilerine ait örf, adet, inanç ve yaşantı ne varsa onunla beraber onu da kuşatmak aralarında eritmek isterlerse Allah’ın kendisine verdiği cevherler ve onlara karşı sorumluluk duygusu ile hareket edince toplumun baskısı çoğunluk sevgisi bunlar hep geride kalan etkenler oluyor. Ama bütün bu üstün özelliklerimizi ve Allah’ın Hakk ve batılı ayırt etmek adına gösterebileceğimiz eserlerinin görmezden gelir onlara ihanet eder. Doğru bellediğimizi başkalarının hatırına yanlış saymaya kalkışmak işte bunun adına Kur’an kınanmak korkusu diyor.

Ve bu toplumun en büyük hastalığı ve bundan belli oranda hepimizde var. Millet ne der. İnsanlar ne der. Falancalar nasıl karşılar.

Bir Ayeti Kerimede Allah (cc) kendilerini sevdiği ve onlarında Allah’ı (cc) sevdiği kullarından bahsederken buyuruyor ki;

“Onlar kınayıcının kınamasından korkmazlar.”(Maide 54)

İşte bu çekince çoğu insanı doğru bildiği davranışlardan da doğru bildiği inançtan da bunları sergilemekten de alıkoyabiliyor. Bu da Hakk’a karşı vefasızlıktır. Kişinin Hakk’ı fark etmesi İlahi bir lütuftur. Allah’ın(cc) sağladığı. Bunu yaşamına aksettirebilmesi kendi iradesiyle adımını atacağı bir husustur.

O adımını atar Allah(cc) muaffakiyet verir. Yoksa toplumun kınamasından çekinir korkarsa insan çoğunluğun vereceği tepkiyi esas alırsa kendini yalanlamış olur. Kendisinde var olan Allah’ın lütfettiği cevherlere rağmen topluma boyun eğmiş olur. o insan kendisini topluma satmış olur. ve bu da köleleşme süresidir.

Müslim de geçen hadisi şerifte. Allah Rasulu şöyle söylüyor.

“İnsanlardan hepsi sabahlar kimi kendini satar Hakk uğrunda özgürleşir. Kimi kendisini satar insanların uğrunda köleleşir.” Buyuruyor (sav).

Bu ifadesinde Allah’ın elçisi kendisini satan Hakk uğrunda varlığından vazgeçen kimsedir. Gerekirse ölümü göze alır. Hakk’ı ifade etmek ve yaşamak adına bu öldürülse bile kınansa bile bu kişi özgürlüğüne kavuşmuş demektir. Diğeri de o da kendisini satar bu da varlığından ödün verir. Demek ki her ikisi de satar ile ifade ediliyor. Bu kendisini insanlara satar yani onlara boyun eğer dolayısıyla bundan köleleşir.

Hakk’a vefa göstermemek doğru bildiğini söylememe doğru bildiğini kendi yaşamına yansıtmamak başkalarının ne derler başkasına boyun eğmek kişinin köleleştiği bir süreçtir. Allah ne der diyeceği yerde insanlar ne der diyen kimse Allah’a kul olmaktansa insanlara köle olmayı yeğlemiş demektir. Birde kulun düşebileceği insan altı bir duruma (esfele safilin) razı olduğu kendi kendisini aşağıladığı bir durumdur.

Allah(cc) Hakk’ı hak bilip Hakk’a sarılan, batılıda batıl bilip batıldan uzak duran kullarından eylesin bizi…

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.