sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

KUR’AN HÜKÜMLERİNİN DELİL OLUŞU

A+
A-


Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(C.C)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

KUR’AN HÜKÜMLERİNİN DELİL OLUŞU – 1

Kur’an’ın Allah(C.C)’tan geldiği hususunda müslümanlar arasında herhangi bir ihtilaf yoktu. O, yüce her şeyden münezzeh Allah(C.C)’a itaat vacibtir. Bu konuda da müslümanlar arasında bir görüş ayrılığı yoktur. Hüküm ne çeşitten olursa olsun Kur’an, her erkek ve kadın müslüman hakkında kesin bir delildir. Onlara uymak gereklidir.

KUR’AN HÜKÜMLERİ DÜNYA VE AHİRET İÇİN KONULMUŞTUR

Kur’an hükümleri iki çeşittir; Dinin, yerine getirilmesiyle ilgili hükümleri; Bunlar, inanma (akâid)) ve ibâdetlerdir. Devlet ve toplumun düzenlenmesi ve yönetimi, kişilerin birbiriyle olan alâkalarının düzenlenmesiyle ilgili hükümler: Bunlar çeşitli muâmeleleri, cezaları, şahsın hukukunu, devletlerarası hukuku vs. içine alır.

Sayı ve çeşitliliğine rağmen Kur’an hükümleri insanları dünya ve âhirette mesûd etmek için indirilmiştir. Bunun için dünya ile ilgili her fiilin bir de uhrevî tarafı vardır. Meselâ kullukla, medenî hukuk, ceza hukuku, anayasa, devletlerarası hukuk dallarıyla ilgili fiilin dünyadaki sonucu; görevi yapmak, hak sahibi, mülk sahibi olmak, hakkı kaybetmek, ceza vermek, sorumluluk ve saire yüklenmek gibi durumlar olmakla beraber, bu fiillerin âhiretle ilgili bir neticesi daha vardır ki, o da işlenilen fiilin sonucu olarak âhirette sevap veya cezadır. İslâm dininin dünya ve âhirette insanlarını mutlu etme amacını taşıması, hükümlerinin de bölünmeyen, birbirinden ayrılamayan bir bütün olmasını gerektirir. Çünkü bir kısmını alıp diğer bir kısmını bırakmak, İslâm’ın amacını gerçekleştirmez. Yeryüzünde İslam dini gibi davranan bir başka din veya hukuk sistemi olmadığından bu hususta diğerleriyle kıyaslanmamalıdır.

Kur’an’daki hukuki hüküm ifade eden âyetleri inceleyenler her hükmün dünyevî ve uhrevî iki yönünün bulunduğunu görür. Meselâ, Kur’an’da Allah (cc) şöyle buyuruyor: “Allahın haram kıldığı cana haklı bir sebep olmadıkça kıymayın” (207). Burada adam öldürmek yasaklanıyor ve öldürme hem dünyevî hem de uhrevî iki karşılık konuluyor. Dünyadaki karşılığı kısas, âhiretteki cezası da acıklı bir azaptır. Bu durum da Allahın şu âyetindedir: “Ey iman edenler! Maktûller hakkında size kısas yazıldı, farz kılındı. Hür hür ile, köle köle ile, dişi dişi ile kısas olunur. Fakat kimin, hangi kâtilin lehinde maktûlün kardeşi, velisi tarafından cüz’î bir şey affolunursa hemen kısas düşer. Artık örfe uymak, hukukun ve aklın iyi gördüğünü yapmak, borcu, maktûlün velisine güzellikle ödemek lâzımdır. Bu, Rabbınızdan bir hafifletme ve esirgemedir. O halde kim bu afdan ve edadan sonra kâtile veya taraflarına düşmanlık ve saldırıda bulunursa onun için pek acıklı bir azap vardır.”(208). Acıklı azap ise âhiret azapıdır ki, bunu da Allah(C.C)ın şu meâldeki sözü teyid eder; “Kim bir mü’mini kasden öldürürse cezası, içinde ebediyyen kalıcı olmak üzere cehennemdir. Allah ona gazap etmiştir, ona lânet etmiştir ve ona çok büyük bir azap hazırlamıştır.”(209) Kısasın, tecavüze karşılık dünyevî bir ceza oluşu da bunu kuvvetlendirmektedir.

DEVAMI İNŞALLAH İKİNCİ YAZIMIZDA OLACAKTIR.

207) Kur’an, İsra 33.

208) Kur’an, Bakara 178.

209) Kur’an, Nisâ 93.

ETİKETLER:
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.