sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

KUSURSUZ DENGE

A+
A-

Hamd Alemlerin Rabbi olan Allah c.c. olsun. Salat ve selam ise Peygamber efendimiz Hz. Muhammed s.a.v’e onun ehli beytine ashabına ve Müslümanların üzerine olsun İnşallah.

Tefekkür: Her hangi bir mesele hakkında düşünme zihni yorma, derin düşünme ve işin şuuruna varma.

Tefekkürün zıddı; fikirsizlik ve düşüncesizlik demektir.

Tefekkür insana mahsus bir özelliktir, insan tefekkür sayesinde diğer varlıklardan ayrılır ve üstün olur. Tefekkür ancak kalpte tasavvuru mümkün olan şeyler hakkında yapılır. Onun için Allah’ın yarattığı varlıklar hakkında tefekkür mümkündür.

Fakat Allah c.c.’ın zatı hakkında tefekkür mümkün değildir.

Tedebbür: Bir şeyin üzerinde düşünmek, tefekkür etmek (okudukların üzerinde tefekkür)

‘’Onlar Kuran’ı Kerimi (tedebbür) etmezlermi? Yoksa (münafıkların) kalpleri üzerinde kat kat kilitlermi var?’’ (Muhammed 24)

Halid Bin Madan diyorki; İnsanın aslında dör gözü vardır. İki gözü kafasında bulunan ve herkes tarafından görülen gözlerdir.

Bunlar dünya maişetini sağlamak içindir. Diğer iki gözü ise kalbindedir. Bunlar da dini ve Allah’ın vaad ettiği gayb alemi içindir.

Allah bir kulu için hayır dilediği zaman, kalbinde bulunan o iki gözü görür hale getirir. Hayrının dışın da başka bir şey dilediği zaman ise kalbindeki bu iki gözünü silme kör eder. İşte Allah’u Teala’nın ‘Yoksa kalplerinde kilitlermi var? Kelamı buna işaret etmektedir’

Allah c.c. aslında insana baktırıyor, sürekli Kainatı önüne seriyor, durmaksızın bir an bile insanın Kainat kitabını okumasını istiyor.

Ne  yazık ki baştaki gören gözler olmasına rağmen kalpteki gözler olmayınca baktığımızda göremiyoruz.

‘Biz Allah’ın boyasıyla boyandık, kimdir boyası Allah’tan daha güzel olan biz sadece O’na kulluk ederiz. (Bakara 138)

Bugün yolda gezerken komşumuzun evinin dış boyasının renginin güzel alıcı bir boyayla boyandığını görsek hemen kendi evimizide o renge boyamayı düşünürüz o istediğimizin üzerinde harekete geçeriz.

İşte kainat Alemlerin Rabbine olan teslimiyette ve kulluğuyla bizi tevhide davet ediyor, her gün güneş doğuyor batıyor, ama biz insanoğlu bu ayetlerinden üzerinden gelip geçiyor.

Hz Aişe’nin şöyle dediği ricayet edilir. Ali İmran 190. Ayeti kerime nazil olunca peygamberimiz kalkıp namaz kıldı. Bilal gelip ona namaz vaktini haber verdi. Ağlamakta olduğunu gördü şöyle dedi.

‘’Ey Allah’ın Rasulü Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlamışken yine ağlıyormusun?’’

Şöyle dedi; Ey Bilal şükreden bir kul olmayayımmı? Bir gece bana yücel Allah ‘Göklerin ve yerin yaratılışın da gece ile gündüzün birbirlerini takip edişinde akıl sahipleri için elbette deliller vardır.’ Ayetini indirdi. Daha sonra şöyle buyurdu: ‘Bu ayeti okuyupta bunun üzerinde düşünmeyene yazıklar olsun’ dedi.

Evet bugün ne elimizdeki kitabı okuyunca anlıyoruz ne de Kainat kitabını okumayı biliyoruz.

Halbuki kainatta içiçe yaşıyoruz.

‘Eğer biz bu Kur’anı bir dağa indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan baş eğerek, parça parça olmuş görürdün. Bu misalleri insanlara düşünsünler diye veriyoruz.’ (Haşr 21)

İnşallah bizlerde kalp gözüyle gören ve bu davete icabet edenlerden oluruz. (Amin)

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.