BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamdlerin tümü tek Rab, tek İlah, Rahman ve Rahim olan Allah’a (cc) mahsustur.
Salat ve selam ise; Örnek ve Önderimiz olan Hz. Muhammed (sav) ‘ e, aline, ashabına ve onların tabiileri olan Müslümanların üzerine olsun.
قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذٖينَ اَسْرَفُوا عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللّٰهِؕ اِنَّ اللّٰهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمٖيعاًؕ اِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحٖيمُ ﴿٥٣﴾
‘’(Benden Onlara) De ki: Ey kendi aleyhlerinde olmak üzere ölçüyü aşan kullarım. Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları bağışlar.Çünkü O, bağışlayandır, esirgeyendir.’’[1]
‘’ Bu ayet, aslında cahiliye bataklığına batmış olan katil, zani (zina eden), hırsız ve haydutlar için bir umut ışığıdır. Bu kimselere sanki şöyle denmektedir: ‘’ Allah’tan ümidinizi kesmeyin, O’na (cc) yönelin ve tevbe edin ki, af olunasınız. Allah (cc) merhamet sahibidir.’’ [2]
Evet. Allah(cc) merhamet sahibidir. Hem de bizim hayal ve tasavvur edebileceğimizin de ötesinde bir merhamet!
Günahsız mıyız? Hayır. O zaman merhamete, affedilmeye ihtiyacımız var demektir. Peki bu merhamete nasil nail olabileceğiz?
Kişinin Allah(cc)’ın merhametine nail olmasının önündeki engel, tevbe etmemesidir. Halbuki Allah (cc) tevbe eden kuldan ne kadar da hoşnuttur!
Hazreti Ebu Hureyre’den rivayetle; ‘’ Rasulullah (sav) ( bir hadis-i kudsi’de) Rabbinden naklen buyurdular ki: ‘’ Bir kul günah işledi ve : ‘’Ya Rabbi günahımı affet!’’ dedi. Hak Teala da: ‘’Kulum bir günah işledi, arkadan bildi ki günahını affeden veya günah sebebiyle cezalandıran bir Rabbi vardır.’’ Sonra kul dönüp tekrar günah işler ve: ‘’Ey Rabbim günahımı affet!’’ der. Allah Teala Hazretleri de: ‘’Kulum bir günah işledi ve bildi ki, günahı affeden veya günah sebebiyle cezalandıran bir Rabbi vardır. Sonra kul dönüp tekrar günah işler ve: ‘’Ey Rabbim beni affeyle!’’ der. Allah Teala da: ‘’Kulum günah işledi ve bildi ki, günahı affeden veya günah sebebiyle muaheze eden bir Rabbi olduğunu bildi. Dilediğini yap, ben seni affettim!’’ buyurdu.’’[3]
Kurtubi, der ki: ‘’Bu hadis, istiğfarın faydasının büyüklüğüne, Allah’ın (cc) fazlının büyüklüğüne, rahmetinin, hilminin, kereminin genişliğine delalet eder. Fakat bu istiğfar, günahta ısrar düğümlerini çözen ve nedameti (pişmanlığı) hasıl eden bir dile mukarin (yakın) olarak, manası kalpte sabit olan istiğfardır. İşte bu, tevbenin tercümesidir. Buna şu hadis şehadet eder: ‘’Hayırlınız günaha düşmüş tövbekardır.’’ Müfetten’in manası, ‘’günahı tekerrür edip tevbe eden kimse’’ demektir. Yani her ne zaman günah işlerse derhal tevbeye koşan kimsedir. Diliyle ‘’estağfirullah’’ deyip kalbiyle o günahta ısrar eden değil; böyle birisi, istiğfarı da istiğfara muhtaç olan kimsedir.’’
Günaha tekrar bulaşmak, tövbeyi bozmak olduğu için her ne kadar ilk günahtan daha kötü olsa da, tekrar tövbe etmeye dönmek, ilk tövbeden daha iyidir çünkü tövbeye ikinci kere meyil, kerim olan Allah’tan istediğinde ısrar ve O’ndan (cc) başka affedicinin olmadığının itirafıdır.[4]
Buradan şunu anlıyoruz ki; Merhamet, mağfiret ve affa nail olabilmenin şartı tövbedir. Allah (cc) tövbe eden kulunu affedecektir. Yeter ki, işlediğimiz günahın farkında olup bundan vazgeçerek tövbe ve istiğfar eden kullardan olalım.
İstiğfarla alakalı olarak da İbnu Hacer şunları der: ‘’ es-Sübki el-Kebir’in, Hulbiyat’ında gördüm, diyordu ki: ‘’İstiğfar, mağfiret(bağışlanma) talebidir,
bu lisanla
veya kalple
veya her ikisiyle de olur.
Birincisi faydalıdır zira söylemek sükuttan hayırlıdır, hem de dil hayırlı söze alışır. İkincisi de cidden faydalıdır. Üçüncü ise, her ikisinden daha faydalıdır, ancak kalp ve lisan, tevbe olmadıkça günahı temizleyemezler. ‘’
Şimdi;
hayatta en sevdiğiniz insanı düşünün. Ona karşı çok kötü bir yanlış yaptınız ve sonrasında da özür dilediniz diyelim. Muhabbetiniz aynı şekilde devam edebilir mi? Sizi koşulsuz sevip, eskisi gibi güvenebilir mi?
Evet biz nankörüz belki de. Bir kötülük ile tüm iyilikleri yerin dibine geçirip ayaklar altına alacak kadar hem de. İşte tam bu duruma uyacak bir söz var: ‘’ İnsanlar tek bir kötü davranışınızla tüm güzel geçmişinizi siler. Allah (cc) ise bir tövbenizle tüm kötü geçmişinizi siler.’’
Şimdi söyle,
Kim daha iyi dost,
Kim daha sadık?
O halde gerçekten Allah’ı (cc) razı etmeye bak. Çünkü bir gün, Allah (cc) dışında razı etmeye çalıştıklarımız yanımızda kalmayacak.
selametle..
[1] Zümer, 53
[2] Mevdudi tefsiri, Zümer 53
[3] Buhari, Tevhid 35, Müslim, Tevbe 29
[4] Kurtubi, el Müfhim