sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

MİSAK’TAN ÜNSİYETE

A+
A-

Bismillahirrahmanirrahim

 

Hamd, alemlerin Rabbi olan Allaha (c.c.) mahsustur. O, her şeyin yaratıcısı, her şeyin hükümranıdır. Salat ve selam, Rasulullah Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.)e, onun değerli Ashabına ve kıyamete kadar onun yolunu takip edecek tüm müminlere olsun.

 

 

Ebû Hüreyre (radiyallâhu anh) anlatıyor:

“Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)

buyurdular ki:

“Ruhlar toplanmış askerler gibidir. Onlardan birbiriyle tanışanlar kaynaşır, tanışmayanlar ayrılırlar.”

[Buhâri, Enbiya 2; Müslim, Birr 159, (2638); Ebû

Dâvud, Edeb 19, (4834).}

 

Bu hadisi şerifi İslam Alimlerinin yorumları içerisinde anlamaya çalışalım:

 

Ibn Kayyım (rahimehullah) şöyle der:

“Kalp, kalbin kokusunu alır.”

 

İnsanlar, iç dünyalarında sahip oldukları özelliklere yakın olan insanlarla bağ kurma eğilimindedirler. Bir kişi, içsel dünyasında huzurlu, şefkatli ve sevgi dolu bir kalbe sahipse, bu kalp kendisine benzer bir ruh haline sahip olan diğer insanları tanıma ve onlarla iletişim kurma isteği duyar. Bu da aslında, insanların birbirine yakınlık hissettikleri noktalardan birisidir.

 

Abdullah ibn Mesud  şöyle der:

– “Kimseye seni sevip sevmediğini sorma, fakat kalbinde ona karşı ne hissettiğine bak. Çünkü onun kalbinde de senin için aynısı vardır.

“Muhakkak ki ruhlar toplanmış askerler gibidir.

– “Diller konuşmasa bile, kalpler birbirini tanır ve kaynaşır.”

Yani, senin kalbinde beslediğin duygular, karşılıklı olarak muhatabında da aynı şekilde yankı bulur. Eğer kalbinde birine karşı sevgi, saygı ve güven taşıyorsan, bu duygular, onun kalbinde de benzer bir şekilde kendini gösterir. Ama bunu anlayabilmek ve güvenmek için, suizanla yaklaşmamayı öğrenmelisin.

 

Ibn Useymin şöyle anlatıyor:

Abdullah bin Abbas’in yanından bir adam geçti ve “Bu adam beni seviyor” dedi.

“Bunu nereden biliyorsun?” diye sorulunca,

Çünkü ben onu seviyorum” dedi.

 

  Bir kalp, saf ve samimi bir şekilde diğerini hisseder.

imam Ibn Hacer bu hadisle ilgili olarak şöyle demiştir:

“Ruhlarin birbirini tanıması, onların üzerinde bulundukları tabiat (karakter) bakımından, iyilik veya kötülük üzere olmalarına göredir. Eger ruhlar arasında uyum varsa, o zaman tanışıp kaynaşırlar.

Ama eğer aralarında uyumsuzluk varsa, o zaman birbirlerinden uzaklaşırlar.” Yani insanların ruhları, birbirleriyle geçmisten gelen bağlara ve benzer tabiatlar üzere olmalarına göre kaynaşır ya da uzaklaşır. Bu, insanların dünya hayatında da ayrı ayrı çevrelerde, zıt kutuplarda bulunmasının sebebini açıklar.”

  Ve bir ruh, yalnızca kendisiyle uyumlu olanı tanıyacak, ona doğru çekilecektir.

Ibnü’l-Cevzi söyle demistir:

Bu hadisten şu ders çıkarılabilir: Bir insan, üstün bir meziyete veya salih bir kişiliğe sahip birine karşı içinde bir soğukluk veya hoşnutsuzluk hissederse, bunun sebebini araştırmalı ve bu durumu ortadan kaldırmaya çalışmalıdır ki kötü bir vasıftan kurtulmuş olsun. Aynı şekilde, bunun tam tersi bir durumda da aynı prensip geçerlidir.

 

 

Imam Kurtubi ise şöyle demiştir:

Ruhlar, her ne kadar “ruh” olmaları bakımından aynı olsa da, aralarında farklılıklar bulunur ve bu farklılıklar onları çesitli yönlerden çesitlendirir. Bu sebeple, aynı türden olan varlıklar birbiriyle uyuşur ve yakınlık hissederken, farklı türler birbirinden uzak durur. Aynı tür içinde de bazı bireylerin birbirine yakınlık duyup, bazılarının uzak durduğunu görürüz. Bu durum, anlaşma ve ayrışmayı sağlayan özel sebeplere bağlıdır.

 

 

Imam Begavi (rahimehullah) söyle der:

“Ruhlar, yaratılış başlangıcında kendilerine verilen benzerlik (tesâkül) ve zıtlık (tenâkür) özelliğine göre birleşir veya ayrışır. Iyilik ehli, kendi gibi iyi olanları sever; kötülük ehli ise kendi benzerine yakınlaşır. Her grup, kendi zıddından uzak durur.

İçimizdeki karanlık, dış dünyaya yansır. Eğer kötü niyetler, kin ve öfke kalbimize hükmediyorsa, bu, diğer insanlara karşı sevgi beslememize engel olur. Kötü bir insan, kötü düşüncelerle beslenmiş ve bu düşüncelerle şekillenmiştir. O, saf duyguları, iyi niyetleri, yüksek ahlakı ve iyiliği uzak bir kavram olarak görür. İyi insanlara karşı duyduğu sevgi eksikliği, onun ruhunun içsel bozukluğunun ve karanlığının bir göstergesidir. Bu durum, zıtlıkların doğasında vardır: Kötülük ve iyilik, kalpte yer bulamazlar, çünkü kalplerinin değerleri ve eğilimleri birbirine ters düşer.

 

ღ Demek ki öncelikle kalbimizi arındırmalıyız çünkü Kalp saflaştıkça, ruhun derinliklerinde kaybolan her şey yeniden belirir.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.