sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

MÜ’MİN  OLAN RABBİMİZ

A+
A-

BismillahirRahmanirRahim

Allah’a CC hamd , Resulüne ve tüm müminlere selam olsun

El-Hattâbî der ki: “İman, sözlükte tasdik etmek, doğrulamak anlamına gelir. Buna göre Mü’min tasdik eden, doğrulayan anlamındadır. Bu anlama göre Allah’ın Mü’min ismi iki anlama gelebilir:

Birincisi, kullarına vaat ettiğini (ki bu, dünyada paylarına düşen rızkı vermek ve iyi amellerine karşılık âhirette onlara sevap vermektir) yerine geti­rerek onları doğrulayandır.

İkincisi, mü’minlerin kendisi hakkındaki zanlarını doğru çıkarmak, onların ümitlerini boşa çıkarmamaktır. Hz. Peygamber kutsi bir hadiste Yüce Allah’ın şöyle buyurduğunu nakleder: “Ben, kullarımın beni zannettikleri gibiyim. Artık benim için dilediği zanda bulunsun.”

                     

               Sıfatlarında fiillerinde hükmünde kanununda vaadinde , güven veren koruyan , emin kılan

Öyle bir güven verendir ki O bir kulu kendisini tanıyıp teslim olduğunda ulaşacağı mükâfat ve lütfa karşı zerre kadar şüphe duymaz ve O’nun için hayatının en değerli olanını verir, feda eder. Yeri geldiğinde gülerek canını verir. Bu nasıl olur ?  O güvenilendir çünkü zatının ve kelamının hak olduğunu tüm kainat tüm düzen ve nizam ispat etmektedir ve Allah CC bunu okumaya bizleri sürekli davet eder , emreder. Eğer okursan El –Mümin olan Rabbine ulaşırsın.

Bu ismin verdiği emniyet ile, insan kendi bedenindeki sayısız de­necek kadar çok faaliyetin nizam ve intizamla yürüdüğünden emin olarak, başka işlerle uğraşır.

Kanı damarında akmaz mı , sindirim sistemi durur mu , beyin iflas eder mi , kaslarım tutulur mu düşünmez endişe ve korkuyla yaşamaz.  Ve yine, insanlar bu isme dayanarak , yürüdüğü yer yarılır mı gök yüzü üzerine boşalır mı sular kendini çeker mi gece hiç bitmez mi düşünmez bütün işlerini emniyet içinde görür hayatını yaşar.

Bazı afetlerin kuraklık sel deprem vs bunu bize hatırlatmalıdır.

Şurası da bir gerçektir ki, kör görmediği yerden kendisine bir felâketin gelebileceğinden endişe eder. İşte gören göz, sahibini böyle bir tehlikeden kurtarır. Eli olmayan kişi de el ile savunabileceği yerden tehlike geldiğinde böyle bir korkuya kapılır. Ama eli olursa o tehlikeyi rahatlıkla önler.

İşte insanoğlunun bütün organ ve duyuları da böyledir… İsimlerinden biri Mü’min olan Allah onları yaratmış, şekillendirmiş, kuvvetlendirmiştir.

 

Bu ismin tecellisiyle emniyet içinde yaşamak, sadece mü’min kul­lara mahsus değildir. Yuvasından çıkıp uçan bir kuş, rızık hususun­da hiç bir endişe taşımaz. Nereye gidip neler yapacağını önceden planlamaksızın, bir ilâhî ilham ile ve tam bir emniyet içinde rızkını arar ve bulur. Bu hakikat bütün hayvanlar âlemi için de geçerlidir.

İman şerefine erişen bir kul, “Her şeyin dizgini O’nun elinde; her şeyin hazinesi O’nun yanındadır” diyerek, Allah’a teslim olur ve te­vekkül eder. Kendisini, dünya musibetlerinden kabir azabına, mah­şerin dehşetinden Cehennem ateşine kadar her türlü tehlike ve za­rardan ancak Allah’ın emin kılabileceğine iman ederek, O’nun rıza­sı üzere çalışır ve huzur bulur. Dünya ve ahirette emin olur güvende olur.

 

İmanın dünyada sağlayacağı güvenliği Efendimiz: Allaha yemin olsun ki; Allah bu İslâm işini tamamla­yacak, hatta bir yolcu San’a şehrinden Hadramuta ka­dar yürüyecek, Allah korkusundan ve birde koyuna kurt saldırır korkusundan başka hiçbir şeyden kork­mayacak” buyurmuş.Bir ismi “Mü’min” olan Rabbimizin verdiği imanın sağladığı güvenlikle eşkıya yatağı San’a ile Hadramut arasında 1400 sene önce güven içinde yolculuk yapmış­lar.

“Kenarı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu,

Gelirde adl-i ilahi sorar Ömer’den onu” diye şiirleştirdiği Hz.Ömer, Medine’de devlet baş­kanı iken Dicle nehri kenarında bir koyunun kurt tara­fından yenmesinden kendini sorumlu tutuyor. İşte “Mümin” olan Allah a iman eden mü’minin yönetimi öyle olur.

1400 sene sonra, İslâm sistem olarak rafa kaldırıldı. Batıdan sistem ithal edildi.

Bugün arkamıza bakmadan yürüyemiyoruz camide ayakkabılarımızı dolaba kıtlıyoruz her gün yabancı numaralar dolandrmak için bizleri arıyor, hırsızlık ,dolandırıcılık ,sahtekarlık almış başını gitmiş omuzu çarptı diye adam vuruluyor ,küçücük kızlar kaçırılıp fuhuşta satılıyor daha binlercesi …

 

 ‘’Bir toplumda kötülükler tek tük arada sırada çok az yapılıyorsa o toplumda o insanlar bozuktur. Amaaaa bir toplumda kötülük her yeri sarmışşa o toplumda sistem kanun bozuktur.’’

Her insanın arkasına bir emni­yet görevlisi taksanız, emniyet görevlisinin ardına da bir görevli gerekir. Onun ardına da biri gerekir.

Bu da olmayacağına göre her insanın içine emniyet görevlisi olarak, “Mü’min” olan Allah’a iman yerleştiri­lirse emniyet=güvenlik iki dünyada da sağlanmış olur.

Bütün bunların yanında kulun asıl büyük korkusu vardır ki, o da ahiret korkusudur. Onu bu korkudan kurtaracak yegâne siper ise Kelime-i Tevhiddir, Allah’ta işte kullarına en büyük bir reçete olarak ve en güzel koruyucu kale olarak bu Kelime-i Tayyibeyi ihsan etmiştir. Ve şöyle buyurmuştur: ” La ilahe illallah, benim kalemdir, Her kim benim kaleme girerse, azabımdan emin olur..”

Bütün bunlardan anlaşılıyor ki; Kâinatla, eshâba tevessül et­meden emniyet tasavvur edilemez. Bu sebeplerin halikı; onların göstericisi ve nasıl kullanılacağının öğreticisi hiç şüphe yok ki Allah’tır.

O’dur her şeyi yaratan, Odur yol gösteren. Evet, O’dur gerçek ve mutlak MÜ’MİN…

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.