Hamd alemleri yoktan var eden ve idare eden,Rahman,Rahim,Mu’min,Muheymin,Aziz,Cebbar,Kahhar,Gaffar Allah azze ve celle’ye mahsusdur.Salat ve selam Hz.Muhammed aleyhissalatu vesselama,Aline,Ashabına ve tüm mu’minlerin üzerine olsun;
Allah azze ve celle’nin Kitabı ve Rasulü’nün Sünneti ile sabittirki namaz ibadeti bütün ümmetlere farz kılınmış bir ibadettir.Bu ibadetin hem münferit kulluğa hemde ictimai kulluğa dikkat çeken,eğiten ve öğreten,olgunlaştıran,doğru açıdan bakmayı sağlayan gibi birçok yönü bulunmaktadır.Her ferd ancak İslamı anlama ve yaşamadaki gayreti oranında namazdan istifade edebilecektir.Nitekim Allah azze ve celle Nisa suresi 43. Ayeti Kerime de mealen şöyle buyurmaktadır;”Ey iman edenler namazda ne okuduğunuzu bilmeyecek(anlamayacak) kadar sarhoş iseniz namaza yaklaşmayın.” Dikkat edilirse namazdan uzak durulmasının istenmesinin illeti(sebebi) “ne okuduğunuzu bilmeyecek(anlamayacak)” mealindeki cümleden anlaşılmaktadır.Dolayısıyla her akıl sahibi kabul ederki insanın yani müslümanların namazda okuduklarını anlamaktan alıkoyacak sebepleri bir kenara bırakma konusunda sıkı bir eğitime ihtiyaçları bulunmaktadır.Çünkü namaz ibadeti iyi anlaşıldığında kişi aynı zamanda değerli bir eğitimciyle tanışmış olacaktır.Yani namazın bizlere verecek çok dersi var yada bizlerin namazdan alacak çok dersi var.bu amaca hizmet olması gayesiyle namazda bulunmak yani hem zahiri hemde batıni haliyle namaz kılmayı gerekli kabul edenlere yol göstermek gayesiyle namazın batıni şartlarını izah etmeye çalışacağım.Rabb’im muvaffak kılsın.amel etmeyi bana ve sizlere nasib etsin.
Namazın batıni şartları;
1)Huzur-u Kalb:Yalnız okuduğunu düşünmek .
2)Tefehhüm:Okuduğunu anlamak.
3)Ta’zim:Anladığına saygı göstermek.
4)Heybet:Saygı ile korkmak.
5)Reca:Ümit var olmak.
6)Haya:Utanmak.
1)HUZUR-U KALB:Yalnız meşgul olduğu ve okuduğu şeyi düşünmek,masivadan kalbi ayırmak,tamamen meşgul olduğu işe ve konuştuğun söze (kuran’a )kalbini bağlamaktır.Kişi’nin namazda tekbir alırken ellerini geriye doğru itmesinin manası dünyayı geriye atmaktır.Bu sebeple artık namaz esnasında kişinin dünyalık meseleleri değil,okuduğunu düşünmesi gerekir.Nitekim Allah Rasulü (s.a.v)Efendimiz “kişiye namazından ancak şuurlu bir şekilde kıldığının karşılığı vardır.”buyurmaktadır.Ve Allah (c.c) “Müminler kurtuluşa ermiştir.onlar namazlarında huşu içindedirler.”buyurarak kurtuluşa eren müminlerin namazdaki hallerini haber vermektedir.Kişi namazda okuduklarından ve yaptıklarından habersiz olmamalıdır.Namazı yalnızca görünen yönüyle hareketlerini yerine getirmekten ibaret bir ibadet gibi görmek namazdan ne kadar gafil olunduğunun bir göstergesidir.Namazda bu gafletten kurtulup huşuu sağlaya bilmek içinse kişinin ne okuduğunu ,ne yaptığını namazın muhtevasını iyi bilmesi gerekir.
Allah Rasulü(s.a.v)buyurur ki: “Temizliğini güzel yapıp,namazı vaktinde kılan ,ruku ve secdeyi hakkıyla yerine getiren,kalbi huşu ve hudu içerisinde bulunan kimsenin namazı,beyaz ve parlak olarak arşa çıkıp derki:”sen beni koruduğun gibi Allah da seni korusun.”Namazı vaktinde kılmayan,temizliğine tam riayet etmez,ruku,secde ve huşuu yerine getirmezse bu şekilde olan namaz siyah ve karanlık olarak göğe çıkar ve der ki: “sen beni zayi ettiğin gibi,Allah da seni zayi eylesin.Sonra Allah’ın dilediği zamana kadar orada durur.sonra eski kaftan gibi dürüp yüzüne çarparlar.”Ve yine Rasulullah(s.a.v)buyurdu ki: “Hırsızların en kötüsü namazından çalandır.”
2)TEFEHHÜM:Okuduğunu anlamak demektir.Allah (c.c)Ankebut suresi 45.Ayeti kerimede,Bismillah “Sana vahyedilen kitabı oku ve namaz kıl.Muhakkak ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar.Allah’ı anmak elbette en büyük ibadettir.Allah yaptıklarınızı bilir.”buyurmaktadır.Kıldığı namazın kişiyi kötülüklerden (Allah’ın razı olmadığı inanç,anlayış ve hayattan)alıkoyması kişinin namazda okuduklarını anlamasına bağlıdır.
Nitekim namazda,Rabbiyle yapmış olduğu ahdi tazelediğini ve namaz dışındaki hayatını da Rabbinin emrettiği şekilde yaşayacağının sözünü verdiğini her namazda okuduklarıyla hatırlayan insan,namazın dışında da Rabbinin emrettiği hayatı yaşamak için mücadele edecek ve dolayısıyla kılmış olduğu namaz onu Rabbinin razı olmadığı inanç ve yaşantıdan alıkoyacaktır.
3)TAZİM:Saygılı olmak ,saygı duymak demektir.Nasıl ki toplum içerisinde konum ,mevki ve itibar olarak yüksek konumda olan kişilerin huzuruna çıkıldığında onun konumu gereği kendisine ister istemez bir saygı gösteriliyor,huzurunda edepsizlik yapmaktan kaçınılıyorsa şunun iyi bir şekilde bilinmesi lazımdır ki kendisinin hiçbir şeye muhtaç olmadığı fakat her şeyin kendisine muhtaç olduğu sonsuz kudret sahibi Allah (c.c) huzurunda saygılı olmaya ve edepsizlikten uzak durulmaya elbetteki daha layıktır.Öyleyse bizler namazda Allah’ın huzurunda dururken ,gerek onun huzurunda olmamız gerek onun kelamını okumamız hasabiyle saygılı olmak ve saygı göstermek zorundayız.
Allah Rasulü (s.a.v) bir hadis-i şeriflerinde “Namaz müminin miracıdır”buyurmaktadır.Hadis kitaplarında rivayet edildği üzere Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v)miraca yükseldiğinde,birinci kat gök yüzüne çıktığında kıyamda bir takım melekler görür,sadece kıyam ibadetini yerine getirmektedirler.Cebrail(a.s)’a derki: “Ya Cebrail bunlar ne yapıyorlar”Cebrail (a.s): “Ya Muhammed bu Allah’ın çok sevdiği bir ibadettir,Kıyam ibadetidir.Allaha dua ette ümmetinede bu ibadetten verilsin.”der.Ve ikinci kat semada Kıraatte bir takım melekler görür ve der ki: “Ya Cebrail bunlar ne yapıyorlar”Cebrail (a.s): “bunlar Allah’ın çok sevdiği bir ibadeti yerine gitiriyorlar.Allaha dua ette ümmetinede bu ibadetten verilsin.”der.Üçüncü kat semaya çıktığında Rukuda bir takım melekler görür der ki: “Ya Cebrail bunlar ne yapıyorlar”Cebrail(a.s): “bunlar Allahın çok sevdiği bir ibadet olan Ruku ibadetini yapıyorlar.Allaha dua ette ümmetinede bu ibadetten verilsin.”der.Dördüncü kat,beşinci kat,altıncı kat semada Allah Rasulü(s.a.v)’in gördüğü olaylar sonucunda Allaha dua etmesi,istekte bulunması ve akabinde bize de bütün bu,Allah (c.c)’ın yedi kat gökyüzünde kendisine kulluk yapan meleklere ait ibadetleri vermesi ve bizimde bir namazda onun ilahi rızasına yükselmemiz anlamına gelmektedir “Namaz müminin miracıdır”.Mümin kıyamda iken birinci kat semadadır,kıraatte iken ikinci kat semadadır,rukuda iken üçüncü kat semadadır.Mümin bu şuurla namaza yaklaşacaktır.
4)HEYBET:Allah azze ve celleden korkmak,severek korkmak.Onun azabından ,tehdit ettiği cehennemden çekinmek demektir.İmam Gazali’nin Kimya-yı saadet adlı eserinde beyan buyurduğu üzere namaza başladığında ferdin kalbindeki anlayış şöyle olması gerekmektedir: “Bir köle efendisinden kaçar,suç işlemiştir,mahcuptur ve ondan kaçar.Ancak bir gün o köle yakalanır,efendisinin huzuruna getirilir.İşlemiş olduğu suçun mahcubiyeti üzerindeyken,ona karşı boynu bükük ve ondan af ve mağfiret dilemektedir.”İşte Allah azze ve celle’nin huzurundaki bir kulunda kalbinde ve aklında olması gereken anlayış böyle olması gerekmektedir.
5)RECA:Ümit var olmak,yani Allah (c.c)dan ümidi kesmemek demektir.Müminin korkusu ve ümidi eşit olmalıdır.Ne Allah(c.c)’ın azabına düçar olacağından emin olup Allah dan ümidini kesmeli ve nede Allah (c.c)’ın azabının kendisine uğramayacağından emin bir şekilde ümit beslemelidir.
Nitekim şöyle denilmiştir ki: “Müminin hali ümit ile korku arasındadır.”müminin ümidini terazinin bir kefesine,korkusunuda diğer kefesine koysak eşit gelir.
6)HAYA:Utanmak,Allah (c.c)’dan ibadetin emredicisinden utanmaktır.Buda,ibadetteki kusurunu bilmek,Allahu Teala’ya hakkıyla kulluk edemediğini anlamaktan doğar.
Kişinin kendisini yaratan,yaratmakla bırakmayıp kendisine yaşayabilmesi için imkanlar,olanaklar,sayamayacağı bir çok nimet bahşeden Allah (c.c)’a karşı işlemiş olduğu günahları hatırlayarak ve Allah(c.c)’ın ,aklından ve kalbinden geçirdiği her şeye vakıf olduğunu bilerek Allah(c.c)dan Haya etmesidir.İmam Gazali Kimya-yı saadet adlı eserinde şunları beyan etmektedir. “…Bir kimse namaz kılarken ona bir Salih baksa,onun bütün azaları edep üzerinde olup hiçbir tarafa bakmaz. “Namazda acele ediyor ve sağa sola bakıyor” derler diye.HalbukiAllah Teala’nın gizlileri bildiğini ve o anda ona baktığını da bildiği halde ondan utanmaz,haya etmez.
Elinden asla hiçbir şey gelmeyen zavallı bir kuldan utanır ve haya eder ve ona baktığı için güzel edep üzere olur da padişahların padişahı olan Allah Teala’nın bakmasına aldırmıyor ve daha aşağı görüyor.Bundan daha büyük cahillik olur mu?
Bunun için Ebu Hureyre(r.a) peygamber efendimize: “Ya Rasulallah,Allah’tan nasıl utanmak gerekir” diye sorunca,Peygamber efendimiz: “kendi aile efradının işinden utandığın gibi Allah’tan da öyle utan” diye cevap verdi.Bu Tazim ve Haya sebebiyle sahabelerden bazıları,namazda o kadar sakin olurdu ki,kuşlar bile onları cansız zannedip onlardan kaçmazlardı.”
Namazlarımızın bizler için birer ahret azığı olmasını istiyorsak bu şartlara riayet etmeli ve namaza gereken önemi vermeliyiz.İmam Gazali Kimya-yı saadet adlı eserinde bizlere şu telkinde bulunmaktadır: “Bilmiş ol ki namazla ilgili ilk şey ezandır.O halde ezanı duyunca,sana lazım olan şudur:kalbini namaza bağlamak,her ne işte bulunursan ondan el çekip namazın hazırlığına girişmektir.Selef(geçmiş büyükler)böyle yapardı.Demirci ezanı duyunca,çekici havaya kaldırmışsa vurmazdı.Ayakkabıcı iğneyi sokmuş ise çıkarmazdı.Bunlar hemen yerinden fırlayıp namazın hazırlığına başlardı.Zira ezan sesinden kıyamet gününün çağrısını hatırlarlardı.Ve şunu bilirlerdiki,bu çağrının fermanına itaat için acele eden,kıyamet günündeki çağrısı ona ancak müjde olacaktır.Eğer bu çağrının sesinden kalbinde neşe ve sevinç hasıl olmazsa,kıyamet günündeki nidadan da müjde ve sevinç bulamayacaktır.”
Daha geniş malumat için İmamı Gazali’nin İhya-u Ulumuddin adlı kitabının 1.cildine bakılabilir.Hamd Alemlerin Rabb’i Allah azze ve celle’ye mahsusdur.
RABBİM BİZLERE DİNİN DİREĞİ OLAN NAMAZI HAKKIYLA EDA EDEBİLMEYİ NASİP EYLESİN..