sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

NEDEN VARIZ..? 2

21.05.2020
1.249
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd Alemleri yoktan var eden,yaşatan,öldüren ve öldükten sonra tekrar diriltecek olan,bizlere gözler,kulaklar ve kalpler veren,akıl nimeti ile kendisine yönelten imtihan yurdunda yaratılış gayemizi bize hatırlatan Allah (cc)’a mahsustur.Salat ve selam önderimiz,rehberimiz ,kendisine tabi olunmadığı sürece kurtuluşun mümkün olmadığı hz Muhammed(sav) ‘e ,ehli beytine ,ashabına ve O’nu takip edenlerin üzerine olsun .

İnsanoğlu, görebilen,işitebilen,konuşabilen,yürüyebilen vs..aynı uzuvlarla ortak özelliklere sahiptir(  Allah cc nun takdir edip mahrum bıraktıkları istisna) “Sizi yaratan, size kulaklar gözler ve gönüller veren O´dur.Ne kadar az şükrediyorsunuz!”(mülk 23) Akıl nimetinin kuşattığı bu azalarla uyması gereken nizam ve düzen de belirlenmiştir. Bu duyu ve uzuvlarla donatılmasına rağmen iki grup   insan vardır. Allah cc nun vahyine kulak veren ,onu anlayan bu uğurda mücadele eden insanlar(amaç ve gayeyi anlayanlar) Kulaklarını tıkamış vahyi anlamak istemeyen vahye arkasını dönenler(amaç ve gayeyi anlamayanlar)

Vahyi tanıyanlar, varoluş gayesini dert edinip gereği bir hayat sürmek için gayret sarf etmekte,sorgulamak,araştırmak gibi kendisiyle amel edilecek doğru ilmi elde etmek hamlesinde bulunmaktadır.Bu ilk hamle kurtuluş yolu olan Kur’an ve Sünnete onun açıklayıcısı ,yolların en kamil olanı peygamberler’in yoluna  ve onlara tabi olanların davet ettiklerine icabet etmesidir

 Uyanık olun! Şüphesiz dünya değersizdir.Dünyanın malı da mülkü de kıymetsizdir.Ancak Allah Teala’nın zikri ve O’na yaklaştıran şeylerle,güzel şeyleri öğreten ve öğrenen olmak başkadır”.(tirmizi zühd 14)

Nasıl ki reçete okunmak için değil uygulanmak için yazılırsa ,vahye de sadece okumak için değil uygulamak ,yaşamak için yaklaşılmalıdır.Kur’an ile irtibatımız bu tavırla olmalıdır.

Allah (c.c.)’u kendisini bilmeye,tanımaya dair bilgiyi Kur’an da iki yol ile haber vermektedir.Birincisi; yaratmış olduklarına bakmakla,gözlemlemekle.

Rad Suresi 2-3” Gökleri görebileceğiniz (veya görüp durduğunuz gibi) bir direk olmaksızın yükselten, sonra Arş’ı hükmü altına alan, her biri belli bir vakte kadar ak(ıp hareket ed)en güneş ve ay(ı emrine gör)e boyun eğdiren, işleri (düzenli bir şekilde) yöneten Allah’tır. Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için âyetleri geniş geniş açıklar. O, yeri yayıp döşeyen, orada sabit dağları ve nehirleri var edendir. O, bitkilerin hepsinden kendi içlerinde (erkek ve dişi) iki eş olarak yaratan, gündüzü (kısaltıp) geceyle bürüyüp örtendir. Doğrusu bunlarda, iyice düşünen bir toplum için elbette (birçok) âyetler (delil ve ibretler) vardır.4. Yeryüzünde birbiriyle komşu kıtalar, (ve onlarda) üzüm bağları, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar vardır ki (bunların hepsi) bir tek su ile sulanır. Halbuki meyvesinde(ki tat bakımından) onların bir kısmını diğerlerinden üstün tutuyoruz. Doğrusu bunda aklını kullanacak bir toplum için elbette (birçok) âyetler (delil ve ibretler) vardır”

İkincisi; ayetler üzerinde tefekkür etmekle

RA’D -3- ”Yeryüzünü enine boyuna yayıp döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar meydâna getiren ve yeryüzünde meyvelerin hepsinden iki çift yapan O’dur. Sürekli olarak gece ile gündüzü birbirine dolamaktadır. Düşünecek olan bir kavim için bunda muhakkak ki, ibretler vardır.”

ilki şahit olup görülebilen bakılan ayetler ikincisi işitilen ve akledilen ayetlerlerdir.

Dolayısyla  kişi okuduğu Allah (c.c.)’nun kitabını anlamayınca bağını nasıl kurup güçlendirebilir ki?Kendisinde şüphe olmayan bu Kitabın indirilişi alemlerin Rabbi tarafındandır'(‘Secde 2)

Kendisini tanıttığı bilgiyle, zatı ile sıfatları ile fiilleri ile tanımadığı yaratıcısına niçin ve nasıl kulluk yapacak ki? ” Allah O’ndan başka ilah yoktur. Diridir, kâimdir. O’nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. İzni olmaksızın O’nun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O’nun ilminden hiç birşeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O’nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O’na güç gelmez. O, pek yücedir, pek büyüktür. ”(Bakara255)

Kişi Allah(c.c.)’ın peygamberlerini tanımayınca, nasıl takip edebilir ki? Andolsun, sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için Allah’ın Resûlü’nde güzel bir örnek vardır. (AhzapA21)

Ahiretini düşünmedikçe dünyasını nasıl düzenleyecek, ölümü erteledikçe sonrasını tefekkür etmedikçe neden hazırlık yapsın ki?Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve bir oyalanmadan başkası değildir. Korkup-sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz? ((Enbiya32)

Şüphesiz, yeryüzünde yürüyen canlıların Allah katında en kötüsü, akıllarını kullanmayan (gerçeği görmeyen) sağırlar, dilsizlerdir.(enfal 22)Nerden gelip neden var olduğunu ve nasıl yaşaması gerektiğini nereye gideceğini bilmeyen insan hayatın asıl gayesini anlamamış demektir.Akıl sahibi insana düşen aklını kullanıp Rabbini tanıması yaratılış amacına uygun istikamete yönelmesi,O(c.c.)nu razı edecek ibadeti sunmasıdır.  Allah cc insanları tek bir hedef doğrultusunda  yaratmıştır”.Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım.” (56) İnsanların çok kullandığı fakat anlamını pek bilmediği ibadet sözcüğü! Allah (c..c) varoluşumuzun, yaratılmamızın amacının sadece O’na,ibadet ve hizmet etmek olduğunu bildirmekte.Şüphehiz bu da ibadetin anlamını çok iyi bilmemiz gerektiğini göstermektedir.Aksi takdirde amacımızı yerine getiremeyiz.

İbadet kelimesi; Arapça da kul anlamına gelen Abd kökünden türemiştir.sözlükte itaat etmek ,tevazu göstemek, kişinin bir kimseye isyan etmeden itaat etmesi boyun eğmesi,bağlılık göstermesidir.Ístılah da; ibadet eden,hükümlere razı olarak itaat eden anlamındadır(Y.kerimoğlu)Allah(c.c.)u, bizden herşeyin üstünde sadece O’na, bağlı olmamızı,sadece O’nun emirlerini yerine getirip sadece O’na tazim ve saygı göstermemizi istemiştir.Hayatımızda attığımız her adımda Allah (c.c)nun kanunlarını takip etmemizi ve bu kanunlara aykırı olan kanunlara itaati ‘’La ilahe’’ diyerek red etmemizi emretmiştir. İbadet niyete bağlı olarak yapılmasında sevap olan ve yüce Allah’a yaklaşmayı ifade eden özel itaatir.

İtaat; Emre uyma, sözü dinleme, alınan emri yerine getirme, verilen emre göre hareket etme.

Allah, yarattığı ve nimet verdiği kullarının; itaat etmelerini istemektedir.

İslam alimleri itaati genel olarak iyi ve kötü diye ikiye ayırmışlardır; İyi itaat; Allah’a ,peygamberine ve Allah (c.c.)nun izin verdiklerine, Kötü itaat ise şeytana kötülüğü emreden nefse ,kendi heva ve hevesine göre emir vaaz edenlere yapılan itaattir.Kur’an’da 82 âyette “Allah’a ibâdet” ten söz edilmiştir;Allah’ın varlığını ve birliğini ikrar etmek, Peygamberlerine ve Peygamberleri ile gönderdiği ilâhî vahye iman etmek, O’na boyun eğerek itaat etmek, İslâm’ın helâl ve haram, emir ve yasak bütün hükümlerini tatbik etmek, Allah’ın râzı olduğu şeyleri yapmak

53 âyet-i kerimede “Allah’tan başkasına ibâdet”ten söz edilmiştir; insan, cin, melek, şeytan, atalar, liderler, hükümdarlar, bilginler, veliler, sâlih kişiler gibi canlı ve cansız varlıkları ilâh ve rab kabul etmek, onlara Allah’a isyan konusunda itaat etmek, boyun eğmek, duâ edip yalvarmak, , kulluk etmek, secde etmek, eğilip saygı göstermek, Allah yerine mâbud edinilen kimselerin emir ve yasaklarına, helâl ve haramlarına, prensip ve sistemlerine uymak anlamlarına gelir.

Buna göre  alınan emri yerine getirme durumunda !nsanın önünde iki yol ve bu yolun iki şartı vardır ;

Bize yap denilen herhangi bir şeyi Allah’ın bildirdiği şekliyle ‘O’ EMRETTİĞİ İÇİN Mİ YAPÍYORUZ ? KENDİSİ DE YARATÍLMÍŞ OLAN KUL DEDİĞİ İÇİN Mİ?Allah (c.c.) emrettiği için yapıyorsak bu birinci şartın tanımıdır ki, ‘O’  Kur’an ve sünnette nasıl yapılacağını bildirdi diyerek Allah (c.c.)I razı ve hoşnut etmek için kulluk yaptığımızı söyleyebiliriz.Allah ‘ın dışında adı ne olursa olsun canlı cansız(şeytan,nefis,mevki,makam,kurum,kuruluş,ideoleji vd) o söyledi, yap dedi diyerek vardır bir bildiği o söylüyorsa doğrudur diyerek yapıyorsak kitapta sünnette yeri var mıdır? yok mudur? diye müracat etmiyorsak o zaman niçin ve nasıl yapılır şartlarına o kulun bencesine,hevasına,ortaya koyduğu fiillerine kulluk yapıyoruz demektir. Böyle bir emri Allah’dan başkasına ibadete ,kulluğa çağıran kimseler yapabilir. Dolayısıyla itaatin zıddı olan isyana , Hakkın zıddı olan batıla çağırmış olur. Kur’an’nın tamamı kulluğu ve nasıl kul oluncağını anlatmaktadır.kulluk insan hayatının tümünü kapsayan geniş bir anlam ifade eder.”kişinin yüksek ve üstün birine karşı baş eğmesi, itaat etmesi, kendi hürriyetinden ferâgat ederek onun karşısında her türlü isyanı terk etmesi, tam bir bağlılıkla ona boyun eğmesi,” İşte bu durum, kulluk ve itaattir. İbâdet, itaat etmenin bir çeşididir. Bu itaata müstahak olan da, hiç şüphesiz gerçek ma’bud olan Allah’tır.  ibâdet edene âbid; kendisine ibâdet edilene de ma’bûd denir.

Sağlıklı aklın alameti Allah cc ‘nun razı olacağı kulluğun önündeki engelleri kaldırmasıdır.Her şeyin yaratıcısı ve maliki,mülkü ve yarattıkları için razı olacağı metodu koyma gücüne ve hakkına sahip olan Allah cc nun hükmüne boyun eğilir.insan kalbinin ve hayatının ıslahı için uygun inanç, ameli ,ictimai, kulluk sistemini ve nizamı ancak Allah cc belirleyebilir;

İTİKAD’TA(İnanç esaslarında) KULLUK : İnanılması gereken şeylerin tümüne şek ve şüphe duymadan,tevhid akidesinin gerektirdiği bütün itikadi esaslara inanmak iman etmek ve akidesinde bu imanı bozacak her türlü batıl inançlardan söz ve fiillerden uzak durarak hayat boyunca bu tevhid akidesi üzerine yaşamaktır. Diğer kulluk esaslarının kabul olmasıda ancak buna bağlıdır. itikadın sağlam olmasına.Buda . Allah inancı sadece göklerin yerin ve ikisi arasında bulunanların yaratıcısı olarak değil ,idare eden,yöneten,terbiye eden,rızık veren Rab (rubbiyetinde),korkulucak,sığınılacak,sevgi beslenilecek,dua ve tövbeleri kabul edecek,medet umulacak .. tek ilah (uluhiyetinde) kendisine ibadet edilecek tek merci (mabudiyette) olduğunun tasdiki ve ikrarı olan tevhid akidesidir

”En yüce sıfatlar ise, Allah’ındır. O çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.(Nahl  60)”

İBADET(Ameli) ESASLARINDA KULLUK : Allah c.c’ın emrettiğini emrettiği şekilde yapmak ve nehyettiklerinden uzak durmaktır. Amelde kulluk denildiğinde genellikle ilk akla gelen, belirli bir zaman ve mekana bağlı ve nasıl yapılacağı kesin­leşmiş şeklî ibâdetler(namz oruç vd..) olmakla birlikte, kulluk, insan hayatı­nın tüm alanlarını içine alan bir tavır ve eylem biçimidir.  Kur’an’da sözü edilen kulluk, gün­lük hayatın belirli zaman dilimlerini, belirli şeklî ibâdetlere ayırmaktan ibaret değildir hayatının her anında Allah’a kul olan insa­nın bu her anını kulluğa yaraşır biçimde geçirmesi gerek­mektedir.

İbn Kayyim el-Cevziyye;”İbâdetlerin en üstünü, her vakitte, o vaktin gerektirdiği duruma uygun olarak, Allah’ın rızası gözetilerek yapılan iş­lerdir.

 ” Senden önce hiç bir elçi göndermedik ki, ona şunu vahyetmiş olmayalım: ‘Benden başka ilah yoktur, öyleyse bana ibadet edin.”(enbiya 25)

İÇTİMAİ (sosyal)HAYATTA KULLUK : (İslam dini ferdi değil toplumsal yaşanması gereken bir dindir.) Allah azze ve celle’nin insanlık için nazil kıldığı Kur’anın içerisindeki kanun ve hükümlerin uygulanması eğer yürürlükte değilse ilahikelimetullah’ın yeryüzüne hakim olması için mücadele etmektir”kim Allah’ın haram kıldıklarını (gözetip hükümlerini) yüceltirse, Rabbinin Katında kendisi için hayırlıdır.”. .Alimlerimiz kulluğun daha iyi anlaşılması için bu üç halde açıklamışlardır.Bunlardan biri olmadığında diğer ikisininde bir geçerliliği söz konusu değildir.

Allah (c.c.) iki şey emretmiştir ; iman etmek ve amel etmek

Böyle anlayıp böyle iman edenler ”ey insanlar” hitabından ”ey iman edenler” olarak ayrışırlar.Kulluk programına bir bütün olarak riayet edip ferdi ibadetleri yerine getirmek suretiyle O’na kullukta bulunurlar hükümlerine helal ve haramlarına riayet etmek suretiyle yine Allah cc ibadet ederler. .

Çünkü; istediğini yapmak ile istenileni yapmak arasında muhayyer bırakılan  insanoğlu  Allah’ın huzuruna hesap vermek için dönecektir.Emrettiğini emrettiğin şekilde yapacağım  bu emirlere  itaat edeceğim diye söz veren insaoğludur.Bu sözün gereği aklını kullananlar ile aklını kullamayanların, vahyi anlayıp tabi olanlarla,vahye arkasını dönenlerin birbirinden ayırt edilmesi için  dünya hayatına gönderilmiş imtihana tabi tutulmuştur.”Hatırla ki ” diyerek başlayan A’raf 172. ayet i kerime de; insanlara hatırlatılan bu söz nedir? devam edecek inşallah..

Rabbim Hakk’ı hak bilip Hakk’a sarılan, batılı batıl bilip batıldan uzaklaşan kullarından eylesin inşallah

Elhamdulillahi Rabbil Âlemin

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.