sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

OLMAZSA YOK!

07.12.2019
1.014
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd gökyüzünden yeryüzüne rahmet yağmurlarını göndererek canlıların kurtulmasını sağlayan ve yeryüzüne halife olarak gönderdiği insanoğluna peygamberler göndererek onların felaha ermesini isteyen  Allah (cc)’a salat ve selam Allah’ın alemlere rahmet olarak gönderdiği Hz. Muhammed (sav)’e ve selam rahmet elçisinin getirdiğine uyanlara olsun.

Geçen sefer örtüleri üzerimizden kaldırmak ve mücadele ile ilgiliydi.Şimdi ise bu mücadelede kalabilmek ve felaha ulaşmakla alakalı olacak.Bunun sebebi ise ne yazayım diye düşünürken ve dalmış bir haldeyken ezan okumaya başladı.Ve ezanı dinlemeye koyuldum Hayya alel-felah demeye başlayınca insanlığın ihtiyacı tamda buydu diyerek aldım kalemi elime ve yazmaya başladım   felahı yani kurtuluşu yazacam, o ara durdum ve kurtulmak için uyanmak lazımdı. Sonra aklıma  Hz. Bilâl (ra) geldi  ve Hz. Bilâl’in Hz. Peygamberimizi (sav) kaldırmak için söylediği namaz uykudan hayırlıdır.”  sözü geldi.

Evet felaha namazla ulaşacaktık.Peki bu felaha ve namaza gelenlerin vasıfları nasıl olmalıydı ve bunların önce ne yapması gerekiyordu.Her şeyin bir kapısı olduğu gibi felahında kapısı kuşkusuz bütün Peygamberlerin insanları çağırdığı Kelime-i Tevhid yani LA İLAHE İLLALLAH dır.

Önce bir LA demek gerekiyordu.Bunu da ; Elmalı Hamdi Yazır’ın Kelime-i tevhidin tefsiridir dediği ;Şu ayette emredildiği gibi yapmalıydı…. Doğruluk(Peygamberlerin çağırdığı yol), sapıklıktan (yaratılmışların kurduğu düzenlerin yolundan) apaçık ayırt edilmiştir. Artık her kim tağutu (tuğyan edenleri)  inkar edip(Allah’ın indirdiği emirlerin zıttına emir verenleri bırakıp), Allah’a inanırsa(Allah’ın peygamberle gönderdiğiyle yaşarsa), sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz. Allah, her şeyi işitir ve bilir.(Bakara- 256)

Evet kurtuluşa ermek için başlangıç böyle olmalı fakat bununla bitmiyor.Nasıl ki vaktin ezanının okunmasıyla namaz bitmiyor, yeni başlıyorsa ,aynı şekilde kişi dine girince dinin bütün emirleri bitmiş olmuyor ,aksine yeni başlıyor. Bu aynı iş yerine belirli merhalelerden geçtikten sonra iş alınan kişinin durumu gibidir.Bu başlangıç için karanlıklardan(cahiliye ait yollardan) çıkmak ve aydınlık olan İslam yoluna girmek gerekir.İşte bizlere bu noktada alemlerin rabbimden, aklımızı kullanırsak yardım geliyor; Allah, inananların dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. (Bakara-257)

Peki aydınlığa çıkarılacaklar (aklını kullananlar) kimlerdir;Kendisine gönderilen Peygambere tabi olanlardır.Bu konuda hayat rehberimizde mealen şöyle buyruluyor; Andolsun ki; her ümmete: Allah’a ibadet edin ve putlardan (onun arkasından insanları yönetenlerden)kaçının, diye peygamberler göndermişizdir. Allah, içlerinden kimini hidayete erdirdi. Kimi de sapıklığı hak etti. Şimdi yeryüzünde gezin de; peygamberleri yalanlayanların(Peygamberlerin  getirdiği emir ve yasakları bırakıp,atalarının nefislerinden ve çevre ülkelerden aldıkları kurallara uyanların)sonunun nasıl olduğunu görün.(Nahl-36)

Şu yanılgıdan çıkmayan hiç kimse gerçeği anlayamaz ve göremez;onlar Nuh,Hud,Salih,Musa ve İsa (A.S. ecmain)’nın kavimlerinin yaptıkları ve Mekke müşriklerinin yaptıklarıdır.Kur’an kıymete kadar  baki ise bize şu mesajı veriyor demektir;Sende anlatılanları zamanına uyarla bak ,dinle ve idrak et yoksa kıyametin koptuğunda (ölüm sana geldiğinde)bir daha bakmaya,dinlemeye ve idrak etmeye imkanın olmayacak verilen sermayeni(zamanını) iyi kullan yoksa serap görenler gibi sende cennetin serabını bile göremezsin…!

İşte felaha erecek olanlar Kitaba ve Peygambere tabi olanlardır.

Felaha ermek isteyenlerin bu noktada bazı yapmaları gerekenler vardır;Bunlardan bazılarını sıralamak gerekirse doğal olarak verilen ilk sözden başlamak lazım gelir.

Misakta Rab kabul ettiği  Allah’ı (cc) dünya hayatında da rab(yaratan,terbiye eden, kanun koyucu,rızık verici,koruyucu,günlük hayatlarının belirleyicisi ve yönlendiricisi) kabul edecek;           Hani Rabbin; ademoğullarının sulbünden soyunu çıkarmış ve kendilerini nefislerine şahid tutmuş. Ben, sizin Rabbiniz değil miyim? demişti. Onlar da demişlerdi ki: Evet,  Sen bizim Rabbimizsin ,biz buna şahidiz. (Bunu)Kıyamet günü: Bizim bundan haberimiz yoktu, demeyesiniz diye.Veya daha önce  atalarımız şirk koşmuştu, biz ise onların ardından gelen bir nesiliz, bizi batıl işleyenlerin yaptıkları yüzünden helak mı edeceksin? demeyesiniz diye. İşte Biz ayetleri böyle uzun uzadıya açıklarız. Belki dönerler diye. (Araf -172,173,174)

Ondan başkasını rab edinmeyecek; …Hepiniz, sizinle bizim aramızda eşit olan bir kelimeye gelin: Allah’dan başkasına kulluk etmeyelim. O’na hiçbir şeyi eş koşmayalım. Ve Allah’ı bırakıp da kimimiz, kimimizi Rab edinmesin…(Al-i İmran -64)

Onlar Allah’tan ayrı yahudiler hahamlarını, hristiyanlarda rahiplerini, birde Meryem Oğlu Mesih’i de rabler edindiler.  Halbuki Allah’dan başkasına ibadet etmemekle emrolunmuşlardır. O’ndan başka ilah yoktur. O; bunların şirk koştukları şeylerden münezzehtir. (Tevbe-31)

O’nun sevdiklerini sevecek ve uyacaksın ; De ki: Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah Gafur’dur, Rahim’dir.Allah’a ve peygamberlere itaat edin, de. Şayet yüz çevirirlerse şüphesiz ki Allah, kafirleri sevmez.(Al-i İmran -31)

Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kavmin; kendi babaları, oğulları, kardeşleri veya akrabaları da olsa Allah ve Peygamberine muhalefet eden kimselere sevgi beslediğini göremezsin…(Mücadele-22)

O’nun hudud ve hükümlerine uyacak;                 Sana indirilene ve senden önce indirilenlere; inandıklarını iddia edenleri görmedin mi? Küfretmeleri emrolunmuş iken Tağutun önünde muhakeme edilmelerini isterler. Halbuki şeytan, onları uzak bir sapıklıkla saptırmak istiyor. (Nisa -60)

 

Hayır, Rabbine andolsun ki; aralarında çekiştikleri şeylerde (mahkemelik hususlarda)seni hakem ta’yin edip sonra haklarında verdiği hükümden(Kur’an ve sünnetteki karşılığından) dolayı içlerinde bir sıkıntı duymadan kendilerini tamamen teslim etmedikçe(Allah’ın indirdiğine başvurup gereğini yapmadan ve yaratılmışların nefislerinden uydurmuş olduklarından uzaklaşmadıkça) iman etmiş olmazlar.(Nisa-65)

 

Sizin Allah’tan başka taptıklarınız, Allah’ın kendileri hakkında hiç bir ispatlayıcı-delil indirmediği, sizin ve atalarınızın ad olarak adlandırdıklarınızdan başkası değildir. Hüküm, yalnızca Allah’ındır. O, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru olan din işte budur, ancak insanların çoğu bilmezler.(Yusuf- 40)

 

İşte bütün bu hükümler, Allah’ın koyduğu hükümler ve çizdiği sınırlardır. Kim Allah’a ve Peygamberine itâat ederse Allah onu altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. Onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır. İşte büyük kurtuluş budur. (Nisa – 13)

 

O’nun yoluna uyacak uymazsa! ; Kim, kendisine doğru yol apaçık belli olduktan sonra, peygambere karşı gelir, müminlerin yolundan başkasına uyup giderse; onu döndüğü yolda bırakırız. Kendisini cehenneme koyarız. Ne kötü dönüş yeridir orası.(Nisa-115)

İnsanın bu noktalara düşmesinin en büyük sebebi kendisine verilen akıl nimetini vahiy istikametinde kullanmamak ve haberi verilen düşmanını ve düşmanlarını tanımamasıdır.
Bu hususta ezeli hayat rehberimizde bizlere verilen emir ve uyarıyı, kaçırmayalım ki felaha erenlerden olalım;                Ey Ademoğulları; Ben, size; şeytana tapmayın, o muhakkak ki sizin apaçık bir düşmanınızdır, diye ahdetmedim mi? (Yasin -60)
Evet düşman belli ,fakat ne kadar düşman ve bizleri sağımızdan kandırma imkanı var mı!Yani hiç beklemediğimiz ve tekde kurtulma noktamızdan bizleri vurabilirmiydi acaba;
Ey insanlar; Rabbinizden korkun. Babanın oğluna, oğulun babasına hiçbir şey ödemeyeceği günden çekinin. Allah’ın vaadi şüphesiz haktır. Öyleyse, sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. Aldatıcı şeytan sizi Allah’ın bağışlamasına güvendirerek yoldan çıkarmasın.Kıyamet saatinin bilgisi şüphesiz ki Allah katındadır, yağmuru O indirir, rahimlerde bulunanı O bilir. Kimse yarın ne kazanacağını bilmez. Ve hiç bir nefis nerede öleceğini de bilmez. Muhakkak ki Allah; Alim’dir, Habir’dir.(Lokman- 33-34)

Ne yazık ki insanoğlu ömrünün yarısını yatakta uyuyarak ,yarısını da ayakta uyutularak geçiriyor.

Eğer felaha ermek ve bu yol üzere olmak istiyorsak ,bu yazdıklarım ,yapmamız gerekenlerin başında geliyor…  OLMAZ SA FELAHA ERMEK YOK. Şartları Kitabullah’da alemlerin Rabbi ve Malik’i belirliyor.

Verilen nimetleri lütfen kullanalım ve kullanmakla kalmayıp doğru bir şekilde onlardan istifade edelim.(Akıl,zaman,imkan v.b. …)

Kendimizi kandırmadan..!

 Karar senin.

Sözümüzün başı olduğu gibi sonu da alemlerin Rabbi ve İlahı olan Allah (cc) hamddır.

VELHAMDULİLLAHİ RABBİL ALEMİN.

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.