sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

ÖMER BİN ABDULAZİZ (RH.A) – 5

A+
A-

Hamd alemleri isteğine göre emsalsiz yaratan hiç bir varlığa ihtiyaç duymayan Allah(Celle Celaluhu)’a salat ve selam son resul ve insanlığın kurtuluş reçetesi olan Hz. Muhammed (sav)’e ve selam O’nun aline, ashabına ve bu İslami hayatı dert edinen tüm Müslümanlara olsun.

Ömer b. Abdülaziz’in örnek ve mübarek hayatından örneklikler almaya devam ediyoruz. Bu yazımızda kendilerinin halifelik öncesi devlet yönetiminde karşılaştığı bazı hadiselerden ve halifeliğe giden sürecinden bahsedip, nasihatler almaya gayret edeceğiz.

Şuanda gündeme taşımaya çalışacağımız rivayet tüm Müslümanları yakından ilgilendiren bir mesele, Ömer b. Abdülaziz Medine’de bir adamı hapse koymuştu. Cezasından daha fazla onu hapiste bırakınca Müzahim (Ömer ‘in yardımcısı) adamın serbest bırakılması için Ömer’le konuştu. Ömer dedi ki: “Onun hakkında eskisinden daha fazla emin oluncaya kadar onu serbest bırakmam.” Bunun üzerine Müzahim hiddetle dedi ki: “Ey Ömer b. Abdülaziz! Sabahında kıyametin kopacağı ve kıyamete gebe bir geceyi sana hatırlatırım ey Ömer! Duyduklarımdan senin ismini unutacaktım!” Ömer dedi ki: “Bu konuda beni ilk uyaran Müzahim olmuştur. Allah’a yemin ederim ki o bunları söyler söylemez sanki yüzümden bir örtü kaldırmış oldu. Bu kıssa bizlere ilk adımda, gaflet anında insana Allah’ı hatırlatan doğru dostların önemini hatırlatmaktadır. Buna ilaveten bu kıssada konumumu ve bulunduğu makam ayırt edilmeksizin her Müslümanın kendisine hakkı hatırlatan dostlara ihtiyacı olduğu bütün gerçekliğiyle ortaya çıkmaktadır. Bunun sebeplerinden biri Ömer b. Abdülaziz’in itiraf etiği gibi ‘’sanki yüzümden bir örtü kaldırıldı’’ bu ifade alim olsun avam olsun her insanın unuta bileceği gaflete dala bileceğini ortaya koymaktadır, o zaman şunu net bir biçimde anlamaktayız ki her insanın hatırlatılmaya ihtiyacı vardır. Halife Süleyman b. Abdülmelik bu ihtiyacının çok iyi farkında olması hasebiyle Ömer b. Abdülaziz’i yanından ayırmaması bunun önemini ortaya koymaktadır. Fakat her konuda olduğu gibi bu konuda da nebevi metot dairesinde hareket etmeliyiz, nasihat etmenin ve hatırlatmanın önemi ne kadarsa bu yaparken uygulanan metot da o kadar önemlidir. Bu metodu ilmini her Müslümanın elde etmesi zarurettir.

Konumuzla ilgili bir kıssayı daha gündeme getirmeye çalışalım.

Muhammed b. İbrahim babasından, o da dedesinden naklediyor: Süleyman b. Abdülmelik, Ömer b. Abdülaziz’le hac yapıyordu. Asfa eşiğine geldiklerinde Süleyman çadırına baktı, gördüğü odalar ve evlatları göğsünü kabartmıştı Şöyle dedi: “Buradakileri nasıl buluyorsun ey Ömer? Muhteşem değil mi?”. Ömer şu cevabı verdi:

“Ey müminlerin emiri! Gördüğüm dünyadır Bir kısmı bir kısmını yiyor Sen de bütün bunlardan sorumlusun, burada olan bitenlerden hesaba çekileceksin!”.

O sırada ağzında ekmek kırıntısı bulunan bir karga Süleyman’ın odası dan havalandı. Süleyman Ömer’e bakarak :”Acaba şu karga neler söylüyor?” dedi.

Ömer:

” Sanıyorum, şöyle diyor: Kim bilir nereden geldi bu ekmek parçası ve nasıl çıkıyor bu evden?”. Süleyman Ömer’e; “Sen tuhaf şeyler düşünüyorsun ey Ömer?” dedi.

Ömer: “İstersen sana bundan daha garip şeyler bulayım anlatayım mı?” dedi Süleyman: “Anlat bakalım!” dedi

Ömer:

“Allah’ı bilip de ona isyan eden, şeytanı tanıyıp da ona itaat eden, dünyayı gördüğü ve nasıl her şeyi ters yüz ettiğini bilip de yine de dünyayı seven ve ancak dünya ile mutmain ve mutlu olan. Bunlar daha da acayiptir!” dedi.

Süleyman:

“Kafamızı bulandırdın, bizi efkara boğdun Ömer!” dedi. Hayvanını mahmuzladı ve yürüyüp gitti. Daha sonra Ömer atından indi. Hayvanın başından tuttu. Hayvanın taşıyacağı ağırlık azalsın diye böyle yapmıştı, O sırada insanlara baktı. Bir şey getirip bırakan, bir şeyler alıyordu. Ömer ağlamaya başladı. Süleyman; “Niçin ağlıyorsun?” diye sordu. Ömer: “Kıyamet gününde de böyle olacak! Bir şeyler takdim eden, bir şeyler alacak. Bir şey getirmeyen de, hiçbir şey alamayacak!” dedi.

Bu kıssada da hatırlatmanın nasihat’ın olmazsa olmaz bir konu olduğunu görmekteyiz, tefekkürün ve insanın halini sürekli okuması gerektiğini bunun yanında etrafında ki hayırlı insanların kimi zaman onun halini ondan daha iyi okuya bildiğine şahit oluyoruz. Allah cc hayırlı insanları etrafımızdan ayırmasın, birbirinin hayra davet eden cemiyetlerden bizleri mahrum etmesin Amin. Ve konumuzu başka bir yöne doğru eğriltiyoruz.

Süleyman b. Abdülmelik’in güzelliklerinden biri, kendisi ölüm döşeğinde iken Ömer b. Abdülaziz’i halife yapmasını öneren fakih ve alim Raca b. Hayut’un bu önerisini kabul etmesidir. Bu öyle bir tavsiyedir ki, bunda Şeytanın hiçbir pay yoktur. İbni Sirin der ki: “Allah Süleyman’ı bağışlasın! Halifeliğini namazı diriltmekle başlattı, Ömer b. Abdülaziz’i yerine halife yapmakla sonlandırdı.”

Yukarıda ki sözlerimizden de anlaşıldığı üzere bir sonraki yazımızda Ömer b. Abdülaziz’in halifelik dönemine giriş yapmaya gayret edeceğiz inşallah.

ALLAH(Celle Celaluhu) hakkı hak bilip hakka sarılan, batılı batıl bilip batıldan içtinap eden kullarından eylesin.

VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.