sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEVGİ

A+
A-

Hamd alemlerin Rabbi, Maliki olan hangimizin daha iyi amel işleyeceğini belirlemek için ölümü ve hayatı yaratan Allah(Celle Celaluhu)’a aittir. Salat ve selam önderimiz ve rehberimiz Hz. Muhammed (sav)’e onun ehli beytine, dinin yaşanması konusunda bizlere örneklik teşkil eden ashabına ve tüm Müminlerin üzerine olsun.

‘Buna rağmen öyle insanlar var ki, Allah’tan başka varlıkları O’na denk tutar da, Allah’ı sever gibi onları severler. Gerçek mü’minlerin Allah’a olan sevgileri ise, her şeyden daha sağlam ve daha kuvvetlidir. Keşke o zulmedenler, azabı gördüklerinde anlayacakları gibi, şimdiden bütün kuvvetin Allah’a ait olduğunu ve Allah’ın, azabı gerçekten çok şiddetli bir zat olduğunu anlasalardı!’ (BAKARA/165)

Sevgi kavramı insanın kalbinde doğuştan var olan fıtrat duygusudur (bknz Rum/ 21). Nitekim bu duygu insanın meylettiği şeye yönelmesini, onu benimsemesini de peşinden getirmektedir. Rağıb el-İsfahani sevgi kelimesinin ‘istemek’ anlamına gelmediğini daha geniş bir anlam barındırdığını söyleyerek her sevginin bir istek ancak her isteğin bir sevgi olmadığını beyan etmiştir. O halde sevgi tercih etmekten, istemekten daha çok bir kimsenin istediği yöne olan bağlılığının bir ifadesidir.

Sevgi kavramı itikadi açıdan tefekkür edildiğinde bir kimsenin hem İslam’a hem de İslam’ın inanç ilkelerine ters başka bir dine, fikre veyahut sisteme sevgi duyması yanı bağlı olması o kişinin İslam dairesinden uzak olduğunun bariz bir ifadesidir. Çünkü bu kimse bu davranışı ile yukarda geçen ayette belirtildiği üzere ‘Allah’tan başka varlıkları O ‘na denk tutar da, Allah’ı sever gibi onları severler’ ayetinin birebir muhatabı olmaktadırlar.

Rasulullah (sav) İmanın tadına vardıran özellikleri şöyle belirtmiştir;

“Üç özellik vardır; bunlar kimde bulunursa o, imanın tadını tadar:

-Allah ve Resûlünü, (bu ikisinden başka) herkesten fazla sevmek.

-Sevdiğini Allah için sevmek.

-Allah(Celle Celaluhu) kendisini küfür bataklığından kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmeyi, ateşe atılmak gibi çirkin ve tehlikeli görmek.” (Buhârî, Îmân 9)

Sevdiğini Allah(Celle Celaluhu) için sevmek bizlere sevgi kökünün Allah(Celle Celaluhu)’tan başlayarak onun razı olduğu ve müsaade ettiği şekilde şekillenmesi gerektiğini göstermekle birlikte bir kalpte temel olarak iki farklı sevginin olmayacağı anlamına gelmektedir. İmam Şafii bu hususta şu sözü söylemiştir;

‘Bir kalpte iki sevgi olmaz tıpkı ateşle suyun beraber olamayacağı gibi ya ateş suyu buhar eder ya da su ateşi söndürür.’

Yani bir kalpte Allah(Celle Celaluhu) ile beraber ilahlık iddiasında bulunan başka nesne, kişi veyahut sistemlerin varlığı Allah(Celle Celaluhu) temelli bir sevgi bağını ortadan kaldırarak kişiyi batılın karanlığına sürüklemektedir.

 

İbn Kayyım el Cevziyye(r.ah) sevgi çeşitlerini şu şekilde açıklamaktadır;

‘Dört çeşit sevgi vardır ve bunları birbirinden ayırt etmek gerekir. Doğru yoldan sapanlar ancak bunları birbirinden ayırt etmediklerinden sapmışlardır.

Bir: Allah(Celle Celaluhu) sevgisi. Allah’ın azabından kurtulmak ve ödülünü kazanmak için bu tek başına yeterli değildir. Çünkü müşrikler, hristiyanlar, yahudiler ve başkaları da Allah(Celle Celaluhu)’ı severler.

İki: Allah(Celle Celaluhu)’ın sevdiklerini sevmek. Kişiyi İslâm’a sokan ve ondan çıkartan bu sevgidir. Allah(Celle Celaluhu)’ın en sevdiği insanlar bu sevgide en düzgün ve en çok olanlardır.

Üç: Allah(Celle Celaluhu) için ve O’nun yolunda sevmek. Bu Allah(Celle Celaluhu)’ın sevdiklerini sevmenin gereklerindendir. Allah(Celle Celaluhu)’ın sevdiklerini sevmek ancak O’nun yolunda ve O’nun için sevmekle olur.

Dört: Allah(Celle Celaluhu)’la birlikte sevgi. Bu da şirksi sevgisidir. Allah(Celle Celaluhu) için olmaksızın Allah(Celle Celaluhu)’la birlikte bir başka şeyi seven kişi Allah’tan gayri bir ortak edinmiştir. Bu, müşriklerin sevgisidir.’(Bknz/Kalbin İlacı)

İbn Kayyımın dördüncü sevgi çeşidinde açıkladığı sevgi türü bizlerin son cümlede söylediğimiz sevgi çeşidini ifade eder ki kişi bu sevgi çeşidi ile Allah(Celle Celaluhu)’a hem ortak koşmakta hem de doğru yoldan sapmaktadır.

‘Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseleri yakın dost, sırdaş ve işlerinize vekil edinmeyin! Siz onlara safça sevgi gösterisinde bulunuyorsunuz. Oysa onlar size gelen gerçeği inkâr etmiş ve sırf Rabbiniz olan Allah’a inandığınız için Peygamber’i ve sizi yurdunuzdan çıkarmışlardır.’(mumtehine/1)

Buraya kadar kalpteki sevginin asıl kaynağının Allah(Celle Celaluhu)olması gerektiğini tıpkı bir kaynak gibi sevgiye yön ve şekil verenin temelde bu sevgi olması gerektiğini söyledik. Bir de mü’minlerin sevgi duygusunu nasıl kullanması gerektiği hususu da oldukça önemli bir konudur.

Ebû Hüreyre (ra) rivayet ediyor.

‘Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmuşlardır: Sevdiğini ölçülü sev; bir gün gelir sevmediğin biri olabilir. Sevmediğini de ölçülü olarak sevme; bir gün gelir dostun olabilir.’ (Camiüssağir-223)

Bu hadis bizlere sevginin ölçülü olması gerektiği çok sevgi ile gözün kararması ve bu doğrultuda hakla batılın ölçüsünü kaçırmamayı, sevgi beslemeyip sevmeme hususunda da ölçülü olarak kişileri etrafımızdan dağıtmamayı yani itidali öğretmektedir. Yine müminler Allah(Celle Celaluhu)’ı hatırlatan güzel şeylere de sevgi beslemelidirler nitekim bir ayette şöyle buyrulmaktadır;

‘Süleyman: “Benim bu atlara ve güzel şeylere olan sevgim, ancak bana Rabbimi hatırlattıkları ve O’nun adını yaymaya hizmet ettikleri içindir” dedi. Ve atlar koşup, tozdan perdelerin arkasında görünmez oluncaya kadar onları hayranlıkla seyretti.’ (sad/32)

Sevgi konusunda daha birçok ayet ve hadis kaynaklarda mevcut ancak biz sevginin temelini ve bu temel doğrultusunda bir sevgi bağı olması gerektiğini açıklamaya gayret ettik.

Rabbim sevgi bağını (ki bu bağ kalpte olan bir bağ olduğu için hassas bir konudur) tam olarak oturtan, çizgisinden çıkmayan kullarından eylesin. (amin)

ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.