sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

ŞEYTANIN ADIMLARINI İZLEMEYİN

A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd; Alemleri yoktan var eden,  Rahman ve Rahim, Din günün sahibi, kendisinden başka bir ilah bulunmayan, yarattıklarını rızıklandıran, yegâne Hakimiyetin sahibi olan Allah (C.C)’ya mahsustur.

Salat ve Selam;  Alemlere rahmet olarak gönderilen, kendisine itaat edilmedikçe kurtuluşun asla mümkün olmayacağı, Allah (C.C)’ın dininden asla taviz vermeyen, , müminlere karşı şefkatli, kâfirlere karşı ise şiddetli olan Rasulullah(sav)’a, aline, ashabına ve onun izinden giden müminlerin üzerine olsun inşaAllah.
İnsanların bir kısmının tekrarladıkları hatalar sebebiyle sürekli olarak şeytanı bahane ettiklerini ve “Şeytana uyuyorum” sözü ile kendilerini savunmaya çalıştıklarını görebilirsiniz. Oysa işin aslı, insanların iradelerine yenik düşmeleri sebebiyle şeytanı bahane etmeleridir. Şeytan, insan için dost görünen bir düşmandır. Zihinlere atmaya çalıştığı çeşitli vesvese ve kuruntular ile yollara tuzaklar kurar. Pek çok insan da iradesine yenik düşerek kolayca bu tuzaklara kapılır. Oysa şeytanın insan üzerinde zorlayıcı bir gücü yoktur. Kendi eliyle kendini ateşe atan yine insanın kendisidir. İnsanı şaşırtan ve saptıran herkes ve her şey şeytanın bir yansımasıdır. İnsan şeytanın kendisi için apaçık bir düşman olduğunu ve onun adımlarını izlememesi gerektiğini bilmelidir. Bunu ayetlerde görmekteyiz :
Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. [Bakara Suresi-208]
Şeytanın adımlarını izlemeyin. Kim şeytanın adımlarını izlerse şeytan ona iğrençlikleri ve kötülükleri emreder. [Nur Suresi-21]
(Şeytan) onlara söz verir ve onları ümitlendirir; hâlbuki şeytanın onlara söz vermesi aldatmacadan başka bir şey değildir. [Nisa Suresi-120]
Şeytan günahları süslü ve çekici gösterir. Boş vaat ve kuruntularla kandırır insanı. “Şeytana uyuyorum” diyen insan aslında farkında olmadan nefsini kabartır ve o an için kendisine haz vereceğine inandığı şeye uyar. İnsanın günaha girmesi en çok şeytanı sevindirir. Oysa Kur’an şeytandan gelen vesveselerden kurtulmanın formülünü insanlara verir:
 Şeytandan bir dürtü seni dürtüklediğinde hemen Allah’a sığın. Çünkü o herşeyi işiten ve bilendir [Araf Suresi-200]
Aslında pek çoğumuz bir iş yapmadan önce az çok biliriz yapacağımız bu işin doğru olup olmadığını Ama söz geçiremeyiz nefsimize ve türlü bahaneler ile görmezden gelerek bu gerçeği bile bile günaha sürükleriz kendimizi. Şimdi sormak gerek insanın uyduğu şeytan mı yoksa şeytanın vesveseleri ile kabaran nefsi mi? Şeytanın boş vaatlerine aldanan insan hesap günü şeytanın tüm vaatlerinin boşa çıktığını gördüğünde içinde bulunduğu durumdan kendini nasıl kurtarabilir? İnsanın bu konuda da kendini kandırmayı bırakarak şeytanı bahane etmemesi gerekir. Çünkü hesap günü şeytan da, şeytanı bahane eden de kurtaramaz kendini. İş bitirilince şeytan onlara şöyle dedi:
“Allah size hak bir vaatle vaatte bulundu, ben ise vaat ettim ama vaadimden caydım. Benim sizin üzerinizde bir yaptırım gücüm yoktu. Sizi davet ettim, siz de bana uydunuz. Şimdi beni kınamayı bırakın da benliklerinizi kınayın. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz. Aslında ben sizin, daha önceden beni şirk aracı yapmanıza karşı çıkmıştım. Zalimler için acıklı bir azap öngörülmüştür.” [İbrahim Suresi-22]
Kuran, Şeytanın bizim apaçık bir düşmanımız olduğunu ve bizi kötülüklere sürüklemek için elinden gelen her şeyi yapacağını bilerek bizim de onu düşman bilmemiz gerektiği konusunda uyarıda bulunur.
Gerçek şu ki, şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman edinin. O, kendi grubunu, ancak çılgınca yanan ateşin halkından olmaya çağırır. [Fatır Suresi-6]
Size düşmanlık eden biri olsa ve bu kişi her fırsatta sizin ayağınızı kaydırmak için çalışsa ya da size maddi manevi zarar vermeye, belki de canınıza kastetmeye yeltense herhalde bu kişiden korunmak için gereken tüm tedbirleri alır ve başınıza kötü bir olay gelmemesi için her yolu dener, tüm şartları zorlar ve daima tetikte beklersiniz. Peki şeytanın her birimiz için son derece tehlikeli bir düşman olduğunu bildiğimiz halde bu düşmanımıza karşı gardımızı düşüren nedir? Neden tedbir almamız gerektiğinin farkında bile değiliz? Ya da bizi bu tuzaklara karşı koruyacak bir imana sahip miyiz? Şeytanı düşman bilmek ve tuzaklarından korunmak için gerekli olan ilk şey şeytandan uzaklaşmak istediğimiz oranda Allah’a yaklaşmaya vesile aramamızdır. Çünkü her ne kadar şeytan türlü hile ve tuzaklarıyla insanları Allah yolundan saptırmaya çalışacağını söyleyerek bunun için çabalasa da, kendisinin de farkında olduğu açık bir gerçek vardır ki, o da insanlar üzerinde bir zorlayıcı gücü bulunmadığı ve ihlas sahibi samimi kullara yaklaşamayacağı gerçeğidir.
(İblis) dedi ki: “Ey Rabbim! Beni sap­tırdığın için mutlaka ben de yeryüzün­de Ademoğullarına kötülükleri güzel göstereceğim ve onların hepsini azdıra­cağım. Ancak kullarından ihlâslı olanlar müstesnadır. [Hicr 39-40]
Görüldüğü gibi “Şeytana uyuyorum” bahanesinin kişinin hatalarını aklaması mümkün değildir. Yani istediği takdirde şeytana uymamak kişinin kendi elindedir. İnsanların bu bahaneyi ileri sürerek de kendilerini kandırmayı bırakmaları gerekir. Çünkü her işinde olduğu gibi kendini kandırmanın en büyük zararı başkasına değil bizzat kişinin kendisinedir.
Allah’tan Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah’ı zikredip-anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilirler. [Araf Suresi-201]
Seyyid Kutub(Rh.a) bu ayetin tefsirinde şöyle söylemektedir:
şeytanın dokunması insanı kör eder, gözlerini, basiretini bağlar ve kapatır. Yalnız, Allah’tan korkma, Allah’ın gözetiminde olduğunun bilincinde olma, öfkesinden ve azabından endişe etme gibi bağlar ise, kalpleri Allah’a bağlar ve onları gafletten kurtarıp doğru yola iletir. Takva sahiplerine hatırlatır. Onları da hatırladıklarında basiretleri açılır, gözlerinin önündeki perde kalkar. “Ve hemen gerçeği görürler.” Şüphesiz ki, şeytanın dokunuşu insanı kör etmektedir. Allah’ı hatırlamak ise, gözlerin açılmasını sağlamaktadır. Şeytanın dokunuşu karanlıktır. Allah’a yönelmek ise, aydınlıktır. Şeytanın dokunuşunu takva söküp atabilir, şeytanın takva sahipleri üzerinde hiçbir nüfuzu yoktur…
Hiç şüphesiz galip gelecek olan Allah’ın taraftarlarıdır. Kim Allah’ı, Resulünü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok galip gelecek olanlar Allah’ın taraftarlarıdır. [Maide Suresi-56]
VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.