sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN BAKIŞ AÇISIYLA ARAF SURESİ 160. AYET

SEYYİD KUTUB’UN BAKIŞ AÇISIYLA ARAF SURESİ 160. AYET
21.10.2020
728
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

160- Biz İsrailoğulları’nı oymaklar halinde oniki gruba ayırdık. Soydaşları Musa’dan su isteyince, kendisine “Değneğinle şu taşa vur” diye vahyettik. Bunun üzerine o taştan oniki tane pınar fışkırdı, her grubun hangi pınardan su içeceği belirlenmişti.

Ayrıca üzerlerine buluttan gölgelik çektik, kendilerine kudret helvası ve bıldırcın eti gönderdik; “Size bağışladığımız helâl yiyeceklerden istediğinizi yiyiniz”dedik. Onlar emirlerimizi çiğnemekle bize değil, kendilerine zulmediyorlardı.

Küfre düşmüş ve buzağıya tapmış olan İsrailoğulları, Allah’ın kendilerine gösterdiği şekilde günahlarının kefaretini ödedikten ve tevbe ettikten sonra, Allah’ın rahmeti Musa’yı ve kavmini tekrar kuşatmış ve tevbelerini kabul etmişti. Önce seçkin olan grup Allah’ı apaçık görmek istemiş, bunun üzerine kendilerini sarsıntı yakalamış sonra yüce Allah, Hz. Musa’nın duasını kabul etmiş ve onlar tekrar kendilerine gelmişlerdi. Yüce Allah’ın bu rahmeti İsrailoğulları’nı büyük topluluklar halinde oniki ümmete -yani büyük cemaate- ayrılmasında da gözlemlenebilmektedir. İsrailoğulları’nın her cemaati İsrail’in -yani Yakup peygamberin- bir torununa dayanıyordu. Bunlar kabile halinde kendi soylarını muhafaza etmiş oymaklardı.

“Biz İsrailoğulları’nı oymaklar halinde oniki gruba ayırdık.”

Her bir cemaate su içecekleri pınarın belirlenip gösterilmesi, birbirlerinin haklarına tecavüz etmemeleri içindi ve bu Allah’ın rahmetinin eseriydi. “Soydaşları Musa’dan su isteyince, kendisine “Değneğinle şu taşa vur” diye vahyettik. Bunun üzerine o taştan oniki tane pınar fışkırdı, her grubun hangi pınardan su içeceği belirlenmişti.”

Çölün yakıcı güneşinden korunmaları için bulutların onlara gölge yapması, kır ballarının bir çeşidi olan Menni’yi eti ve yağı bol bıldırcın kuşu olan Selva’yı göndermesi, içeceklerini garanti altına aldıktan sonra yiyeceklerini kolaylıkla garanti etmesi de Allah’ın rahmetinin tezahürüdür.

“Ayrıca üzerlerine buluttan gölgelik çektik, kendilerine kudret helvası ve bıldırcın eti gönderdik.”

Tüm bu yiyeceklerin onlara helâl kılınması da Allah’ın bir rahmetiydi. O zaman henüz günahları yüzünden kendilerine hiçbir şey haram kılınmış da değildi.

“Size bağışladığımız helal yiyeceklerden istediğinizi yiyiniz” dedik.

Bu nimetlerin hepsinde Allah’ın rahmeti açıktı. Ne var ki, İsrailoğulları’nın bu karakteri halâ düzelmiş değildi. Hidayet ve dürüstlüğe karşı isyankâr bir ruha sahiptiler. Onların böyle bir ruha sahip oldukları bu ayetin son bölümünden rahatlıkla anlaşılmaktadır: Hz. Musa’nın, asasını kayaya vurmasıyla pınarların fışkırmasını, yakıcı çölde bulutların onlara gölge yapmasını, Menn ve Selva’dan oluşan seçkin yemeklerin kendilerine verilmesini ayeti kerime, onlara, bunlar gibi bütün nimetleri ve olağanüstü olayları hatırlattıktan sonra şu ifadelerle sona eriyor:

“Onlar emirlerimizi çiğnemekle bize değil, kendilerine zulmediyorlardı.

Ayetlerin akış seyri ilerde, onların Allah’ın emirlerine karşı gelmek ve O’nun yolunda kaypaklık yapmakla nasıl kendilerine zulmettiklerine örnekler verecektir. Onlar bu kaypaklıkları ve Allah’ın emirlerine karşı gelişleri ile yüce Allah’a zulmetmiş olamazlardı. Çünkü yüce Allah onlara ve bütün cihana muhtaç değildir. Onların ve bütün varlıkların Allah’a isyan üzere birleşmeleri, Allah’ın mülkünden hiçbir şeyi eksiltmez. Aynı şekilde onların ve bütün varlıkların Allah’a bağlılık üzerinde birleşmeleri, Allah’ın mülkünde hiçbir şeyi arttırmaz. Onlar günah ve döneklikle hem bu dünyada, hem de ahiret gününde yalnız kendilerine zarar veriyor, kendilerine yazık ediyorlardı.

YAHUDİ KAYPAKLIĞI

Şimdi İsrailoğulları’nın yüce Allah’ın bu rahmetini nasıl karşıladıklarına ve bu uzun yol boyunca kaypak adımlarla nasıl yol aldıklarına bakalım.”

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.