sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN BAKIŞ AÇISIYLA MAİDE SURESİ 110. VE 111. AYETLER

SEYYİD KUTUB’UN BAKIŞ AÇISIYLA MAİDE SURESİ 110. VE 111. AYETLER
27.04.2020
868
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

110- hani Allah dedi ki, ey Meryemoğlu İsa sana ve annene vermiş olduğum nimetleri, ayrıcalıkları hatırla:

Hani seni Ruhul Kudüs (Cebrail) aracılığı ile destekledim, hem beşikte hem de yetişkin yaştayken insanlarla konuşabiliyordun

Hani sana kitabı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğretmiştim.

Hant benim iznimle çamurdan kuşa benzeyen bir şekil yapıyordun da içine üfleyince iznimle canlı bir kuş oluveriyordu.

Hani benim iznimle anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Hani benim iznimle ölüyü dirilterek mezardan çıkarıyordun.

Hani açık mucizeler göstermem üzerine israiloğullarının kafirleri “Bu düpedüz bir büyüdür” dediklerinde, seni onların ellerinden kurtarmıştım.

111- Hani havarilere vahiy yolu ile, “Bana ve peygamberime inanınız, diye direktif vermiştim de bunun üzerine onlar da, “inandık, şahid ol ki bizler müslümanız ” dediler.

Bu ayet, Allah’ın, Hz. İsa’ya ve annesi Meryem’e verdiği nimetleri hatırlatmaktadır. Allah, O’nu, Ruhul Kudüs ile desteklemiş, henüz beşikte konuşma çağında değilken konuşturmuş, annesinin alışılmamış bir doğum yapması etrafında körüklenen şüpheleri bertaraf etmek, annesini temize çıkarmak için konuştuğu gibi yetiştiğinde onları Allah’a çağırmak için de konuşmuştu. Ruhul Kudüs olan Cebrail O’nu, hem burada hem orada desteklemişti. Dünyaya geldiği zaman hiçbir şeyi bilmediği halde Allah O’na kitabı ve hikmeti belletmişti. Kendisinden önce İsrailoğullarına gönderilen Tevrat’ı okumasını, kendisine verilen ve daha önceki Tevrat’ı destekleyen İncil’i öğretmişti. O’na Allah’ın izni dışında hiçbir insanın yapamayacağı harikulade mucizeleri vermişti. Buna bağlı olarak O, Allah’ın izniyle çamurdan kuşa benzer bir şekil yapıyor, ona üflediğinde Allah’ın izniyle canlı bir kuş oluveriyordu. Biz bu mucizelerin nasıl meydana geldiğini bugün dahi kavrayamıyoruz. Çünkü Allah’ın nasıl yarattığını ve bu hayatı canlılara nasıl verdiğini bilmiyoruz. Yine O, Allah’ın izniyle, anadan kör olarak doğmuş amayı görecek şekilde tedavi etmiş, Allah’ın izniyle alacalığı iyileştirmişti. Bunun için hiçbir ilaç da kullanmamıştı. Bugün tıp, anadan kör olarak doğan birisini görebilecek şekilde tedavi edemiyor. Fakat görme yeteneğini veren yüce Allah, insanın gözlerini aydınlatmaya elbette güç yetiriyordu. Tedavi olmak Allah’ın şifasının gerçekleşmesi için bir vasıtadır. Şifaya izin veren elbette ki bu vasıtayı değiştirebilir ve gayeyi vasıtasız olarak gerçekleştirebilir. Hz. İsa Allah’ın izniyle ölüleri diriltiyordu. Hayatı ilk olarak veren Allah elbette ki onu dilediği anda tekrar geri verebilirdi. Sonra Cenabı Allah, mucizelerin hepsini gösterdiğinde israiloğullarının O’nu yalanlaması ve bu harikulade mucizelerini apaçık bir büyü olarak nitelemeleri üzerine, O’nu koruduğunu bir nimet olarak hatırlatıyor! Çünkü yahudiler binlerce kişinin gördüğü bu gerçekleri inkar edememiş, inatlarından ve üstünlük taslamalarından teslim de olmak istememişlerdi. Yüce Allah bu sırada Hz. İsa’yı korumuş, onların şerrinden muhafaza etmiş, onlar diledikleri gibi O’nu öldürememiş ve asamamışlardır. Aksine Allah, O’nun canını alarak katına yükseltmişti. Yine yüce Allah havarilere verdiği ilhamla, Allah’a ve peygamberine iman etmelerini sağlamış, onlar da bu ilhama yönelmiş ve teslim olmuşlardı. İsa’yı, imanlarına ve kendilerini Allah’a teslim edişlerine şahid olarak tutmuşlardı.

“Hani havarilere, vahiy yoluyla bana ve peygamberime inanınız, diye direktif vermiştim de bunun üzerine onlar da, inandık şahid ol ki biz müslümanız dediler.”

Bunlar yüce Allah’ın Meryemoğlu İsa’ya bir delil ve şahid olarak bahşettiği mucizelerdir. Ama ne yazık ki, onun izcilerinden pek çoğu mucizelerle onun etrafında sapıklara yer vermektedir. işte burada Hz. İsa seçkin bir topluluğun huzurunda onların çoğunluğunu oluşturan kendi ümmetinin de içinde bulunduğu bütün insanlar karşısında onlarla yüz yüze geliyor ki ümmeti bunu duysun ve gözleriyle görsün, yine bütün insanların huzurunda acı ve çirkin bir şekilde yaptıkları yüzlerine vurulsun.

Ayet-i kerimeler Hz. İsa’ya ve Annesine verilen nimetlerin yanında Allah’ın Hz. İsa’ya ve kavmine bahşettiği nimetlere de değinmektedir. Hem Havarilerin hem de ümmetin gözleriyle gördüğü Allah’ın kendisini onlarla desteklediği mucizelere temas etmektedir.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.