SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ANKEBUT SURESİ 53. AYET
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
53- Onlar senden azabımın bir an önce gerçekleşmesini isterler. Eğer azabımın belirli bir vadesi olmasaydı, hemen başlarına gelirdi. Fakat azabım hiç beklemedikleri bir anda, farkında olmadan başlarına gelecektir.
Müşrikler uyarıcıyı duyuyorlardı, ama yüce Allah’ın bir süre kendilerine ilişmeden öylece bırakmasının arka planındaki gerekçeyi, hikmeti kavrayamıyorlardı. Bu yüzden meydan okurcasına Peygamber efendimizden kendilerine ilişeceğini iddia ettiği azabı çabucak getirmesini istiyorlardı. Oysa çoğu zaman yüce Allah’ın onlara mühlet tanıması, daha çok saldırganlaşıp bozgunculuk yapsınlar diye zalimlerin yavaş-yavaş akıbetleriyle yüzyüze gelmeleri veya imanları ve dayanma güçleri artsın, safları arasında sabır ve direnmeye katlanamayanlar ayıklansın diye mü’minlerin sınavdan geçirilmeleri amacına yöneliktir. Ya da bu sapıtmışlar arasında yer alıp da yüce Allah’ın kendilerinde hayır olduğunu bildiği bazı kimselerin doğru yolla eğri yolun birbirinden iyice ayrılmasından sonra hidayete ermeleri, böylece zalimlerin uğrayacakları azaptan kurtulmaları amacına yöneliktir. Ya da bu zalimlerin soyundan Allah’a kulluk sunan, babaları sapık da olsa Allah’ın yolunu izleyenlere katılan yapıcı, salih bir nesil ortaya çıkarma amacına yöneliktir. Veya bütün bunların dışında Allah’ın gizli planının öngördüğü bir başka amaç gözetilmektedir.
Ne var ki, müşrikler yüce Allah’ın hikmetinden ve planından herhangi bir şey kavramıyorlardı. Bu yüzden meydan okuyarak sözü edilen azabın bir an önce gelmesini istiyorlardı. “Eğer azabımın belirli bir vadesi olmasaydı, hemen başlarına gelirdi.” Burada yüce Allah bir an önce gelmesini istedikleri azabın önceden belirlenmiş vadesi dolunca hemen başlarına geleceğini, ama beklemedikleri, farkında olmadıkları bir sırada onları kıskıvrak yakalayacağını, böylece şaşırıp kalacaklarını vadediyor!
Nitekim bir süre sonra Bedir savaşında bu azabı tatmışlardı. Böylece yüce Allah’ın va’di doğru çıkmıştı. Onlar da yüce Allah’ın va’dinin nasıl yerine geldiğini gözleriyle görmüşlerdi. Ne var ki, yüce Allah onlardan önceki milletler-den Allah’ın ayetlerini yalanlayanlarda olduğu gibi onları kökten yok etmemişti. Yine somut mucizenin gösterilmesinden sonra yalanlayanların kökten yok edilmelerine ilişkin yasanın uygulanması zorunlu hale gelmesin diye onların bu isteklerine maddi bir mucizeyle karşılık verilmişti. Çünkü onlardan bir çoğunun daha sonra müslüman olmaları, İslam askerlerinin en iyilerinden olmaları takdir edilmişti. Onların soyundan gelen birçok kuşak uzun süre İslam bayrağını taşımıştı. Hiç kuşkusuz bütün bunlar Allah’tan başka hiç kimsenin bilmediği bir plan uyarınca gerçekleşmişti.
Müşrikleri farkında olmadıkları bir sırada kendilerini ansızın yakalayıverecek dünya azabı ile tehdit ettikten sonra ayet-i kerime, cehennem kandillerini gözetlediği halde azabın bir an önce başlarına gelmesini istemelerinin tuhaf bir tutum olduğunu yineliyor!