SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA DUHAN SURESİ 30 VE 33. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
30- Andolsun biz, İsrailoğullarını o küçültücü azaptan kurtardık
31- Yani Firavun’dan. Çünkü O haddi aşanlardan bir zorba idi.
32- Andolsun biz, İsrailoğullarını, bir bilgiye göre alemlere üstün kıldık.
33- Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan ayetler verdik.
Burada İsrailoğullarının “küçültücü” azaptan kurtuluşlarından söz ediliyor. Hiç kuşkusuz bu ifade, zorbalığa başvurarak, büyüklük kompleksine kapılarak sınırları zorlayan despotların, zorbaların önemsiz birer nesne gibi bir kenara atılışlarına karşılık olarak yeralıyor: “Yani Firavun’dan. Çünkü o, haddi aşanlardan bir zorba idi.”
Ardından, yüce Allah’ın İsrailoğullarını -iyi ve kötü yönlerine; bütün özelliklerine ilişkin kapsamlı bilgisi uyarınca- mesajının taşıyıcıları olarak seçmesine değiniliyor. Hiç kuşkusuz bu seçim onların zamanı için, o günkü insanlık alemi için geçerliydi. Çünkü yüce Allah, İsrailoğullarının yamukluklarına, ikide bir sapmalarına, işi ağırdan almalarına ilişkin olarak anlatılanlarla birlikte onların kendi dönemlerindeki toplumlar arasında daha iyi bir durumda olduklarını, mesajın taşıyıcılığına seçilmeye, halifelik görevine atanmaya daha layık olduklarını biliyordu. Bu da gösteriyor ki, yüce Allah mesajının taşıyıcılığına, o gün için en iyi durumda olan toplumu seçer, yardımını onlara özgü kılar. İçlerinde kendilerini bir kılavuza, bir görüşe ve tutarlı bir çizgiye uygun olarak Allah’a yönelten bir önderlik kurumu olduğu sürece o toplum imanın öngördüğü yüce düzeye ulaşmamış olsa da bu kural geçerlidir.
“Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan ayetler verdik.”
Yüce Allah’ın sınamak amacı ile kendilerine verdiği bu ayetlerle denemeye tabi tutuldular. Sınanmaları tamamlanıp halifelik sürdürdükleri dönem sona erince yüce Allah deneme ve sınavın sonucuna göre onları sapıklıklarından ve kaypaklıklarından dolayı suçüstü yakaladı. Yeryüzünde onları kovalayanlar aracılığı ile kendilerine ağır darbeler indirdi. Onlar için sürekli bir aşağılanmışlık, ezilmişlik öngördü. Kıyamet gününe kadar yeryüzünde azgınlaştıkları her seferinde kesinlikle başlarına bir felaket geleceğini birliklerinin parçalanacağını, yeryüzünün dört bir yanına dağıtılacaklarını bildirdi.
ÖLÜM BİR DEFA DİYENLER
Firavun ve kurmaylarının yerle bir edilişleri, Musa ve soydaşlarının kurtuluşu, İsrailoğullarının Firavun’un dinden döndürme amaçlı baskıları ve işkencelerinden sonra Allah’ın gönderdiği ayetlerle sınanmaları ile ilgili bu gezintiden sonra, surenin akışı müşriklerin ölümden sonra diriliş ve mahşerde toplanma konusundaki tutumlarına; kuşku ve inkarlarına dönüyor. Surenin akışı diriliş. meselesi ile varlık aleminin planını ve binasını hak ve ciddilik temelleri üzerinde birbirine bağlamak için bu konuya dönüyor. Çünkü varlıklar aleminin temel dayanağı olan hak ve ciddilik prensipleri ölümden sonra dirilişi ve mahşer günü toplanmayı zorunlu kılıyor: