SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA KAF SURESİ 4 VE 7. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
4- Biz toprağın onlardan neleri eksilttiğini kesinlikle bilmekteyiz. Yanımızda o bilgileri koruyan bir kitap vardır.
Bu ilahi ifade sanki toprağın hareket edişini ve insanların cesetlerini eritmesini ve yavaş yavaş yemesini canlandırmaktadır. Ve öte yandan insanların cesetlerini ele almakta ve cesetlerin sürekli bir şekilde lime lime yok olduğunu ifade etmektedir. Sonra da sözü şöyle bağlamaktadır: Yüce Allah toprağın onların cesetlerinden ne kadar yediğini bilir, O herşeyi korunmuş kitapta yazmıştır. O halde onlar öldükleri ve çürüyüp toprağa karıştıkları zaman kaybolup gitmiyorlar. Hayatın bu topraktan yeniden başlaması ise, daha önce bir kez gerçekleşmiştir ve aynı zamanda çevrelerinde ardı arkası kesilmeden durmadan yenilenip duran canlandırma (can verme) olaylarında her an gözükmektedir.
Kalpleri eriten ve yumuşatan ve onları son derece hassas, duyarlı ve gerçekleri karşılamaya hazır hale getiren vurgulamalar işte böyle ardarda gelmektedir. Ve bütün bunlar, konunun kendisi üzerine çullanmadan önce gelmektedir.
Sonra yüce Allah bu ahmakça itirazlarının kaynaklandığı gerçek durumlarını gözler önüne sermektedir. Çünkü onlar, değişmez olan hakkı bırakmışlar ve yeryüzü de ayaklarının altında dönmeye başlamıştır. Artık hiçbir şeyde asla karar bulamaz olmuşlardır.
5- Doğrusu onlar, hak kendilerine gelince onu yalanladılar. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler.
Bu ifade, değişmez haktan ayrılanların durumlarını canlandıran, somutlaştıran eşsiz bir ifadedir, artık onlar haktan saptıktan sonra asla bir noktada duramazlar…
Gerçekten “Hak” Hakk’a inanan kimselerin üzerinde durdukları ve ayaklarının kaymadığı, adımlarının sarsılmadığı sabit değişmez bir noktadır. Çünkü hakka inanan kimsenin yeryüzü ayaklarının altında sabittir, toprak çökmez ve dibe göçmez. Ama değişmez hakkın dışında çevrelerinde yer alan herşey, çalkantılı, dalgalı, sarsıcı ve kaygandır. Değişmezlikten, istikrardan, iç huzurundan ve bu halde bulunmaktan iz bulunmaz. Böyle bir kimse, daima şaşırmış bir haldedir, bir hal üzere durması mümkün değildir.
Haktan ayrılanları arzular kötü yerlere iterler, duygular kuşatıp üzerlerine hücum eder, arzulanan fısıltıları alıp kaçırır, buhranlar paramparça eder, kuşkular endişelendirir, çalışmaları şurada burada düzensiz bir hâl alır, tutumları bir sağa bir sola zikzak çizer. Böyle bir kişi şaşkınlığından güvenilir bir dayanağa ve güvenli bir sığınağa sığınmaz, sürekli bir şaşkınlık içinde bocalar durur…
Gerçekten hayret verici bir ifade tarzıdır bu… Gözlerin izlediği hareketlenmiş gibi kalplerden geçen duyguları canlandırıp somutlaştırıyor.
Sabit, yerleşmiş, kararlı ve sarp olan Hakk’ın etkisi ile yeni bir konuya girmek üzere -yeniden dirilmeye itirazlarını tartışmaya bir zemin hazırlama yolunda yüce Allah, kainatın yapısında olan birtakım hak görüntülerini sergiliyor ve sabit, kararlı ve güzel olan Hakk’ın niteliği ile ahenkli bir ifade ile, onların bakışlarını gökyüzüne, yeryüzüne, dağlara, gökten inen sulara, salınan hurma ağaçlarına, bahçelere ve bitkilere çeviriyor.
6- Üzerlerindeki göğe bakmazlar mı ki, onu nasıl bina etmiş ve nasıl donatmışız? Onda hiçbir çatlakta yoktur. ,
Gerçekten şu gökyüzü, onların bırakıp ayrıldıkları Hak’ı haykıran kainat kitabının bir sayfasıdır. Bir bakmazlar mı onlar gökyüzündeki, yüksekliğe, değişmezliğe ve düzene? Bütün bunların yanı sıra estetiğe, güzelliğe, her türlü noksanlıktan ve düzensizlikten uzak oluşa? Şüphesiz, göklerin niteliği olarak belirtilen değişmezlik, mükemmellik ve güzellik ifadenin akışı ile, hak ile ve hakda mevcut olan değişmezlik mükemmellik ve güzellik ile tam bir uyum oluşturmaktadır. Dolayısı ile, gökyüzünden söz edilirken, “bina” niteliğinden “estetik” niteliğinden ve her türlü delik ve çatlaktan uzak oluşundan sözedilmektedir.
Yeryüzü de aynı gökyüzü gibi, Hakk’a dayanan, temeli değişmez, gözalıcı ve güzel olan kainat kitabının sayfalarından biridir.
7- Yeryüzünü de yaydık, ona sağlam dağlar yerleştirdik, onda her güzel çifti bitirdik.
Yeryüzünün yaygınlığı, sabit dağların yerleştirilmesi, bitkilerde güzellik… Bunlar da istikrarı, değişmezliği ve güzelliği simgeleyen niteliklerdir ki gökyüzünden bahsedilince de dikkatler bu noktalara çevriltilmişti.
Uzanan ve bina edilen güzel gökyüzünün ve yayılan, sabit olan ve güzel olan yeryüzünün tablosunda yüce Allah onların kalplerine dokunmakta ve gönülleri, bu kainatın yaratılışındaki hikmete ve kainat sayfalarından bazılarını gözlemeye sevk etmektedir.