SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA KAMER SURESİ 50 VE 53. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
50- Bizim buyruğumuz göz kırpması kadar kısa sürede gerçekleşen bir tek sözdür.
51- Biz sizin gibi sapıkları daha önce yokettik. Öğüt alan yok mu?
52- Onların yaptıkları herşey defterlere geçmiştir.
53- Küçük-büyük bütün davranışları satırlara işlenmiştir.
Yüce Allah’ın bu duyarlı plânının ve ön-tasarlayıcılığının yanısıra, sınırsız gücü vardır ve sınırsız güç, en büyük gelişmeleri, en basit işaretlerle gerçekleştirir. “Bizim buyruğumuz göz kırpması kadar kısacık sürede gerçekleşen bir tek sözdür.”
Bir tek işaretle ya da tek bir sözle her iş gerçekleşiverir. Sözkonusu iş büyük olmuş, küçük olmuş, fark etmez. Zaten aslında “büyük” ve “küçük” diye birşey yoktur. Bunlar insanoğlunun nesnelere ilişkin değer yargılarıdır. Ayrıca ortada “zaman” diye bir olgu da yoktur. “Zaman” denen şey insanların üzerinde yaşadıkları küçük gezegenin dönüşünden kaynaklanan “insanlara özgü” bir kavramdır. Yüce Allah’ın hesabında bu sınırlı kavramların yeri yoktur.
Birden bire bu görkemli varlık meydana gelir. Birdenbire değişir, başkalaşır. Yüce Allah dileyince birdenbire yokoluverir. O birdenbire bütün canlıları yaratır. Birdenbire onları oraya-buraya dağıtır. Birdenbire onları ölümün soğuk kucağına atar. Birdenbire onları şu ya da bu biçimde yeniden diriltir. Birdenbire bütün canlıları yeniden canlandırır. Birdenbire onları biraraya toplayarak hesaba çeker.
Evet birdenbire. Herhangi bir emek, bir çaba harcaması gerekmez. Zamana da ihtiyacı yok. Sınırsız güç bu tek sözde, plân bu tek sözün yanında. Bu tek sözün yanında her iş plânlı ve herşey kolaydır.
Tarih boyunca gelip geçen bütün ilâhi mesaj yalanlayıcılarının yok edilmeleri de bir tek söz sonucunda, birdenbire olmuştur. Burada Mekkeli müşriklere eski dönemlerdeki yoldaşları olan inkârcıların acı sonları hatırlatılıyor. Okuyalım:
“Biz sizin gibi sapıkları daha önce yokettik. Öğüt alan yok mu?
Onların yaptıkları herşey deftere geçmiştir.
Küçük-büyük bütün davranışları satırlara işlenmiştir: ‘
İşte eski inkârcıların yokediliş sahneleri. Bunlar bu surenin akışı boyunca daha önce halka halka gözler önüne serilmiştir.
“Öğüt alan yok mu?”
Yok mu gördüklerini düşünce süzgecinden geçirip ders alan?
Bu inkârcıların hesabı, acı yokedilişleri ile, kapanmış değildir. Önlerinde hiçbir ayrıntıyı ihmal etmeyen asıl hesaplaşma vardır:
“Onların yaptıkları herşey deftere geçmiştir:’
Bütün yaptıkları sayfalara kaydedilmiştir. Hesaplaşma günü karşılarına getirileceklerdir:
“Küçük-büyük bütün davranışları satırlara işlenmiştir.”
Bütün davranışları defter satırlarına yazıldığı için hiç birinin unutulması sözkonusu değildir.
Bunca sunuşlardan ve değerlendirmelerden sonra dikkatlerimiz başka bir sayfaya çevriliyor. Bu sayfa yüce Allah’ın mesajını yalanlayanların sayfası değildir. Güvenli bir vedalaşma sahnesinin gölgesinde başka bir tablo ile yüzyüze geliyoruz. Kötülüklerden sakınanların tablosudur bu. Görelim: