SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA LOKMAN SURESİ 8. VE 9. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
8- İnanıp yararlı iyi işler yapanlar için nimeti bol cennetler vardır.
9- Orada ebedi olarak kalacaklardır. Bu, Allah’ın gerçek vaadidir. O güçlüdür, hakimdir.
Kur’an’da nerede ahirette görülecek karşılık hatırlatılsa, onun öncesinde imanla birlikte salih amel hatırlatılır. Bu inanç sisteminin yapısı, imanın gizli, işlevsiz, durgun, soyut bir gerçek olarak kalpte varlığını sürdürmemesini gerektirir. O canlı, aktif, hareketli bir gerçek olup; neredeyse eylem, hareket ve davranışla kendisini ispatlamak ve iç dünyada olanı haber veren, açık olgu dünyasında etkinliklerle yapısını ortaya koymak için harekete geçinceye kadar kalpte yer edinemez, oluşumunu tamamlayamaz.
İnanıp salih amelle imanlarını ispatlayanlara “İnanıp yararlı iyi işler yapanlar için nimeti bol cennetler vardır.” Allah’ın hak vaadinin gerçekleşmesi olarak bu cennetler ve bu sonsuz yaşayış onların olacak. “Bu Allah’ın gerçek vaadidir.” Görüldüğü gibi, yaratanın kullarına lütfu; onların eksikliklerden biri olan, O’na değil kendilerine iyiliklerine karşılık olarak onlara ihsanı kendisine gerekli kılma ölçüsüne ulaşmaktadır. Onların iyiliği yaratana değil, kendilerinedir. Çünkü O’nun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur.“O güçlüdür, hakimdir.” O vaadini gerçekleştirmeye kadirdir. O yaratma, vadetme ve hedeflediğini gerçekleştirme konusunda yaptığına tam egemendir. Allah’ın kudretinin ve hikmetinin alameti ve surenin akışı içinde geçen meselelerin delili, kimsenin ne kendisinin ne Allah’dan başka birinin yarattığını iddia etmediği bu görkemli büyük evrendir. O görünüşü uyumlu, sistemi duyarlı, görkemli ve büyük olduğundan, insanın benliğini yakalayıp aklına üstünlük sağlayarak insan yapısının karşısına göz alıcı biçimde dikildiğinden, insan yapısı ondan kaçamamakta veya yüz çevirememekte, eşsiz yaratıcının birliği ve açık gerçeği çiğneyerek O’na başka ortaklar koşanın sapıklığını kabul etmekten başka bir şey yapamamaktadır: