SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA MÜ’MİNUN SURESİ 53. VE 56. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
İNANÇ BİRLİĞİ VE PARÇALANMA
53- Fakat insanlar bu inanç birliğini yıkarak çeşitli gruplara ayrıldılar. Her grup kendi inanç sistemi ile övündü.
54- Bir süre için onları gafletleri ve sapıklıkları ile başbaşa bırak.
55- Onlar sanıyorlar mı ki, kendilerine verdiğimiz servetle ve evlatlarla,
56- Onların iyiliklerine koşuyoruz? Aslında onlar işin farkında değildirler.
Peygamberler -selâm üzerlerine olsun- aynı sözleri söyleyen, aynı ibadeti yapan, aynı hedefe yönelen tek bir ümmet olarak gelip gitmişlerdi. Oysa insanlar onlardan sonra birbirleriyle çekişen, aynı sistem ve aynı yolda buluşmaları mümkün olmayan gruplara bölünmüşlerdi.
Kur’anın olağanüstü ifade tarzı onların birbirleri ile çekişmelerini son derece sert ve somut bir ifadeyle dile getiriyor. Peygamberlerin getirdiği gerçeği o kadar çekiştirdiler ki, adeta çeşitli parçalara böldüler, herbiri bir taraftan tutup, parçaladılar. Ve her grup elinde kalan parçayı alıp yoluna devam etti. Hiçbir şeyi düşünmeden, hiçbir şeye bakmadan elindeki parçadan memnun yoluna devam etti. Yoluna devam etti ve herhangi bir esintinin duygularına girebileceği, aydınlatıcı bir ışığın nüfuz edebileceği tüm açıklıkları kapattı. Her grup elinde bulunanla oyalanarak, uğraşarak sapıklık içinde yaşadı. Bu öyle bir sapıklıkta ki, can veren herhangi bir esinti, aydınlatan herhangi bir ışık onlara etki edemedi.
Onların durumu bu şekilde tablolaştırıldığı sırada hitap Hz. Peygambere salât ve selâm üzerine olsun- yöneltiliyor.
“Bir süre için onları gafletleri ve sapıklıkları ile başbaşa bırak.”
Bırak onları sapıklıkları ile, sahip oldukları şeylerle gafilce oyalansınlar, belirlenmiş süresi dolup kaçınılmaz sonları beklenmedik bir sırada ortaya çıkana kadar.
Daha sonra onları ayıplamaya, gafilliklerinden dolayı onları alaya almaya başlıyor. Çünkü bir süre kendilerine zaman tanınmasını deneme döneminde kendilerine mal ve evlat verilmesini, kendilerinin iyilikte öncelikli oldukları, nimet ve bolluk içinde sürekli kalacaklardır şeklinde yorumluyorlar:
“Onlar sanıyorlar mı ki, kendilerine verdiğimiz servetle ve evlatlarla.” “Onların iyiliklerine koşuyoruz.”
Mal ve evladı onları denemek için veriyoruz. Onları imtihan ediyoruz.
“Aslında onlar işin farkında değildirler.”
Mal ve evlat bağışının ardındaki karanlık akıbetin, örtülü kötü geleceğin farkında değiller.
MÜ’MİNLERİN ÜSTÜN KARAKTERİ
Sapık kalplerin gaflet ve sapıklık tablosunun yanında mü’min kalplerin uyanıklık ve sakınma tablosu yeralıyor.