SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA NAHL SURESİ 30. ve 32. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
TAKVA SAHİPLERİ
30- Kötülükten sakınanlara “Rabbiniz ne indirdi?” diye sorulduğunda “İyilik indirdi” derler. Bu dünyada iyi davrananlar iyilik görürler. Ahiret ise onlar için daha hayırlıdır. Kötülükten sakınanların yurdu ne güzel bir yerdir.
31- Onların girecekleri yer, altından çeşitli ırmaklar akan Adn cennetleridir. Orada diledikleri her şey kendilerine verilir. İşte Allah kötülükten sakınanları böyle ödüllendirir.
32- Melekler iyi kulların canlarını alırken kendilerine “Selam üzerinize olsun, yapmış olduğunuz iyiliklerin karşılığı olarak cennete giriniz ” derler.
Hiç şüphesiz Allah’tan korkanlar, bu davanın ana temelinin ve yüce Allah’ın gönderdiği yasaların, direktiflerin, emirlerin ve yasakların temelde iyiliğe dayandığını biliyorlardı. Bu nedenle direktiflerin hepsini özlü bir ifade ile özetliyorlardı:
“İyilik indirdi.”
Ardından Allah’ın kendilerine vahiy ile bildirdikleri doğrultusunda bu iyiliği genişçe tanımlıyorlar:
“Bu dünyada iyi davrananlar iyilik görürler.”
Güzel bir hayat, güzel bir yaşam ve güzel bir yer vardır.
“Ahiret ise onlar için daha hayırlıdır.”
Bu dünya yurdundan.
“Kötülükten sakınanların yurdu ne güzel bir yerdir.”
Sonra özet olarak verdiğini açıyor. Ahiret yurdunu açıklıyor. Birden yurtların en güzeli ile karşılaşıyoruz.
“Adn cennetleridir.”
Orada kalıp yerleşmek için.
“Altlarından çeşitli ırmaklar akar.”
Tam anlamı ile bolluk var.
“Orada diledikleri her şey kendilerine verilir.”
Mahrumiyet yok. Yorulma yok. Rızıklar dünya hayatında olduğu gibi sınırlı da değil.
“İşte Allah kötülükten sakınanları böyle ödüllendirir.”
Surenin akışı içinde daha önce bir adım geri atılarak büyüklük taslayanların hali sergilendiği gibi burada da bir adım geriye dönülerek takva sahiplerinin durumlarına ışık tutuluyor. Bakıyoruz ki, onlar ölüm sahnesinde. Fakat bu sahne sıcak, yumuşak ve onurlu bir sahnedir:
“Melekler iyi kulların canlarını alırlarken…”
Allah’ın huzuruna gönül huzuru ile çıkıyorlar. Ölüm sıkıntısından ve azabından muaftırlar.
“Selam üzerinize olsun, derler.”
Onların kalplerine huzur vermek ve gelişleriyle sevindiklerini ifade etmek için:
“Yapmış olduğunuz iyiliklerin karşılığı olarak cennete giriniz derler.”
Öncelikle müjdeleri kendilerine ulaşsın diye. Onlar daha ahiretin kapısındayken bu müjdelerini alıyorlar. Yaptıklarının eksiksiz karşılığı olarak.
İBRET ALMAYAN AKILSIZLAR
Surenin akışı içinde ölüm manzarası ve diriliş tablosu ile bu sahnenin her iki yönü gözlerin önüne serildikten sonra, bunun ışığı altında Kureyş müşriklerine bir soru yöneltiyor. Ve ne beklediklerini soruyor. Meleklerin gelip canlarını almasını mı bekliyorlar! Yoksa Allah’ın emrinin gelip, kendilerini diriltmesini mi istiyorlar? Ölüm sırasında onları bekleyen budur zaten. Allah’ın onları dirilteceği gün kendilerini bekleyen de budur! Şimdi onlar kendilerinden önceki inkârcıların yolunda değil midirler? Halbuki onlar bu iki sahnede onların hallerini izlediler. Bundan hiç mi ibret almadılar? Hiç mi faydası olmadı kendilerine!