SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA NEML SURESİ 70. VE 75. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
70- Ey Muhammed, onlar için üzülme ve sana kurdukları tuzaklarda canını sıkmasın.
Bu ayeti kerime Hz. Peygamberin -salât ve selâm üzerine olsun- kalbinin hassasiyetini, önceki mesajları yalanlayanların akıbetlerinden hareketle sonlarını tahmin ettiği milletinin haline ne kadar üzüldüğünü tasvir etmektedir. Ayrıca müşriklerin, ona davasına ve müslümanlara karşı ne türden ağır baskılar yaptığını, geniş ve büyük olan kalbini daraltacak kadar ileri gittiklerini gösteriyor.
Sonra onların diriliş meselesine ilişkin görüşlerini, dünyada veya ahirette azaba uğrayacaklarını anlatan haberi alaya almalarını sergilemeye devam ediyor.
71- “Eğer doğru söylüyorsanız bize yönelttiğiniz tehdit ne zaman gerçekleşecek? diyorlar. “
Kendilerinden önceki suçluların akıbetlerine uğrayacaklarına ilişkin bir tehdit aldıklarında hemen böyle diyorlardı. Halbuki onlar Lût yurdunu, Hicr’deki Semud kavminin harabelerini, Ahkaf’taki Ad kavminin kalıntılarını, Arim selinden sonra Sebe halkının evlerini sabah-akşam görüyor ve yanlarından geçiyorlardı. Alaylı alaylı şöyle diyorlardı: “Eğer doğru söylüyorsanız bize yönelttiğiniz tehdit ne zaman gerçekleşecek? Bizi kendisiyle korkuttuğunuz bu azap nerede? Eğer doğru söylüyorsanız onu hemen getirin, veya en azından onun ne zaman gerçekleşeceğini bize haber verin!
Burada onlara cevap veriliyor. Beklenen korkunun gölgeleri ve uyarıcının onlara üstten bakışın gölgelerini kısa birkaç kelime ile ortaya koyuyor:
72- Onlara de ki; “Bir an önce gerçekleşsin diye sabırsızlandığınız azabın bir bölümü belki de yanı başınızdadır.
Bununla onların kalplerinde azabın korku ve ürperticisi harekete geçiriliyor. Bu azap, binek üzerinde binek sahibinin arkasına binen adamın onun izlediği gibi onların ardlarında kendilerini kovaladığı halde onlar bunun farkında değiller. Onlar gaflet içinde bu azabın hemen gelmesini beklerken o kendilerinin arkalarından beklemekte olabilir! Aman Allah’ım bu ne korkunç olaydır ki, insanların dizlerinin bağını çözmektedir. Onlar ise alaya alıyorlar, ona aldırmıyorlar!
Kim bilebilir? Gayb konusu bize kapalıdır. Perdesi gerilidir. Kimse onun ötesinde ne olduğunu bilemez. Bu ürperten ve insanın aklını başından alan olay bir kaç adım yakında olabilir! Akıllı olan insan ondan sakınandır. Bu gerilmiş perdenin arkası için her an hazırlık yapan, hazırlanandır!
73- Kuşku yok ki senin Rabb’in insanlara karşı lütufkârdır, ama onların çoğunluğu O’na şükretmezler.
Kusurlu ve günahkar oldukları halde onlara zaman tanınması, azaplarının geciktirilmesi ile yüce Allah’ın onlara karşı nasıl lütufta bulunduğu ortaya çıkmaktadır. Allah bu şekilde onların tevbe etmelerine ve doğru yola yönelmelerine bir fırsat daha tanımış olmaktadır: “Onların çoğunluğu O’na şükretmezler.” Allah’ın bu lütfuna karşılık şükretmezler. Sadece alay ederler. Azabın acele gelmesini isterler. Kendi sapıklıklarına dalıp giderler. Hiç düşünmezler.
74- Kuşku yok ki, senin Rabb’in onların gerek içlerinde sakladıkları ve gerekse açığa vurdukları tüm duyguları bilir.
Kendilerine süre tanıyan, azaplarını geciktiren O’dur. Halbuki O, onların kalplerinin gizlediklerini de, dillerinin ve eylemlerinin açığa çıkardıklarını da bilmektedir. Yani bu bile bile bir zaman tanımadır. Lütfen bir süre vermedir. Onlar bundan sonra kalplerinin gizlediklerinden ve açığa vurduklarından hesaba çekileceklerdir.
Bu bölüm, yüce Allah’ın eksiksiz, kuşatıcı yerde ve gökte hiçbir şeyin kendisinden gizlenemediği bilgisini ortaya koyarak sona eriyor.
75- Göklerdeki ve yeryüzündeki bütün bilinmezler, tüm sırlar mutlaka apaçık kitapta yer alır.
Düşünce ve hayal yerde ve gökte dolaşıyor. Gayble ilgili her şeyi, her sırrı, her gücü,. her haberi izliyor. Bunların hepsi Allah’ın bilgisi ile sınırlıdır. Uzakta olan hiçbir şey onun dışında kalmıyor. Gayble ilgili hiçbir şey de kaybolmuyor. Surenin tümünde ilim üzerinde yoğunlaşılıyor. Ona pek çok işaretler yapılıyor. İşte bu işaretlerden biri de surenin kendisiyle noktalandığı bu işarettir.
Yüce Allah’ın sınırsız ilimlerinde söz edilmesi nedeniyle Kur’an’da İsrailoğulları’nın ayrılığa düştüğü konulara kesin çözümlerin getirildiğine değiniliyor. Zira Kur’an, Allah’ın kesin ilminin bir parçasıdır. Bu, yüce Allah’ın ayrılığa düşenlere ne türden bir lütufta bulunduğuna ve sorunlarına nasıl çözüm getirdiğine de bir örnektir. Ayrıca bu, Peygamberimiz için bir gönül alma, bir teselli mesajı olduğu gibi kendisi ile onlar arasında son hükmünü vermesi için onları Allah’a havale etmesi gerektiğini bildiren bir direktiftir de: