sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA RAHMAN SURESİ 26 VE 28. AYETLER

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA RAHMAN SURESİ 26 VE 28. AYETLER
17.04.2024
135
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

26- Yeryüzündeki her şey yok olacaktır.

27- Sadece kerem sahibi, yüce Rabbinin varlığı süreklidir.

28- Peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?

Bu ifadenin gölgesi altında nefesler kesiliyor, sesler korkudan kısılıyor, el ayak hareketsiz kalıyor. Yokoluşun gölgesi bütün canlıları kaplıyor, bütün hareketleri kuşatıyor, göklerin ve yeryüzünün ufuklarını sarıyor. Yüce Allah’ın kalıcı ve kerem saçıcı varlığı vicdanları, vücudun tüm organlarını zamanı, mekânı gölgesi altına alıyor, tüm varlık alemini ululuğun ve saygınlığın örtüsü altına alıyor.

İnsanın dili ve kalemi bu tabloyu tasvir edemez, Kur’an’ın bu ifadesine hiçbir şey ekleyemez. Bu ifade insan vücudunun bütün organlarına ürpertili bir sükunet, kapsayıcı bir yücelik, korku dolu bir suskunluk dolduruyor. Gözlerimizin önünde her tarafı bomboş bırakan bir yokoluş, hareketten eser bırakmayan koyu bir ölüm tablosu canlandırıyor. Hareket ve hayatla dolup taşan şu evrende artık hiçbir kımıldama yoktur. Bu tablo aynı zamanda sürekli kalıcılık realitesini gözlerimizin önünde canlandırır, bu realitenin damgası insan idrakine vurulur. Gerçi insan, hayatının deneyimleri içinde böyle bir realiteye, yani sürekli kalıcılık gerçeğine yabancıdır, ama bu şaşırtıcı Kur’an ifadesini okurken onu derinliğine kavrar.

Bu derin dokunuşun arkasından bildiğimiz değerlendirme ayeti ile yüzyüze geliyoruz. Yüce Allah bu realitenin evrene yerleşmesini, yani evrendeki her şeyin yok oluşunun arkasından sadece Allah’ın keremli ve yüce varlığının kalmasının pratiğe yansıtılmasını cinlere ve insanlara yönelik bir nimet sayarak onların dikkatlerini bu nimete çekiyor. Okuyalım:

Peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?”

Bu bir nimettir. Daha doğrusu öbür bütün nimetlerin temelini oluşturur. Çünkü bütün bu varlıklar, o kalıcı varlıktan, O’nun yasalarından, O’nun düzeninden ve kendine özgü niteliklerinden kaynaklanır. Bu varlıklara ilişkin yasalar, değer yargıları, akıbetler, ödüller ve cezalar da bu kalıcı varlığa dayanır’ Tüm varlıkları yaratan, yoktan var eden O “sürekli canlı”dır. Herşeyi koruyan, gözeten de O’dur. Hesaba çeken, ödülleri ve cezaları belirleyen de O’dur. Sürekli kalıcılık ufkundan ölümcül, fanilik alanını denetim altında tutan da O’dur. O halde bütün nimetler bu “sürekli kalıcılık” realitesinden kaynaklanır. Bu alemin varlık sahnesine çıkışı ve düzenli işleyişi bu gerçeğe, yani yokoluşun, geçiciliğin ötesindeki “sürekli kalıcılık” gerçeğine dayanır.

Ölümcül ve geçici alemin ötesindeki “sürekli kalıcılık” gerçeğinden bir başka gerçek doğar ki, o da şudur: Bütün ölümcül (fani) yaratıklar, varoluşlarının devamını sağlayacak tüm ihtiyaçları için o tek, eşsiz, ortaksız, ihtiyaçsız, yüce diriye yönelirler.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.