SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA SAFFAT SURESİ 50 VE 61. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
50- Cennet ehli birbirine dönmüş sorarlar.
51- Onlardan biri: “Benim de bir arkadaşım vardı. “
52- Bana “Sende mi doğrulayanlardansın?”
53- “Biz ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman mı dirilip yaptığımız işlere göre cezalanacağız?”
Cennette söz alan o kişinin bu arkadaşı, ahiret gününü yalan sayar ve ona insanların öldükten sonra yeniden dirileceğine ve bir yığın kemik ve toprak olduktan sonra hesaba çekileceklerine inananlardan birinin kendisi mi olduğunu dehşet içinde sorarmış.
Bu kişi sohbetinde, kardeşlerine hikâyesini anlatmaya devam ederken, sözünü ettiği bu arkadaşının akıbetini öğrenmek için aklına onu araştırmak gelir. Doğal olarak onun cehenneme gittiğini bilmektedir. Başını kaldırıp bakar ve kardeşlerini de kendisi ile birlikte bakmaya çağırır. Sohbet arkadaşlarına der ki:
54- Yanındakilere; “Siz onu bilir misiniz?” der.
55- Bir bakar, onu cehennemin ortasında görür.
Tam o esnada cehennemin ortasında bulduğu arkadaşına yönelir ve ona: Arkadaş! Allah’ın bana nimeti olmayıp da beni sana kulak vermekten korumasaymış sen az kalsın beni de mahvedecekmişsin.
56- Ona der ki; “Yemin ederim ki, sen az daha beni helâk edecektin. “
57- “Rabb’imin lütfu olmasaydı şimdi ben de cehenneme götürülürdüm” dedi.
Yani Rabb’imin bana nimeti olmasaydı ben de hoşlanmadıkları yerlere götürülen kimselerden olurdum.
Bu kişinin dünyadaki arkadaşını cehennemin ortasında görmesi, kendisinin ve Allah’ın ihlaslı kullarından olan kardeşlerinin elde etmiş oldukları nimetin ne kadar büyük olduğunu hissetmelerini sağlar. Böylece kurtulan o kişi, o nimeti pekiştirmek ve gündeme getirmek ister. Çünkü onlardan zevk alır ve o nimetlerden daha fazla yararlanmak ister ve der ki:
58- Biz bir daha ölmeyecek miyiz?” der. ·
59- İlk ölümümüzden başka ölüm yok ve biz azaba da uğramayacağız ha!
60- İşte büyük başarı ve mutluluk budur. ·
61- Çalışanlar bunun için çalışsınlar.
Burada kalpleri uyandıran ve onları amele ve böyle bir akıbet için yarışa sevk eden bir değerlendirme gelmektedir. (Bunun gibi) elden çıkmaz, tükeneceğinden korkulmaz, arkasından ölüm gelmeyen ve azabın da tehdit etmediği bir nimet için, işte böyle bir nimet için çalışsın çalışanlar… Asıl törene layık nimet budur işte… İnsanoğlunun yeryüzünde uğrunda ömür tükettiği bunun dışında nimetler, şu ebediyet ile mukayese edilirse önemsizdir, hem de çok önemsiz…
Bu ebedi, güvenli ve hoş nimetle diğer grubu bekleyen akıbet arasındaki korkunç farkı ortaya çıkarmak için, ilahi ifadeler, eşsiz sahnenin başında yer alan mahşer günü ve hesaptan sonra onları bekleyen öteki ayrıntılara geçmektedir.