sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ŞUARA SURESİ 119. VE 129. AYETLER

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ŞUARA SURESİ 119. VE 129. AYETLER
17.08.2022
337
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun

119- Bunun üzerine Nuh’u ve yanındakileri dolu bir gemiye bindirerek kurtardık.

120- Bunun arkasından dışarda kalanları suda boğduk.

İşte böyle kısa bir özet ile insanlığın şafağında iman ile tuğyan (azgınlık, isyankarlık, zorbalık) arasındaki savaşın son aşaması tasvir edilmiştir. Uzun boylu insanlık tarihi içinde yer alacak, gelecekteki bütün hak ile batıl kavgalarının sonu da böylece belirlenmiş olmaktadır.

Sonra bu surede üstün güç ve merhamet sahibi Allah’ın olağanüstü olayın ‘ tekrar yorumuna yer verilmektedir.

121- Kuşku yok ki, bu olaydan alınacak dersler vardır. Onların çoğunluğu inanmamış kimselerdi.

122- Ve yine kuşku yok ki, senin Rabb’in üstün iradeli ve merhametlidir.

Hud kavmi, Ahkaf’ta yaşıyordu. Ahkaf Yemen tarafında Hadramut yakınlarında bulunan kum tepecikleridir. Bunlar tarih süreci içinde Nuh kavminden sonra gelmişlerdir. Onlar yeryüzünün inkarcılarını temizleyen Tufan’dan bir süre sonra kalbleri sapıklığa yönelmiş topluluklardan biriydiler.

Bu kıssa, A’raf suresinde detaylı olarak verilmişti. Hud suresinde de, Mü’minun suresinde ise, Hz. Hud’un ve Ad’ın ismine yer verilmeden ele alınmıştı. Bu surede ise kıssanın iki ucu arasındaki bölümü özetlenmiştir. Kıssanın bir ucu Hz. Hud’un toplumunu ilahi mesaja çağırması diğer ucu bu toplumun, ilahi mesajı yalan sayanlarının uğradığı akıbettir. Bu kıssa da Hz. Nuh’un toplumunun kıssası gibi başlamaktadır.

123- Adoğulları da peygamberlerini yalanladılar.

124- Hani kardeşleri Hud, onlara dedi ki, “Siz hiç Allah’tan korkmaz mısınız?”

125- “Ben size gönderilmiş, güvenilir bir Allah elçisiyim. “

126- “Öyleyse Allah’tan korkunuz da, çağrıma uyunuz. “

127- “Ben bu çağrı hizmetime karşılık sizden herhangi bir ücret istemiyorum, benim çabamın karşılığını verecek olan alemlerin Rabb’idir. “

Bu her peygamberin söylediği değişmeyen sözdür. Allah’tan korkma ve élçisine itaat etme çağrısı, insanların ellerinde bulunan dünya hayatının mallarına, nimetlerine gönül bağlamama, yeryüzünün geçici değerlerinin üzerine çıkma, Allah’ın katındaki değerli, üstün mükafatına göz dikme, yönelme bayrağının açılması; işte bütün peygamberlerin mesajı.

Sonra bu toplumun özel durumuna ve uygulamalarına yöneliyor. Sırf gücü ile övünmek, zenginliğini ilan etmek, bina yapımında yoğunlaşmak ve yükseklere çıkmak,-lüks, burjuva hayat için inşaat sektörüne yönelmeleri eleştiriliyor.

Aynı şekilde, bu dünyanın imkanlarına sahip oldukları, burada büyük güçlere sahip oldukları için böbürlenip, Allah’ın gözetlemesinden ve korkusundan habersiz bir hayata yönelmeleri de tenkit ediliyor.

128- “Sizler her yüksek tepeye gösteriş amaçlı bir anıt dikerek boş işlerle mi oyalanıyorsunuz.?”

129- “Hiç ölmemek ümidi ile sağlam köşkler mi yapıyorsunuz?

Ayet-i kerimenin metninde geçen “Riğ” sözcüğü yeryüzünün yüksek yerleri demektir. Öyle anlaşılıyor ki, onlar yeryüzünün yüksek yerlerine binalar yapıyorlardı. Uzaktan bakan onları bir işaret biçiminde görüyordu. Bundan amaç da, güçlerini ve ustalıklarını ortaya koyup, bununla böbürlenip övünmekti. Bu nedenle Kur’an onların bu eylemlerini “boş bir eylem” olarak nitelemiştir. Eğer onlar bu binaları yolculara kılavuzluk yapmak ve yönlerini belirlemelerini sağlamak için yapmış olsalardı, kendilerine “Boş işlerle mi oyalanıyorsunuz?” denmezdi. Bu direktif de, çabaların, ustalıkların ve malların yararlı ve zorunlu olan işlerde harcanması gerektiğine dikkat çekmekte, sırf üstünlüğünü ve ustalığını ortaya koymak amacı ile lüks ve ziynet için harcanmaması gerektiğine parmak basmaktadır.

“Hiç ölmemek ümidi ile sağlam köşkler mi yapıyorsunuz?”

Ayetinden anlaşılıyor ki, Ad kavmi sanayi uygarlığında önemli bir yere ulaşmıştı. Dağları yontmak, saraylar yapmak, yüksek tepelere, dağlara işaretler yerleştirmek için fabrikalar kurabilecek düzeye gelmişlerdi. Bu öyle bir dereceye varmış ki, toplum, bu fabrikaların ve bunların vasıtaları ile yapmış oldukları saldırılarından koruyabileceklerine inanır olmuşlardı.

Hz. Hud, toplumun yaşadığı hayatı kınamaya devam ediyor:

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.