sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ŞUARA SURESİ 67. VE 68. AYETLER

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ŞUARA SURESİ 67. VE 68. AYETLER
08.08.2022
734
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun

 

67- Kuşku yok ki, bu olaydan alınacak dersler vardır. Fakat insanların çoğu buna inanmadı.

Harika olaylar, mucizeler insanların zorunlu olarak boyun eğmelerini sağlasalar da hemen kesin biçimde iman etmelerini sağlamazlar. Çünkü iman ancak kalblerin doğruya ulaşması ile mümkündür.

68- Ve yine kuşku yok ki, senin Rabb’in üstün iradeli ve merhametlidir.

Bu, surede ayetlerin ve yalanlamanın sergilenmesinden sonra yapılan alışılagelen yorumdur…

Hz. Musa’nın -selam üzerine olsun- Firavun ve hanedanı ile ilgili kıssası böylece anlatılıp bu son ile neticelendi. Bu kıssada ezilen, sıkıntılarla boğuşan mü’minlere müjde veriliyordu. Nitekim o sırada Mekke’de yaşayan mü’min azınlık da bu durumdaydı. Yine bu kıssada müşriklerin, tutumları Mekke’li müşriklerin tutumlarına benzeyen, zalimlerin-zorbaların yok edilişi de işleniyordu.

Şimdi bu kıssayı Hz. İbrahim -selam üzerine olsun- ve milletinin kıssası izliyor. Peygamberimize -salat ve selam üzerine olsun- bu kıssayı müşriklere anlatması emrediliyor. Çünkü onlar Hz. İbrahim’in varisleri, izcileri ve O’nun ezeli dini üzerinde olduklarını ileri sürüyorlardı. Halbuki onlar Allah’a ortak koşuyorlardı.

Yüce Allah’ın kutsal Evinde, Beytu’l-Haram’da, tapmak amacıyla putlar heykeller dikiyorlardı. Halbuki bu evi Hz. İbrahim sırf Allah’a kulluğun simgesi olarak yapmıştı… Onlara Hz. İbrahim’in haberini anlat ki, buradan kendi düşüncelerinin gerçek yüzü ortaya çıksın.

Bu suredeki kıssalar, tarihsel çizgiyi izlemiyor. Çünkü burada özellikle onların ders alınacak yönlerine dikkat çekiliyor. A’raf suresi gibi yerlerde ise tarihsel çizgi esas alınmıştı. Çünkü orada yeryüzünün mirasının sıra ile kimlere geçtiği sergileniyor. Hz. Adem -selam üzerine olsun- döneminden bu yana peygamberlerin birbirini izlediği belirtiliyordu. Onun için A’raf suresinde geçen kıssalar, cennetten atılış döneminden ve beşeriyet hayatının başlangıcından bu yana geçen tarihsel çizgiyi izliyorlardı.

Hz. İbrahim -selam üzerine olsun- kıssasının burada verilen bölümü; milletine peygamber olarak gönderilişini, onlarla inanç sistemi üzerine tartışmasını, sahte tanrıları red edişini, kulluk ilkesini esas alarak Allah’a yönelişini ve Ahiret Gününü hatırlatmasını içeren bölümdür. Bunun hemen ardından mükemmel bir kıyamet sahnesi yer alıyor. Burada kullar, sahte tanrıları red ediyorlar. İçinde bulundukları sosyal şartların kendilerini Allah’a ortak koşmaya götürmüş olmalarına pişman oluyorlar. Sanki onlar şimdiden bilfiil olarak oraya varmış bulunuyorlar! İşte müşrikler için kıssanın ders alınacak yanı da burasıdır. Onun için burada Tevhid inancının ilkelerine, şirk inancının bozukluklarına ve kıyamet gününde müşrikleri bekleyen akıbete geniş yer veriliyor. Zira hikayenin ağırlık noktası budur. Bunun dışında kalan yerler ise, başka surelerde geniş olarak ele alındığı için es geçilmiştir.

Hz. İbrahim kıssasının, Bakara, En’am, Hud, İbrahim, Hicr, Meryem, Enbiya ve Hacc surelerinde bazı bölümleri geçmişti. Her surede surenin ana temasına uygun düşen bölümler ele alınmıştır. Konusuna, atmosferine ve çağrışımlara uygun kısımlar verilmişti.

Bakara Suresinde Hz. İbrahim’in İsmail ile birlikte Ka’beyi bina etmesi, Kutsal bölgeyi güvenli kılması için Allah’a dua etmesi, Ka’be’ye ve Ka’be’yi yapana varis olmanın ancak Müslümanlar yani onun dinini izleyenler için söz konusu olabileceği, kuru bir soy bağı iddiası ile ona varis olunamayacağı ele alınıyor. Bunlar İsrailoğullarının aykırı davranışları, sürülmeleri ve lanete uğramaları nedeniyle Hz. İbrahim’in dinine ve Ka’besine ancak Müslümanların varis olabileceğini ortaya koymak için anlatılıyordu.

Dirilten ve öldüren, güneşi doğudan doğduran, Allah’ın sıfatları konusunda büyük iddialarda bulunan kafir kralla tartışması, güneşi batıdan doğdurması, krala meydan okuyuşu ve kafir olan kiralın bunun karşısında apışıp kalması ele alınıyordu.

Rabbinin ölüleri nasıl dirilttiğini, bunu kendisine göstermesini istemesi, Rabb’inin ona dört kuş kesip onların parçalarını da dağlar üzerine koymasını emretmesi, sonra onları gözlerinin önünde diriltmesi ve kuşların hızla gelişini görmesi anlatılıyordu.

Bu her iki olay da, surede yüce Allah’ın öldürmeye ve diriltmeye gücünün yettiğinden ve onun ayetlerinden söz edilirken ele alınıyordu.

En’am suresinde Hz. İbrahim Rabbini aramasından ve yıldızları, Ayı, Güneş’i ve evrenin sahnelerini izledikten sonra Rabbini bulmasından söz ediliyordu. Bu da inanç üzerinde, Allah’ın evrendeki ayetleri ve bu ayetlerin onların eşsiz yaratıcısının, yoktan var edicisinin üzerinde yoğunlaşan bir açıklama ile ele alınıyor.

Hud suresinde Hz. İshak ile müjdelenmesi bölümü yer alıyordu. Bu da Hz. Lut’un kıssası sırasında ele alınmıştı. Hani Hz. Lut’un milletini yok etmekle görevli olan melekler yolda Hz. İbrahim’e uğramışlardı. Bu bölümde de yüce Allah’ın seçilmiş kullarını koruduğu, dininden sapanları ise, yok ettiği anlaşılıyordu. İbrahim suresinde, ailesini yerleştirdiği çorak vadiyi kutsal Ka’be’nin himayesinde tutması için Rabb’ine niyazda bulunuşu, yaşlılığına rağmen Hz. İsmail ve Hz. İshak’ı kendisine bahşettiğinden Rabb’ine şükredişi, kendisine ve nesline namazı sürekli gereği gibi kılmayı nasib etmesini dileyişi, duasını kabul buyurması kıyamet gününde kendisini, anne-babasını ve bütün mü’minleri bağışlaması için niyazda bulunması anlatılmıştı. Zaten surenin ana konusu bütün peygamberlerin aynı mesajı getirdikleri ve bu mesajın da Tevhid olduğunu peygamberlerin mesajlarını yalan sayanların ise bütünü ile bir kitle olduklarını ortaya koymaktı. Peygamberlerin mesajı küfür cehenneminde ve inkar çölünde serin gölgelikli bir ‘ağaçtı!

Hicr suresinde de aynı Hud suresindeki bölüm biraz detaylı olarak ve Yüce Allah’ın inanan kullarına merhameti, günahkar, isyankar kullarına azabının hatırlatılması şeklinde ele alınmıştı.

Meryem suresinde Hz. İbrahim’in yumuşak bir tutumla babasına gelişi ve babasının onu kaba bir şekilde katı yüreklilik ile reddedişi, babasından ve kavminden ayrılışı, Hz. İsmail ve Hz. İshak’ın ona bağışlanışı anlatılmıştı. Bu da yüce Allah’ın seçilmiş kullarını koruduğundan söz eden, bütün atmosferini merhamet, sevgi ve yumuşaklığın kuşattığı bir surede ele alınmıştı.

Enbiya suresinde Hz. İbrahim’in babasını ve milletini ilahi mesaja çağırması, onların putlarını horlaması ve bu putları kırması, ateşe atılması, ateşin Allah’ın emri ile serinlik ve esenlik veren bir bahçeye dönüşmesi, kendisinin kardeşinin oğlu Lut ile bu ülkeden kurtularak bütün insanlar için kutsal kılınan yurda ulaşması anlatılıyordu. Bu da peygamberler kervanını anlatan, yüce Allah’ın bu kervanı koruduğunu, onların da ortağı olmayan tek Allah’a kulluğa çağırdıklarını sergileyen bir konumda veriliyordu.

Hacc suresinde ise Ka’be’yi tavaf edenler ve oraya sığınanlar için temizlemesi gerektiğine ilişkin bir işaret yer alıyordu.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.