SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA YASİN SURESİ 26 VE 29. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
26- “O’na “cennete gir” denilince “Keşke kavmim bilseydi. “
27- “Rabb’imin beni bağışladığını ve beni ikram edilenlerden kıldığını” dedi.
Dünya hayatı ile ahiret hayatı birbirine bitişiktir. Ölüm fani alemden ebedi aleme geçiş ve mü’mini yeryüzünün darlığından kurtarıp cennetin genişliğine ulaştıran bir adımdır… Batılın küstahlığından hakkın huzur ve emniyetine, zulmün tehdidinden cennet nimetinin esenliğine, cahiliyetin karanlıklarından imanın nuruna kavuşturan bir adımdır ölüm…
İnanmış adamı görüyoruz. Yüce Allah’ın kendisine cennette bahşetmiş olduğu bağışlama ve ikramı görmüş ve kalbi hoş gönlü hoşnut olarak hemşerilerini hatırlamış ve onların kendisini görmesini Rabb’inin kendisine bahşettiği hoşnutluk ve ikramı görmelerini, arzu etmiştir. Böylece hakkı tam anlasınlar istemiştir.
İşte imanın karşılığı böyle idi. İsyan ve azgınlığa gelince, yüce Allah’ın katında öylesine hafif, öylesine önemsiz ki, onları yok etmek için melek göndermeye bile değmez. Alabildiğine güçsüzdür onlar.
28- Ondan sonra, kavminin üzerine gökten bir ordu indirmedik, zaten indirecekte değildik.
29- “Sadece korkunç bir ses oldu, hemen sönüp gittiler. “
Yüce Allah burada, onların durumlarının hakirliğini ve güçlerinin hiçliğini vurgulamak için, akıbetlerini uzun uzadıya anlatmıyor. Sadece bir tek çığlık onların kökünü kazımaya yetmiştir. Ve burada yüce Allah perdeyi onların bedbaht, hakir ve aşağılık görüntüleri üzerine çekmekte ve kapatmaktadır.
- CÜZÜN SONU
Birinci bölümde, İslamın çağrısına yalanlama ile karşılık veren müşriklerden, onlara gelen elçileri yalanlayan kasaba halkının hikâyesinden ve “hemen sönüp gittiler” ifadesi ile sonlarını onlara bir örnek olarak verdikten sonra… Bu bölümde yüce Allah söze, hangi millet ve hangi dinden olursa olsun yalanlayanların tutumlarını genel olarak ele almakta ve çağlar boyu insanlığın tablosunu gözler önüne sermektedir. Gözlerinin önünde geçip giden ve hesaplaşma gününe kadar da bir daha geri dönmeyecek olan helak olmuş kimselerin akıbetlerini öğüt alarak doğru yola gelmeyen kullara, acıklı bir üslupla seslenmektedir. “Hepsi toplandığı zaman huzurumuza getirileceklerdir.”
Sonra da yüce Allah, görüp duydukları fakat duyarsızca yüz çevirdikleri evren delillerini sergilemeye geçmektedir. Bu deliller kendi üzerlerine çevrelerine ve eski insanlık tarihlerine serpilmiştir. Fakat onlar yine de hissetmezler, kendilerine öğüt verildiğinde hiç aldırış etmezler.
“Zaten Rabb’inin ayetlerinden herhangi biri kendilerine geldiğinde onlardan hep yüz çevire gelmişlerdir.”
Onlar inanmadıkları azabı hemen isterler:
“Ve `eğer doğru söylüyorsanız bu tehdit ettiğiniz azab ne zaman gelecek’ diyorlar.”
Onların bu acelecilikleri ve yalanlamaları sebebi ile yüce Allah, kıyamet sahnelerinden uzun bir tablo sunuyor ki, hemen gerçekleşmesini istedikleri sonlarını sanki gözlerinin önünde duruyormuşçasına görsünler diye…