sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ZÜMER SURESİ 22 VE 23. AYETLER

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ZÜMER SURESİ 22 VE 23. AYETLER
28.08.2023
358
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

22- Allah kimin gönlünü İslam’a açmışsa o, Rabb’inden gelen bir nur üzere olmaz mı? Kalpleri Allah’ı anmak hususunda katılaşmış olanlara yazıklar olsun! İşte bunlar apaçık sapıklık içindedirler.

23- Allah, ayetleri birbirine benzeyen ve yer yer tekrar eden Kitab’ı, sözlerin en güzeli olarak indirmiştir. Rabb’lerinden korkanların bu Kitap’dan derileri ürperir; sonra hem derileri hem de kalpleri Allah’ın zikriyle yumuşar. İşte bu Kitap, Allah’ın doğruluk rehberidir; O’nunla dilediğini doğru yola iletir. Allah kimi de saptırırsa, onu doğru yola eriştirecek kimse bulunmaz.

Nasıl ki, gökten yağmur yağar ve onunla değişik renklerdeki ekinler yeşerirse, aynı şekilde “zikir” de gökten iner. Diri olan kalpler onu güzelce karşılar. Açılır, huzura kavuşur ve hayat dolu olarak harekete geçerler. Katılaşmış kalpler ise onu, içinde hayattan ve hareketten eser kalmayan yalçın kayalar gibi karşılarlar!

Yüce Allah, içinde hayır, iyilik bulunduğunu bildiği kalpleri İslam’a açar. ,

Onları O’na, nuruyla ulaştırır, okşar. O kalp de bununla parlar, aydınlanır. Bu niteliklere sahip olan kalpler ile diğer katı kalpler arasındaki fark, köklü bir farktır: “Kalpleri Allah’ı anmak hususunda katılaşmış olanlara yazıklar olsun! İşte bunlar apaçık sapıklık içindedirler.”

Bu ayet-i kerimeler, İslam’ı kabul edip onunla huzura kavuşan ve yeniden hayata dönen kalplerin gerçek durumlarını tasvir ediyor. Onların Allah ile ilgili bağlarını, hallerini sergiliyor. Açılmış, huzura kavuşmuş, dipdiri hale gelmiş, sevinçle dolmuş, parlamış ve aydınlanmış kalplerin durumunu ortaya koyuyor. Bunun yanında bütün katılığı, merhametsizliği, cansızlığı, kofluğu, kararmışlığı ve karanlığa boğulmuşluğu ile diğer kalplerin gerçek hallerini de tasvir ediyor. Yüce Allah’ın, kalbini İslam’a açıp, onu nuru ile desteklediği kimseler asla kalpleri Allah’ın zikrinden habersizleşmiş, katılaşmış insanlar gibi değildir. Bunlar ile onlar arasında büyük, çok büyük fark vardır.

İkinci ayet de, mü’minlerin Kur’an-ı Kerim’i nasıl karşıladıklarını sergilemektedir. Onların, ne yapısında, ne yönlendirmelerinde, ne özünde ve ne de özelliklerinde herhangi bir çelişki bulunmayan, mükemmel bir uyuma sahip olan bu Kitab ı nasıl karşıladıklarını sergilemektedir. Bu Kitab, “mütaşabih” dir, “mesani”dir. Yani bölümleri, kıssaları, yönlendirmeleri ve sahneleri yer yer tekrar edilmektedir. Yalnız bunlar hiçbir zaman aykırı düşmemekte ve çelişmemektedir. Yeniden verilmesini, tekrarlanmasını gerektiren bir hikmet gereği olarak değişik yerlerde yeniden verilmektedir. Tam bir uyum ve yerli yerince oturtma içinde değişmeyen-benzer bir usule uygun olarak, hem de hiçbir çelişkiye ve çatışmaya meydan vermeden.

Rabb’lerinden korkup sakınanlar, böyle korku ve endişe, arzu ve umut içinde yaşayanlar, bu zikri saygı ve ürperti içinde ele alırlar. Tüyleri diken diken olacak şekilde ondan derin biçimde etkilenirler. Sonra korkuları yatışır, kalpleri bu zikir ile bir yakınlık kurar. Böylece hem içleri hem de dışları ile onun karşısında erirler. .Ve Allah’ın zikri ile huzura kavuşurlar.

Bu, hareketlerin hemen hemen somut hale geldikleri, kelimelerle çizilmiş hassas niteliklerine varıncaya kadar her şeyi canlandırılmış hayat dolu bir tablodur.

“İşte bu Kitab, Allah’ın doğruluk rehberidir; O’nunla dilediğini doğru yola iletir.”

Rahman’ın parmakları ile hidayete, kabul etmeye ve aydınlanmaya doğru harekete geçirilme dışında kalpleri bu kadar ürpertmek, titretmek mümkün değildir. Yüce Allah, kalplerin içyüzünü en iyi bilendir. Artık onların hakettiklerine uygun olarak ya hidayeti veya sapıklığı verir onlara.

“Allah kimi de saptırırsa, onu doğru yola eriştirecek kimse bulunmaz: ‘ Yüce Allah onu sapıklığa düşürür; çünkü sapıklık üzere karar kılan, doğru yolu (hidayeti) kabul etmeyen ve hiçbir halde ona eğilim duymayan gerçek karakterini en iyi bilen O’dur.

Şimdi de sapıklıkta yürüyenleri kıyamet gününde amellerini harman zamanında bekleyen akıbet çetin bir sahnede sergileniyor:

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.