BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
SU’İ ZAN
Hamd, gökleri ve yeri emsalsiz bir şekilde yaratan, yarattıkları üzerinde tek söz sahibi olan Allah (c.c)’ya mahsustur. Salat ve selam Alemlere rahmet olarak gönderilen, kendisine itaat edilmedikçe cennetin imkansız olduğu son Peygamber, Hz.Muhammed (s.a.v)’e , aline, ashabına ve bütün müminlerin üzerine olsun inşallah…
“Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Zira zannın bir kısmı günahtır.”
Bu yazımda günah olan zandan bahsetmek istiyorum.
Bir müslüman diğer müslüman kardeşleri hakkında iyi niyet beslemelidir. Zira bu dinimizin gereğidir. Ayrıca fitnenin def’i böyle bir durumu gerekli kılamaktadır.
Bütün zanlar ve tahminler değil ama kimi zanlar gıybet halini almaktan kendini kurtaramaz. İmam-ı Gazali bunu “kalp ile gıybet” şeklinde tanımlamış; “ Bir kimsenin ayıbını insanın kendi kendine söylemesini” bile reddetmiş. Kalp ile gıybeti, “Gözü ile kötü bir şeyi görmeden, kulağı ile duymadan, bir kimseye suizan da bulunmak” şeklinde tarif etmiştir.(İmam-ı Gazali kimyayı saadet)
Buna göre kötü zan ve tahmin haramdır ve kalp ile yapılan bir gıybettir. Eğer bu kalp ile yapılan gıybet, başkasına anlatılırsa iki katı bir günah söz konusu olmakta ve “ Eğer söylediğin anda varsa gıybetini yapmış oldun, eğer yoksa bir de iftirada bulundun”(Ebu Davud Edep 40) hadisine göre daha büyük bir günaha neden olmaktadır. Bu açıdan hem kalp ve dil ile günah işlemiş hem de iftira edilmiş anlamına gelebilir.
Müslümanlar arasında suizan, dedikodu ve gıybetin yaygınlaşması sonucunda fitne-fesadın yaygınlaşması toplumsal bir felaket olarak kabul edilmelidir. Zira toplumu ayakta tutan en önemli dayanaklardan biri, birlik ve beraberliktir.
Rasulullah (s.a.v) Ebu Hureyre (r.a)’dan rivayet edildiğine göre şöyle buyurdu: “ Zandan sakının. Çünkü zan sözlerin en yalan olanıdır.”
Asıl dayanağı kesin bilgi olması gereken dini konularda zan ile hareket etmek, zanna dayanarak haber vermek asla doğru değildir. Nitekim Yüce Rabbimiz, islam gerçeği karşısında bir takım zan ve tahminlerle ileri geri konuşan, iddialarda bulunan putperestler hakkında
“Onların çoğu zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz zan haktan bir şeyin yerini tutmaz.”(YUNUS SURESİ 36.AYET) buyurmuştur.
“Onlar ancak zanna ve nefislerinin arzularına uyuyorlar.”(NECM SURESİ 23.AYET) ayeti de hem müşriklerin hemde dini konularda his ve heveslere dayanarak zan ve tahminle görüş beyan edenlerin yanlışlarını ortaya koymaktadır. Burada red edilen zan tam olarak suizandır.
Zan, bir mana da, nefsin telkinlerinin en yalan olanıdır. Zira zan, şeytan tarafından insanın içine atılmış bir düşüncedir. Bu noktadan hareketle hadis-i “Müslümanlara yönelik olarak suizanda bulunmaktan sakının; Çünkü bu tür bir beyan sözlerin en yalanı olur.”diye manaladırmakta mümkündür. Nevevi merhum, büyük ihtimalle bu manayı tercih ettiği için hadisi burada bir kez daha tekrar etmiştir.
HADİSTEN VE AYETTEN ÖĞRENDİKLERİMİZ;
1-Müslümanlar hakkında suizanda bulunmak haramdır.
2-Suizan sözlerin en yalanıdır.
~Rabbim bizleri zanla değil delille hareket eden kullarından eylesin.~