TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA AL-İ İMRAN SURESİ 13. AYET-İ KERİME
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
13- (Bedir savaşında) Karşılaşan iki toplulukta sizin için ibret vardır. Birisi Allah yolunda savaşıyordu diğeri ics kâfirdi. Onlar, karşı tarafı gözleriyle iki misli olarak görüyordu. Allah, dilediğini yardımıyla destekler. Şüphesiz bunda, görecek gözleri olanlar için bir ibret vardır.
Ey Yahudi topluluğu, savaşta karşı karşıya gelen şu iki taplulukta sizin için konan: “Mağlup olacaksınız.” hükmünün doğruluğunu gösteren bir delil ve alâmet vardır. Bunlardan Peygamber ve ashabının meydana getirdiği topluluk, Allanın dini için savaşıyordu. Kureyş müşriklerinden oluşan diğer topluluk ise inkarcılık uğrunda savaşıyordu.
Müslüman topluluk, kâfir topluluğun sayılarının, kendi sayılarının iki katı olduğunu bizzat gözleriyle görüyorlardı. Allah, kullarından dilediğini zaferiyle destekler. Şüphesiz ki az topluluğun, çok topluluğa galip gelmesinde, aklını kullanan ve gerçekleri gören basiret sahipleri için âyetler ve ibretler vardır.
* Âyette zikredilen, iki tapluHıktan, Allah yolunda savaşanlardan maksat, Abdullah b Abbas, İkrime ve Mücahide göre Bedir savaşında, Kureyş müşriklerine karşı savaşan Resulullah ve sahabileridir. Kâfir topluluktan maksat ise bu savaşta Resulullaha karşı savaşan müşriklerdir.
Âyet-i kerimede: “Onlar, karş tarafı gözleriyle iki misli olarak görüyorlardı.” buyurulmaktadır. Kurralâr âyetin bu bölümündeki “Görürler” diye tercüme edilen fiilini üç şekilde okumuşlardır.
1- Medine Kurralan bu fiili şeklinde okumuşlardır. Bu kira-ata göre âyetin mânâsı şöyledir. “Ey Yahudiler, birbirleriyle karşı karşıya gelen
Müslüman ve müşrik topluluğunda sizin için bir ibret vardır. Bu topluluklardan Müslüman olanlar, Allah yoluda savaşıyorlardı. Kureyş müşrikleri ise müslü-manlara karşı mü’cadele ediyorlardı. Ey Yahudiler, sizler müşriklerin sayısının, Müslümanların iki katı olduğunu bizzat gözünüzle görürsünüz. Buna rağmen Müslümanlar onlara galip gelmişlerdir. Siz de bundan ibret alın. Kureyş müşriklerinin akıbetine uğramayın.”
Görüldüğü gibi bu izaha göre Yahudiler, müşriklerin, Müslümanların iki katı olduğunu bizzat gözleriyle görmüşlerdi.
2, Bütün Küfe ve Basra kurralan ve Mekke kurralarının bazıları bu fiili şeklinde okumuşlardır. Bu kirataa göre âyetin mânâsı çeşitli şekillerde izah edilmiştir.
a- Ey Yahudiler, birbirleriyle karşılaşan toplulukta sizin için bir ibret vardır. Bunlardan bir topluluk Allah yolunda savaşan Müslümanlardır. Diğeri ise inkarcı olan kâfirlerdir. Müslümanlar, müşrik topluluğun kendilerinin İki kati olduğunu bizzat gözleriyle görmüşlerdir. Buna rağmen yılmamışlar ve onları mağlup etmişlerdir.
Görüldüğü gibi bu izaha göre Allah teala, müşriklerin gerçek sayısını Müslülanlara az göstermiştir. Çünkü müşriklerin sayısı, Müslümanların üç misli kadar hatta üç mislinden de fazla idi. Allah onların sayısını müminlere bu âyette zikredildiği gibi bir ara kendilerinin iki katı kadar gösterdi. Diğer bir durumda da müşriklerin sayısını müslümanlara kendi sayılan kadar gösterdi,
Abdullah b. Mes’ud bu âyet-i kerimeyi okuduktan sonra şunları söylemiştir: “Bu durum, Bedir savaşında olmuştur. Biz, müşriklere baktık. Onların bizim iki katımız olduklarını gördük. Tekrar onlara baktık. Bu defa onların bizden tek bir kişi dahi fazla olmadıklarını gördük. İşte bu son durum, Aziz ve Celil olan Allanın şu âyetinde zikredilmektedir. “O gün düşmanla karşılaştığınızda Allah, olması gereken emri yerine getirmek için onları sizin gözlerinize az gösteriyor, sizi de onların gözlerinde azaltıyordu. Bütün işler Allaha döndürülür.
b- Abdullah b. Abbas ise burada, görenlerin müslümanlar, görülenlerin de müşrikler olduğunu söylemiş, müslumanların, müşriklerin sayısını k endileri-nin iki katı gördüklerini ve bu sayının, müşriklerin gerçek sayısı olduğunu, Allah tealanın, onların sayılarını müminlerin gözünde azaltmadığını, çünkü onların sayısının altı yüz yirmi altı olduğunu söylemiştir. Ancak Allah teala, Müminlere yardım ederek kâfirleri mağlup ettiğinden, müminlerin yükünü bu şekilde hafifletmiştir.” demiştir. Taberi diyor ki: “Abdullah b. Abbastan nakledilen bu görüş, Bedir savaşma katılan müşriklerin sayısı hakkında birbirini destekleyen çeşitli haberlere muhaliftir. Zira, Bedir savaşına katılanların sayıları hakkı nda dokuz yüz ile bin arası mı yoksa bin mi oldukları hakkında ihtilaf edilmiştir. Dokuz yüz’den aşağısı söz konusu olmamıştır. Mesala Hz. Ali ve Abdullah b. Mes’ud Bedir savaşma katılan müşriklerin sayısının bin olduğunu söylemişlerdir. Bu hususta Hz. Alinin şunlan söylediği rivayet edilmektedir.
“Biz, Medineye gidince oranın meyvelerinden yedik. Oranın havası bize ağır geldi ve sıcaklık bizi perişan etti. Resulullah, Bedir hakkında haber topluyordu. Müşriklerin, oraya yöneldikleri haberi bize ulaşınca Resulullah Bedire doğru yürüdü. Bedir. Bir kuyunun adıdır. Biz, müşriklerden önce o kuyuya vardık. Kuyunun başında müşriklerden iki kişi bulduk. Bîri Kureyştendi diğeri de Ukbe b. Ebu Muaytın kölesi idi. Kureyşli olan adam kaçtı. Biz, Ukbe b. Ebi Muaytın kölesini yakalayıp getirdik. Biz ona “Topluluğunuzun sayısı ne kadar?” diye her sorduğumuzda o bize “Vallahi onların sayılan çok, kendileri güçlüdür,” diyordu. Müslümanlar da, bunu söyledikçe onu duyuyorlardı. Nihayet onu Resulullaha getirdiler. Resulullah ona “Topluluğunuzun sayısı ne kadar?” dedi. O da: “Valahi onların sayılan çok, kendileri güçlüdür.”eledi. Resulullah, sayılannı söylemesi için son derece çaba harcadı. Fakat adam diretti. Sonra Resulullah ona: “Kaç deve kesiyorsunuz?” dedi. O da “Her gün on deve.” diye cevap verdi. Bunun üzerine Resulullah: “Topluluk bin kişidir. Çünkü bir deve yüz kişi içindir.” buyurdu.
Abdullah b. Mes’ud diyor ki: “Biz müşriklerden birini Bedirde esir almıştık. Biz ona “Sayınız kaç kişiydi?” diye sorduk. O da: “Bin kişiydi.” dedi.
Urve b. Zübeyr, Katade, Rebi’ b. Enes ve ibn-i Cüreyc ise, Bedir savaşına katılan müşriklerin sayısının, bin ile dokuz yüz kişi arasında olduklarını söylemişlerdir. İşte bütün bu rivayetler, Abdullah b. Abbastan nakledilen rivayete muhaliftir. Bu nedenle müşriklerin sayısı dokuz yüzden fazladır.
c- Diğer bir kısım âlimler ise, Allah tealanın, müslümanlara müşriklerin sayısını az gösterdiğini, bunun müslümanlar için bir mucize olduğunu aslında müşriklerinin sayısının, ise dokuz yüzden fazla olduğunu söylemişlerdir. Bu görüşte olan âlimlere göre Allah teala, müşrikleri müslümanlara az göstermiştir. Fakat Allah teala burada, Yahudilere müşriklerin sayısının müsîüm ani ardan fazla olduğunu buna rağmen müslümanların onlara galip geldiğini beyan etmek istemiştir. Âyetin baş tarafındaki “Sizin için ” Zamiri ile açıkça Yahudilere hitabedilmiş, buradaki”Onlar görürler” şeklindeki üçüncü şahıs fiili ile Yahudiler kastedilmiştir. Arapçada ikinci şahsa hitabederken üslubu değiştirip üçüncü şahsa konuşur gibi hitabetmek caizdir ve bu hitap sanatına “İltifat” denmektedir. İşte bu âyette de bu sanat mevcuttur. Nitekim şu âyet-i kerimede bu sanat açıkça görülmektedir. “Sizi karada ve denizde yürüten Allahtır. Bulunduğunuz gemi, içindekileri tatlı bir rüzgârla muntazam götürürken ve yolcular da neşeli iken bir fırtına çıkarak onlara her taraftan gelip çepeçevre kuşatıldıklarını anlayınca “Dini sadece Allaha tahsis ederek ona şöyle dua ederler: “Yemin olsun ki sen bizi bu durumdan kurtarırsan şükredenlerden oluruz. İzahını yaptığımız bu Âl-i İmran suresinin on üçüncü âyetinde ifade edilen “Gö-renler”den maksadın Yahudiler olduğunu söyleyen âlimler demişlerdir ki: “Eğer denecek olursa ki, nasıl olur da Yahudiler, müşrikleri, müslümanların iki katı olarak görmüş olabilirler? Halbu ki müşrikler, müslümanların üç katı idiler. Cevaben deriz ki: “Yahudiler, müşrikleri müslümanların iki katı olarak gördüler.” ifadesinden maksat “Yahidiler, müslümanların sayısı ile birlikte müşriklerin sa-yısmı iki kat olarak gördüler.” demektir. Buna göre, müşriklerin sayısının dokuz yüzden fazla olduğu ortaya çıkmaktadır. Arapçada bu gibi üsluplar kullanılmaktadır.
d- Başka bir kısım âlimler ise, Aîlah tealanın, müslümanları kafirlere, kendi sayılarının iki katı olarak gösterdiğini söylemişlerdir.
Taberi diyor ki: “Bu görüş, âyetin zahirine terstir. Çünkü Allah teala başka bir âyetinde her bir gurubun gerçek sayısını diğerine az gösterdiğini, müslümanlara zafer nasibetmek için savaşmayı teşvik ettiğini beyan etmiş ve buyurmuştur ki: “O gün düşmanla karşılaştığınızda Allah, olması gereken emri yerine getirmek için onlan sizin gözlerinize az gösteriyor, sizi de onların gözlerinde azaltıyordu. Bütün işler Allah döndürü!ür.”
3- Diğer bazı âlimler bu fiili şeklinde okumuşlardır. Mânâsı “Allah onlan size iki kat olarak göstemıiştir.” şeklindedir.
Taberi diyor ki: “Bu kıraat şekillerinden tercih edilen şeklinde olanıdır. Bunun mânâsı ise “Müslümanlar, kâfir olan fırkayı kendi sayılarının iki katı olarak görüyorlardı.” şeklindedir. Allah, kâfirlerin gerçek sayılarını müminlere bir defasında bu kadar azaltarak göstermiş diğer bir defasında da kendi sayılan kadar göstermiştir. Başka bir defasında ise onlann sayılarını müslüman-lann gözünde iyice azaltmış Öyle ki müslümanlar onları, kendi sayilanndan daha az olarak tahmin etmişlerdir. Nitekim Abdullah b. Mes’ud bu hususta şöyle demiştir: “Bedir savaşında müşrikler bizim gözümüze az gösterildi. Öyle ki, yanımda bulunan birine dedim ki: “Sen bunlann yetmiş kişi olduklarını görüyor musun?” O da dedi ki: “Ben onların yüz kişi olduklannı görüyorum. “Bundan sonra biz, müşriklerden bir adam esir aldık. Ona sorduk ki: “Siz kaç kişiydiniz? O da dedi ki: “Bin kişiydik.” Taberi diyor ki: “Abdullah b. Mesuddan nakklilen bu haber göstennektedir ki Müslümanlar, müşriklerin sayısını değişik zamanlarda, farklı şekillerde takdir etmişlerdir. Hepsinde de onlan, gerçek sayılarından daha az gömıüşlerdir. Allah teala, müslümanların bu halini, iki fırkanın da gerçek sayısını bilen Yahudilere haber vererek onlan, ibret almaya, sayılannın çokluğu ile gururlanmamaya ve müşriklerin başına gelenlerin kendi başlarına gelmesinden kaçınmaya çağınnıştır.
Bazı âlimler, iki taraftan birinin diğerini çok gömıesi ifadesinden, sayıları çok görülenlerin müminler olduğunu zira gökten meleklerin inerek müminleri desteklediklerini söylemişlerdir. Diğer bazı alimler ise, sayılan çok görülenlerin kâfirler olduğunu söylemişlerdir. Bunlar diyorlar ki: “Bedir savaşında müminlerin sayılan üç yüz küsur kişi iken kâfirlerin sayısı dokuz yüz küsur idi.” Taberi bu görüşü tercih etmiştir.
Mücahid diyor ki: “İki topluluğun karşılaştığı gün, müslüman ve kâfir topluluklann karşı karşıya geldiği Bedir savaşı günüdür.”