TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA AL-İ İMRAN SURESİ 39-40. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
39- Zekeriyya mabedde kalkıp namaz kılarken, melekler ona şöyle seslendiler: “Allah sana, kendi sözüyle meydana gelen (İsayı) tasdik eden, efendi, iffetli ve salihlerden bir Peygamber olan Yahyayı müjdeliyor.”
Zekeriyya mabedin ön tarafında, ayakta durup namaz kılarken melekler ona şöyle seslenmişlerdi. “Ey Zekeriyya, şüphesiz ki Allah seni, Yahya adında bir oğul ile müjdeliyor. O, babasız olarak yalnızca Allahın “Ol” demesiyle meydana gelecek olan İsayı tasdik eden, İbadetinde ve ahlakında milletinin şereflisi olan, son derece iffetli ve salih kullarından bir Peygamberdir.
Âyet-i kerimede geçen ve “Seslendiler” diye terdim edilen fiili bütün Medine kurcası tarafından ve bir kısım Basra ve Küfe kurrası tarafından, Kur’anda zikredildiği şekliyle müennes fiil olarak okunmuştur. Küfe âlimlerinden bir kısmı ise bu fiili şeklinde, müzekker olarak okumuşlardır. Bu kıraata göre âyetin bu bölümünün mânâsı şudur: “Cebrail Zekeriyya-ya şöyle seslendi.” Abdullah b. Mes’ud, âyetin bu cümlesini ikinci kıraatin ifade ettiği manâyı ifade eder şekilde şöyle okumuştur.Süddi de âyete ikinci kıraat şekline göre mânâ vermiş, meleklerden maksadın, sadece Cebrail okluğunu söylemiştir.
Taberi iki kıraat şeklinin de yaygın ve sahih olduğunu, ancak Hz. Zekeriyyaya seslenen kimsenin Cebrail değil melekler topluluğu olduğunu söylemenin daha doğru olacağını zikretmiş, Kur’an-ı kerimi, te’vilini ihtiyaç olmadıkça Arap dilinde kullanılan en açık ifade şekillerine göre tefsir etmenin daha doğru olacağını söylemiştir. Bu da “Melekler” ifadesinden sadece Cebrail değil, melekler topluluğu olduğunu gösterir,
Âyet-i kerimede, meleklerin Hz. Zekeriyyayı oğlu Yahya ile müjdelediği zikredilmektedir. “Yahya” kelimesinin asıl mânâsı “Hayatını devam ettiren ve yaşayan” demektir. Katade, Hz. Yahyaya bu adın verilmesinin sebebinin, Allah’ın onu imanla ihya etmesi olduğunu söylemiştir.
Âyet-i kerimede zikredilen ve “Allah’ın sözü ile meydana geldiği bildirilen kişiden maksat, Mücahid, Rakkaşi, Katade, Rebi’ b. Enes, Süddi, Dehhak, Abdullah b. Abbas ve Hasan-ı Basriden nakledilen rivayetlere göre Hzl. İsadır. Çünkü o, Allah tealanm “Ol” demesiyle babasız olarak Hz. Meryem in rahminde olmuştur. Bu sebeple ona “Allahm sözü” denmiştir. Taberi diyor ki; Bazı Bas-ralı alimler, burdaki “Allah’ın sözü” ifadesinden maksadın, Allah’ın kitabı olduğunu söylemişlerdir. Onların bu görüşlerine göre tefsir etme, cesaretten başka bir şey değildir.”
Âyet-i kerimede zikredilen ve “Efendi” diye tercüme edilen “Seyyid” kelimesi Katade ve Said b. Cübeyr tarafından “Halim selim” şeklinde izah edilmiş, Mücahid ve Rakkası tarafından “Allah nezdinde üstün olan” şeklinde izah edilmiş, Dehhak, Süfyan es-Sevri ve Abdullah b. Abbas tarafından “Hafim, selim ve takva sahibi” şeklinde izah edilmiş, İlerime tarafından ise “Gazabına mağlup olmayan” şeklinde izah edilmiştir. İbn-i Zeyd de “Seyyid” kelimesinden maksadın “Şerefli kimse” demek olduğunu söylemiştir. Katade “Vallahi Yahya ibadette de, yumuşak ahlaklı olmakta da, ilimde ve takvada da efendiydi.” demiştir.
Âyet-i kerimede zikredilen ve “İffetli” diye tercüme edilen kelimesi, müfessirler tarafından şu şekillerde izah edilmiştir:
a- Said b. ei-Müseyyeb tarafından “Cinsel organı müsait olmayan” şeklinde izah edilmiştir. Ve bu hususta Amr b. ej-As’ın şöyle söylediğini işittiğini rivayet etmiştir: Resulullah buyurmuştur ki “Kıyamet gününde Ademoğullarından herkesin bir günahı olacaktır. Ancak, Zekeriyaya oğlu Yahya hariçtir.” Amr b. el- As diyor ki: “Sonra Resulullah elini yere uzattı küçük bir ağaç parçası aldı ve buyurdu ki: “Bunun sebebi şudur ki, erkeklerde olan şey Yahyada bu çöp kadardı. Bu sebeple Allah teala onu “Efendi ve iffetli” diye isimlendirdi.
b- Abdullah b. Abbas ve Dehhaka göre burada zikredilen, kelimesinden maksat, erkeklik suyu olmayan” demektir,
c- Abduiîah b. Mes’ud, Said b. Cübeyr, Mücahid, Rakkaşi, Katade, İbn-i Zeyd, Süddi ve Hasan-ı Basriye göre ise demek, kadınlara yaklaşmayan” demektir.
Bu âyet, hayırların anahtarının namaz olduğuna, duaların, namazı kılmakla kabul edileceğine işaret etmektedir. Herhangi bir ihtiyacı olan kişi, huşu ile, namaza yönelmeli sonra rabbine yal varmalıdır.
Nitekim Resulullah (s.a.v.) in başına bir sıkıntı geldiğinde hemen namaz kılardı.
40- Zckerriya şöyle dedi: “Ey rabbim, ben iyice ihtiyarlamış ve karım da kısır iken benim nasıl oğlum olabilir? Allah: “Bu böyledir, Allah dilediğini yapar” dedi.
Bunun üzerine Zekeriyya şöyle dedi: “Ey rabbim, benim nasıl oğlum olacak? Yaşım çok ilerlemiş hanımım da kısırdır. Allah, “Bu böyledir. Allah seni daha önce ortada yok iken var ettiği gibi, hanımın kısır sen de ihtiyar olduğun halde sana çocuk verecektir.” dedi.
Taberi diyor ki: “Zekeriyya (a.s.) Allahin Peygamberi olduğu halde “Ey rabbim, ben iyice ihtiyarlamış ve karım da kısır iken benim nasıl oğlum olabilir?” Sözünü nasıl söyledi? Halbuki melekler kendisine oğlu olacağını müjdelemişlerdi. Zekeriyya, meleklerin doğru söylediklerinden şüphe mi etmişti? Halbuki bu mümin bir kula bile yakışmaz. Nerede kaldı ki Peygambere yakışsın? Yoksa Zekeriyya, Allah’ın kudretini inkâra mı kalkmıştı? Bu ise daha büyük bir suçtur. Zekeriyyadan bunun beklenmesi abestir.” Cevaben denilir ki: “Bu hususta Süddi ve İkrime şunları söylemişlerdir.”Melekler Hz. Zekeriyyayı bir oğlu olacağı ile müjdelemelerinden sonra Şeytan ona gelip, müjdeleyenlerin Allah’ın elçileri olmadıklarım, bu sözlerin Şeytan tarafından söylendiğini, Zekeriyyaya söylemiş bunun üzerine Zekeriyya, içine düşen şüpheyi bertaraf etmek için meselesinin açıklığa kavuşmasını istemiş, ve âyette zikredilen sorusunu sormuştur.
Taberi “Burada, Zekeriyyanm sorusunun, kendisine müjdelenen çocuğun, kısır olan hanımından mı yoksa başka bir kadından mı olacağını öğrenmek için sormuş olabileceğini söylemiştir.
Bazı alimlere göre ise Zekeriyya (a.s.) bu soruyu, Allah’ın vaadinden şüphe ettiği için değil, müjdesini sağlamlaştırmak için sormuştur.
Zekeriyyanm bu sorusu üzerine Allah teala şöyle buyurmuştur: “Bu böyledir. Allah seni daha önce ortada yok iken varettiği gibi, hanımın kısır sen de ihtiyar olduğun halde sana çocuk verecektir