TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA AL-İ İMRAN SURESİ 60. AYET
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
Ey Muhammed, bu, rabbîn tarafından bir gerçektir. O halde şüphe edenlerden olma.
Ey Muhammed, İsa hakkında sana bildirilen malumat, rabbinin katından gelen bir gerçektir. O halde sen bu hususta şüphe edenlerden olma.
Kim, sana ilim geldikten sonra seninle, onun hakkında mücadele ederse, ona şöyle de: “Gelin çocuklarımızı ve çocuklarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım sonra yalvaralım da yalancıların üzerine Allanın lanetini dileyelim.
Ey Muhammed sana, İsa hakkında bilgi gelip onun, Allanın kulu olduğu bildirildikten sonra kim seninle onun hakkında tartışmaya girişirse ona de ki: “Gelin çocuklarımızı ve çocuklarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, bizzat kendimizi ve kendinizi çağıralım da hep birlikte dualarımızı kabul etmesi için Allaha yalvaralım ve yalancıları Allanın lanetiyle lanetleyelim.”
Hz. İsa ile ilgili bu âyetlerin, Hristiyan olan Necranlılann, Resulullaha gelen ve Hz. İsa hakkında onunla tartışmak isteyen heyeti hakkında nazil oldukları rivayet edilmiştir.
Necranlılar Resulullaha gelip onunla isa hakkında tartışarak, o zamanın âdetinden olan “Lanetieşme”yi teklif ettiler. İşte bunun üziren bu âyetler nazil oldu.
Huzeyfe el-Yeman diyor ki: “Necranın reislerinden, Âkıb ve Seyyid unvanı verilen kişiler Resulullaha geldiler. Onunla mübahele yapmak istediler. Fakat bunlardan biri diğer arkadaşına “Bunu yapma, Allaha yemin olsun ki eğer o gerçekten Peygamber ise ve biz de onunla mübahele edersek bundan sonra ne biz kurtuluruz ne de soyumuz.” dedi. Bunun üzerine o iki kişi Resuiullaha dediler ki: “Biz sana istediğini vereceğiz sen bizimle birlikte güvenilen bir kişi gönder. Bizimle güvenilmeyen bir kişi gönderme.” Bunun üzerine Resulullah: “Ben sizinle beraber, gerçekten güvenilir olan bir kişi göndereceğim.” dedi. Sahabiler bu şerefe nail olmaya hazırlandılar. Resulullah buyurdu ki “Kalk ey Ebu Ubey-de b. el-Cerrah.” Ebu Ubeyde ayağa kalkınca: “İşte ümmetin emin kişisi budür.” buyurdu
Sa’d b. Ebi Vakkas diyor ki:
“Bu âyet-i kerime nazil olunca, Resulullah Aliyi, Fatimayı, Hasan ve Hü-seyini çağırdı ve dedi ki: “Ey Allahım, işte benim ehlim bunlardır.”
Bu hususta Abdullah b. Abbas diyor ki: Şayet Resulullahı mübahaleye çağıran insanlar mübahaleye çıkmış olsalardı, geri döndüklerinde ne ailelerini ne de malların bulabilirlerdi.
MÜBAHALE: Bu işe “Lanetleşme” derler ve bunu şöyle yaparlardı. Her iki taraf, kadınları ve çocuklarıyla birlikte bir yerde toplanıp kendi inanç ve iddialarının doğruluğunu savunur ve sonunda “Allahm laneti yalancının üzerine olsun.” derlerdi. İşte Necranlılar bu âdete uyarak Resuluilaha da bu şekilde mü-bahale yapmayı teklif etmişlerdi. Fakat bunun sonucundan korkarak kendi tekliflerinden vaz geçmişlerdir.