TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA ARAF SURESİ 158. VE 160. AYETLER

158- Ey Muhammed de ki: “Ey insanlar, şüphesiz ki ben, göklerin ve yerin hükümranı, kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayan, hayat veren ve öldüren Allah’ın, hepinize gönerdiği bir elçiyim. O halde Allah’a iman edin. Allah’a ve sözlerine iman eden, okuyup yazması olmayan, Allah’ın elçisi Peygambere de . Ona uyun ki doğru yola eresiniz.
Ey Muhammed, insanlara de ki: “Ben, benden önceki Peygamberler gibi insanların sadece bir kısmına değü sizin hepinize gönderilen bir Peygambe-rim.Beni gönderen, göklerin ve yerin ve her ikisinde bulunan şeylerin hükümranlığını elinde bulunduran, kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayan, varlıklara hayat veren ve öldüren Allah’tır. O halde Allah’ın birliğini ve okur zayar olmayan Peygamberinin elçiliğini tasdik edin. O Peygamber de Allah’a iman eder ve onun âyetlerini tasdik eder. Sizler o Peygamber’in yolunu tutun ki hidayete enniş olsanız. [1][208]
159- Musa’nın kavmi arasında, hak ile doğru yolu gösteren ve hak ile adaleti sağlayan bir topuluk ta vardı.
Allah Teâlâ, İsrailoğull arının kıssası arasında, Resulullah (s.a.v.)’e bütün insanlara Peygamber olarak gönderildiğini ilan etmesini emrettikten sonra, tekrar, İsrailoğullannın durumuna işaretle buyuruyor ki:
Musa’nın kavmi arasında insanları doğru yola davet eden ve adaletten ayrılmayan bir gurup ta vardı.
Bu âyette zikredilen ve İsrailoğullanndan bir topluluk oldukları beyan edilen insanların kimler oldukları hususunda farklı görüşler zikredilmiştir.
Süddi bunlar hakkında şöyle demiştir. “Bu kavim, sizinle onlar arasında bal’dan bir nehir bulunan bir kavimdir.” Başka bir rivayette “KunTdan bir nehir.” şeklindedir.
İbn-i Cüreyc ise bunların hakkında şunları söylemiştir: “On iki toruna ayrılan tsrailoğullan Peygamberlerini öldürüp inkâra düşünce, içlerinden, bir toruna mensup olanlar, bunların yaptıklarından uzak kalmışlar onlara nza göstermemişler ve Allah’tan, kendilerini bunlardan, ayırmasını istemişlerdir. Bunun üzerine Allah onlara, yerin altından bir tünel açmış, onlar oradan yürüyüp, çin topraklarının arkasında bir yere çıkmışlardır. Onlar orada, bizim kıblemize yönelip müslüman olarak yaşamaktadırlar.
Abdullah b. Abbas, şu âyet-i kerimeenin onlara işaret ettiğini söylemiştir. “Bundan sonra İsrailoğullanna şöyle dedik: “Buraya siz yerleşin. Âhiret vaadi (İsa) gelince sizleri bir araya toplanz. [2][209]
160- Biz, İsrailoğullarım, her biri bir ümmet plan on iki kabileye ayırdık. Ve Musa’ya, kavmi su istediğinde: Âsânı taşa vur.” diye vahyettik.
Vuruncu taştan oniki pınar birden akmaya başladı. Herkes su İçeceği yeri öğrendi. Onlara bulutu gölgelik yaptık. Üzerlerine kudret helvacıyla bıldırcın eti indirdik. Ve onlara: “Sizi rızıkladırdığımız temiz şeylerden yeyin.” dedik. Fakat onlar, nankörlük ederek bize zulmetmediler. Bilakis kendi nefislerine zultmetmiş oldular.
İsrailoğullan, dinleri hususunda ihtilafa düştükleri için onları oniki guruba bölüp oniki ümmet yaptık. Onlar, TİH çölünde iken Musa’dan su istedikleri zaman biz ona, asasını taşa vurmasını emrettik. O da vurdu ve taştan oniki pınar fışkırch. Kabilelerden herbiri su içeceği pınarı öğrendi. Ayrıca biz onları güneşin sıcağından kendilerini koruyacak bulutların altında gölgelendirdik. Ve onlara, yiyecek olark kudret helvası ve bıldırcın eti indirdik. Ve onlara: “Size verdiğimiz nziklann helal ve temizlerinden yeyin.” dedik. Fakat onlar bu nzıklardan hoşlanmadılar. Aynı şeyleri yemekten usandıklarını söylediler ve: “Biz, bir tek yenekle yetinemeyiz.” dediler. Daha basit şeyleri daha güzel şeylere tercih ettiler. Böylece biz onlara zulmetmedik, onlar böyle bir istekte bulunmakla kendi kendilerine zulmettiler. [3][210]