TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA ARAF SURESİ 86. VE 90. AYETLER

86- Allah’a iman edeni tehdit ederek, Allah yoyundan men ederek ve o yolun eğriliğini dileyerek her yolun önünü kesmeyin. Hatırlayın, vaktiyle siz, pek az idiniz. Allah sizi çoğalttı. Bozguncuların sonu nasılmış bir bakın.
Müminleri ölümle tehdit ederek, Allah’ın varlığını ve birliğini tasdik edenleri Allah’ın dininden men ederek, Allah’ın yolunda gidenlere eğri yollar göstererek her yolun başını kesmeyin. Hatırlayın, bir zaman sizin sayınız az idi. Allah sizin cemaatinizi çoğalttı. Böylece sizi, zilletten ve ezilmekten kurtardı. Allah’ın, size vermiş olduğu bu nimetlere karşılık ona şükredin ve sadece ona kullak edin. Yeryüzünde bozgunculuk çıkaranların nasıl cezalara çarptırıldıklarına ve akıbetlerinin ne olduğuna bir bakın.
Abdullah b. Abbas diyor ki: “Medyen halkı yolların başını tutup oradan geçenlere: “Şuayb yalancıdır.” diyorlardı. Ona iman etmek isteyenleri tehdit ediyor ve korkutuyorlardı. Âyet-i Kerime buna işaret etmektedir.
Katade, Mücahid ve Süddi de Şuayb kavminin, bu şkekilde yollan kestiklerini zikretmişlerdir.
Ayet-i kerime’ede, Şuayb kavminin, insanları Allah’ın yolundan alıkoydukları zikredilmektedir. Bundan maksat, onların Allah’a iman edenleri ve itaat ederek Salih amel işleyenleri iman ve amelden alıkoymaya çalışmalarıdır.
Ayeti kerime’nin sonunda “Bozguncuların sonu nasılmış bir bakın” buyu rulmaktadır. Bundan maksat, “Rablerine karşı gelen ve peygamberlerine isyan eden sizden Önceki ümmetlerin başlarına nasıl felaket ve azaplar geldiğine bir bakın. Bunlardan bazılan tufanla boğularak bazılan taşlar yağdırılarak, bazıları da çığlığa kapılarak helak olmamışlar mıdır?” demektir. [1][123]
87- Mademki içinizden bir topluluk benimle gönderilene iman ediyor, bir toplulukta inanmıyor. O halde Allah’ın aramızda hükmünü bildirmesine kadar sabredin. O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır.”
Madem ki içinizden bir topluluk, bana indirilen, ibadeti yalnız Allah’a yapma, ona karşı gelmeyi terketme, insanlara haksızlık yapmayı bırakma, ölçü ve tartıyı eksik yapmaktan vaz geçme esaslarına iman ediyor, diğer bir topluluk ta bunlara iman etmiyor ve bana tabi olmuyor, o halde Allah’ın aramızda vereceği kesin hükme kadar sabredin. Allah, hüküm verenlerin en hayırlısı ve yargı-hyanlann en adaletlisidir. Zira onun verdiği hükümde herhangi bir kayırma bulunmlaz. [2][124]
88- Kavminin, büyüklük taslayan ileri gelenleri şöyle dediler: “Ey Şuayb, seni ve seninle beraber iman edenleri ülkemizden mutlaka çıkaracağız yahut da bizim dinimize döneceksiniz. “Şuayb da şöyle dedi: “Dininize dönmek istemesek te mi?”
Şuaybın kavminden ileri gelen ve Allah’a iman edip, Peygamberlerine uymayı gururlarına yediremeyenler ise Şuayba şu cevabı v emi işi erdir. “Ey Şuayb ya sen ve sana tabi olan müminler bizim dinimize dönersiniz yahut da sizleri ülkemizden mutlaka çıkaracağız. “Bunun üzerine de Şuayb şöyle demiştir: “Bizler istemesek te mi? bizleri memleketinizden çıkarıp ve Allah’ın dininden alıkoyacaksınız.” [3][125]
89- Eğer Allah bizi, dininizden kurtardıktan sonra tekrar ona dönecek olursak Allah’a yalan iftira etmiş oluruz. Rabbimiz olan Allah’ın dilemesi müstesna, sizin dininize dönmeniz mümkün değildir. Rabbimiziıı ilmi her şeyi kuşatmıştır. Biz sadece Allah’a dayanırız. Ey rabbimiz, kavmimizle bizim aramızda hak ile hükmünü ver. Sen, hüküm verenlerin en hayırlısın,
Allah bizleri hiyate erdirip sizin dininizden kurtardıktan sonra şayet sizin dininize dönecek olursak biz Allah’a karşı yalan uydurmuş oluruz. Artık bizim, sizin dininize dönmemiz imkânsızdır. Ancak Allah, daha Önce hakkımızda böyle bir şey takdir etmişse bu müstesnadır. Rabbimizin ilmi herşeyi kuşatmıştır. Olup biten ve olacak şeylerden hiçbiri ona gizli değildir. Biz, bütün işlerimizde ancak Allah’a dayanırız. Ey rabbimiz, sen, bizimle, kafir olan kavmimizin ansını adaletli hükümle ayır. Zira sen, hükü verenlerin en hayırlısısm.”
Şuayb aleyhisselam, kavminin iman etmesinden ümidini kesip kentlisinin ve müminlerin, bunların şerrine uğramalarından korkunca Allah’a yalvara-rak meseleyi ona havale etti. Allah da Şuayb’in duasını kabul etli. [4][126]
90- Kavminin ileri gelen kâfirleri şöyle dediler: “Yemin olsun ki eğer Şuayb’ uyarsanız o zaman hüsrana uğrarısınız.
Şuaybin kavminden ileri gelen kâfirler ise: “Yemin olsun ki eğer sizler, Şuaybin, Allah’ın bir olduğunu kabil etme davetine uyar ve onun Peygamberliğini kabul edersiniz, o takdirde mutlaka helak olacak ve bu yaptıklarınızla aldanım ş olacaksınız” dediler. [5][127]