<>.theiaStickySidebar:after {content: ""; display: table; clear: both;}
sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA ARAF SURESİ 86. VE 90. AYETLER

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA ARAF SURESİ 86. VE 90. AYETLER
04.02.2025
6
A+
A-

86- Allah’a iman edeni tehdit ederek, Allah yoyundan men ederek ve o yolun eğriliğini dileyerek her yolun önünü kesmeyin. Hatırlayın, vaktiyle siz, pek az idiniz. Allah sizi çoğalttı. Bozguncuların sonu nasılmış bir bakın.

Müminleri ölümle tehdit ederek, Allah’ın varlığını ve birliğini tasdik edenleri Allah’ın dininden men ederek, Allah’ın yolunda gidenlere eğri yollar göstererek her yolun başını kesmeyin. Hatırlayın, bir zaman sizin sayınız az idi. Allah sizin cemaatinizi çoğalttı. Böylece sizi, zilletten ve ezilmekten kurtardı. Allah’ın, size vermiş olduğu bu nimetlere karşılık ona şükredin ve sadece ona kullak edin. Yeryüzünde bozgunculuk çıkaranların nasıl cezalara çarptırıldıkla­rına ve akıbetlerinin ne olduğuna bir bakın.

Abdullah b. Abbas diyor ki: “Medyen halkı yolların başını tutup oradan geçenlere: “Şuayb yalancıdır.” diyorlardı. Ona iman etmek isteyenleri tehdit ediyor ve korkutuyorlardı. Âyet-i Kerime buna işaret etmektedir.

Katade, Mücahid ve Süddi de Şuayb kavminin, bu şkekilde yollan kestik­lerini zikretmişlerdir.

Ayet-i kerime’ede, Şuayb kavminin, insanları Allah’ın yolundan alıkoy­dukları zikredilmektedir. Bundan maksat, onların Allah’a iman edenleri ve itaat ederek Salih amel işleyenleri iman ve amelden alıkoymaya çalışmalarıdır.

Ayeti kerime’nin sonunda “Bozguncuların sonu nasılmış bir bakın” bu­yu rulmaktadır. Bundan maksat, “Rablerine karşı gelen ve peygamberlerine is­yan eden sizden Önceki ümmetlerin başlarına nasıl felaket ve azaplar geldiğine bir bakın. Bunlardan bazılan tufanla boğularak bazılan taşlar yağdırılarak, bazı­ları da çığlığa kapılarak helak olmamışlar mıdır?” demektir. [1][123]

 

87- Mademki içinizden bir topluluk benimle gönderilene iman edi­yor, bir toplulukta inanmıyor. O halde Allah’ın aramızda hükmünü bildir­mesine kadar sabredin. O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır.”

Madem ki içinizden bir topluluk, bana indirilen, ibadeti yalnız Allah’a yapma, ona karşı gelmeyi terketme, insanlara haksızlık yapmayı bırakma, ölçü ve tartıyı eksik yapmaktan vaz geçme esaslarına iman ediyor, diğer bir topluluk ta bunlara iman etmiyor ve bana tabi olmuyor, o halde Allah’ın aramızda vere­ceği kesin hükme kadar sabredin. Allah, hüküm verenlerin en hayırlısı ve yargı-hyanlann en adaletlisidir. Zira onun verdiği hükümde herhangi bir kayırma bulunmlaz. [2][124]

 

88- Kavminin, büyüklük taslayan ileri gelenleri şöyle dediler: “Ey Şuayb, seni ve seninle beraber iman edenleri ülkemizden mutlaka çıkara­cağız yahut da bizim dinimize döneceksiniz. “Şuayb da şöyle dedi: “Dinini­ze dönmek istemesek te mi?”

Şuaybın kavminden ileri gelen ve Allah’a iman edip, Peygamberlerine uymayı gururlarına yediremeyenler ise Şuayba şu cevabı v emi işi erdir. “Ey Şuayb ya sen ve sana tabi olan müminler bizim dinimize dönersiniz yahut da sizle­ri ülkemizden mutlaka çıkaracağız. “Bunun üzerine de Şuayb şöyle demiştir: “Bizler istemesek te mi? bizleri memleketinizden çıkarıp ve Allah’ın dininden alıkoyacaksınız.” [3][125]

 

89- Eğer Allah bizi, dininizden kurtardıktan sonra tekrar ona döne­cek olursak Allah’a yalan iftira etmiş oluruz. Rabbimiz olan Allah’ın dile­mesi müstesna, sizin dininize dönmeniz mümkün değildir. Rabbimiziıı ilmi her şeyi kuşatmıştır. Biz sadece Allah’a dayanırız. Ey rabbimiz, kavmimiz­le bizim aramızda hak ile hükmünü ver. Sen, hüküm verenlerin en hayırlı­sın,

Allah bizleri hiyate erdirip sizin dininizden kurtardıktan sonra şayet sizin dininize dönecek olursak biz Allah’a karşı yalan uydurmuş oluruz. Artık bizim, sizin dininize dönmemiz imkânsızdır. Ancak Allah, daha Önce hakkımızda böy­le bir şey takdir etmişse bu müstesnadır. Rabbimizin ilmi herşeyi kuşatmıştır. Olup biten ve olacak şeylerden hiçbiri ona gizli değildir. Biz, bütün işlerimizde ancak Allah’a dayanırız. Ey rabbimiz, sen, bizimle, kafir olan kavmimizin ansı­nı adaletli hükümle ayır. Zira sen, hükü verenlerin en hayırlısısm.”

Şuayb aleyhisselam, kavminin iman etmesinden ümidini kesip kentlisi­nin ve müminlerin, bunların şerrine uğramalarından korkunca Allah’a yalvara-rak meseleyi ona havale etti. Allah da Şuayb’in duasını kabul etli. [4][126]

 

90- Kavminin ileri gelen kâfirleri şöyle dediler: “Yemin olsun ki eğer Şuayb’ uyarsanız o zaman hüsrana uğrarısınız.

Şuaybin kavminden ileri gelen kâfirler ise: “Yemin olsun ki eğer sizler, Şuaybin, Allah’ın bir olduğunu kabil etme davetine uyar ve onun Peygamberli­ğini kabul edersiniz, o takdirde mutlaka helak olacak ve bu yaptıklarınızla al­danım ş olacaksınız” dediler. [5][127]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.