TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 111. AYET-İ KERİME
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
111- Onlar: “Cennete ancak Yahudi olanlar veya Hıristiyan olanlar girecektir.” dediler. Bu, onların kuruntularıdır. De ki: “Eğer doğru söylüyorsanız, delilinizi getirin.”
Yahudiler: “Cennete ancak Yahudiler girecektir.” Hıristiyanlar da “Cennete ancak Hıristiyanlar girecektir.” dediler. Bu onların nefislerinden kaynaklanan asılsız hayallerdir. Delilsiz, dayanaksız olarak haksız yere Allah’a besledikleri kuruntularıdır. De ki: “Eğer doğru söylüyorsanız, iddia ettiğiniz hususa dair delillerinizi getirin.”
Diğer bir âyet-i kerimede de, Yahudi ve Hıristiyanların, Allah’ın dostları oldukları iddialarına cevap verilerek şöyle buyuruluyor:” Yahudiler ve Hıristiyanlar: “Biz, Allah’ın oğulları ve dostlarıyız.” dediler, onlara de ki: “O halde niçin günahınızdan dolayı size azap ediyor?” Hayır, siz de Allah’ın yarattığı birer insansınız.” Allah, dilediğini bağışlar, dilediğine de azap eder. Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin mülkiyeti Allah’a aittir. Dönüş sadece onadır.
Âyet-i kerimede geçen ve “Yahudi olanlar” diye tercüme edilen kelimesinin izahı hakkında iki görüş zikredilmiştir. Birinci görüşe göre bu kelime “Tevbe eden, hakka yönelen” anlamına gelen kelimesinin çoğuludur. Diğer bir görüşe göre ise, bu kelime mastardır. Çoğul sıfat yerine kullanılmıştır. Yani “hidayette olanlar” demektir. Bazılarına göre de Kelimesi kelimesinin kısaltılmış şeklidir.” Nitekim denilmiştir ki: “Übey b. Kâ’b’ın kıraatına göre bu kelime şeklindedir.”
Âyet-i kerimenin sonunda “Eğer doğru söylüyorsanız delillerinizi getirin.” buyurulmaktadır. Allah Teâlâ burada Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.)’e Yahudi, Hıristiyan ve Müslümanları, hepsi için adaletli olan bir hükme çağırmayı emretmektedir. O da, her bir fırkanın iddiasının doğru olduğuna dair kesin bir delil getirmesidir. Her ne kadar, âyetin zahiri “Cennete ancak Yahudiler girecektir.” diyen Yahudilere ve “Cennete ancak Hıristiyanlar girecektir.” diyen Hıristiyanlara iddialarının doğruluğunu ispatlayacak deliller getirmelerini emrediyorsa da aslında âyet, onların bu tür iddialarını yalanlamaktadır. Zira onların, bu iddialarını ispatlayacak bir delil getiremeyecekleri muhakkaktır. Nitekim bundan sonra gelen âyet, ancak Allah’a boyun eğen müminlerin âhirette mükâfata nail olacaklarını beyan ederek, izahını yaptığınız âyetin bu işaretini pekiştirmektedir.