TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 271. AYET-İ KERİME
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
271- Sadakaları açıkça verirseniz ne güzel. Eğer onları gizler ve fakirlere verirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. Allah bununla günahlarınızdan bir kısmını öter. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
Eğer sadakalarınızı açıkça verirseniz bu güzel bir şeydir. Şayet onları kimseye göstermeden gizler ve gizlece fakirlere verirseniz, bu sizin için açıkça vermenizden daha hayırlıdır. Çünkü gizli verilen sadaka daha hayırlıdır, daha faziletlidir. Allah, sadakalarınız sebebiyle bir kısım günahlarınızı Örter. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. Amellerinizden hiçbir şey ona gizli kalmaz.
Peygamber efendimiz (s.a.v.) sadakayı gizlice verenin kıyamet gününde arşın gölgesinde gölgelendirilecek yedi sınıf insandan biri olacağını beyanla buyuruyor ki:
“Yedi kimse vardır ki, Allanın arşının gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı bir günde Allah onları, arşın gölgesi altında gölgelendirecektir. Bunlar, adaletli Halife, AUaha ibadet ederek yetişen genç, kalbi mescitlere bağlı olan kişi, Allah için birbirlerini seven iki arkadaş (öyle ki, bunlar Allah için bir araya gelir ve Allah için ayrılırlar.) Mevki ve güzellik sahibi bir kadın kendisini (hayasızlığa) davet ettiği halde: “Ben, Allahtan korkarım” diyerek onu reddeden kişi,, sağ elinin verdiği sadakayı sol elinin duymayacağı kadar gizlice sadaka veren kişi ve hiç kimsenin bulunmadığı bir yerde Allahi anarak gözlerinden yaş döken kişilerdir.
Peygamber efendimiz diğer bir hadis- şerifinde de şöyle buyuruyor:
“Allah teala yeryüzünü yaratınca, yeryüzü sarsılıyordu. Bunun üzerine Allah teala dağlan yarattı. Onları yeryüzüne yerleştirdi ve yüryüzü istikrara kavuştu. Melekler, dağların güçlülüğüne şaşarak: “Ey rabbimiz, yaratıkların arasında dağlardan daha güçlü bir şey var mı?” diye sordular. Allah: “Evet, demir var.” buyurdu. Melekler: “Ey rabbimiz, yaratıkların içinde demirden daha güçlü bir şey var mı?” dediler. Aİlah: “Evet ateş var.” buyurdu. Melekler: “Ey rabbimiz, yaratıkların arasında ateşten daha güçlü bir şey var mı?” dediler. Allah : “Evet su var.” buyurdu. Melekler: “Ey rabbimiz, yaratıkların arasında sudan daha gülçü bir şey var mı?” dediler. Allah: “Evet rüzgâr var.” buyurdu. Melekler: “Ey rabbimiz, yaratıkların arasında rüzgârdan daha güçlü bir şey var mı?” dediler. Allah, “Evet var. O, sağ eliyle bir sadaka verip onu sol elinden gizleyen Âdemoğludur.” buyurdu
Ebu Zer el-Gifari (r.a) diyor ki:
…Dedim ki: “Ey Allanın Resulü, sadakanın karşılığı nedir?” Resulullah (s.a.v.) “Kat kattır.” buyurdu. Dedim ki: “Ey Allahın Resulü, hangi sadaka daha üstündür” Resulullah: “Malı az olanm zorlukla verdiği bir de gizli olarak fakire verilen sadakadır.” buyurdu
Peygamber efendimiz diğer bir hadis-i şerifinde buyurmuştur ki:
“Suyun ateşi.söndürdüğü gibi, sadaka da hataları söndürür.
Abdullah b. Abbasa göre burada gizli verilmesinin daha efdal olduğu belirtilen infak, farz olmayan bağışlardır. Çünkü farz onlanların açıktan verilmesi daha evladır. Bu âyetin izahında Abdullah b. Abbasm şunları söylediği rivayet edilmektedir: Allah teala, gizli olarak verilen bağışı, açık olarak verilenden yetmiş kat üstün kılmıştır. Farz olan şeyin açıktan verilmesini ise gizli verilmesinden daha üstün kılmıştır. Açıktan verilenin sevabının, gizli verilenden yirmi beş kat üstün olduğu söylenmektedir. Diğer bütün farzlarda ve nafilelerde de durum böyledir.
Yezid b. Habib ise bu âyet-i kerimenin, Yahudi ve Hristiyan olan ehl-i kitap hakkında indiğini söylemiş ve âyeti şöyle izah etmiştir: “Eğer sizler, ehl-i kitap olan Yahudi ve Hristiyanlara verdiğiniz sadakaları açıktan verecek olursanız ne güzel, şayet onu gizler ve onların fakirlerine verecek olursanız, bu sizin için daha hayırlıdır.” Yezid b. Habib, fakir müslümanlara verilecek olan zekatların da bağışlarında gizli verilmelerinin, açıkça verilmeden daha evla olduğunu söylemiştir.